Diriliş Postası Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni-Gazeteci-Yazar-Sinemacı Erem Şentürk, 9. Kocaeli Kitap Fuarı’na konuk oldu. Kılavuz Gençlik Sahnesinde gerçekleşen söyleşide Şentürk, “İsmimin başına yazar, gazeteci, senarist, genel yayın yönetmeni diye yazdırmıyorum. Önemli olan İslam coğrafyasındaki dertleri buraya aktarmaktır. İnsan bir meslekle tanınamayacak kadar büyüktür. Gazeteci, şoför avukat olmak önemli değildir. Önemli olan insan olabilmektir” dedi.

KURAN-I KERİM OKU İLE BAŞLIYOR

“Zebur dokun, Tevrat gör, İncil işit ve Kur’an-ı Kerim oku’’ ile başlıyor diyen Erem Şentürk, “Bu ilk kelimelerden kurulu sıralama bile tekâmülünün yolculuğunun nasıl başladığı ve nasıl bittiğini gösteriyor. Okumak insanın medeniyete dair gelip gelebileceği nihai noktadır” vurgusunu yaptı.

BİZ SÖZLÜ KÜLTÜR EVLATLARIYIZ

Şentürk, “Biz sözlü kültür evlatlarıyız. Sözlü kültür avantajlarından da fazlasıyla yararlandık. Kimse sözlü kültür iyidir, yazılı kültür kötüdür veya tam tersi de olabilir diyemez. İkisinin de avantajları ve dezavantajları var. Sözlü kültür hızlı düşünür hemen aktarır. Bir türküyle bir atasözüyle bir kelimeyle yazılı kültürün on kitapta anlatamadığını anlatır. Bu müthiş bir miras yöntemidir. Çok hızlı düşünmektir. Ama sözlü kültürde anlamlar kayar” şeklinde konuştu.

MÜSLÜMAN EN BAŞTA OKUMALI

‘’Babam ve dedem derdini yazsaydı ve ben onları okuyabilseydim Adnan Menderes’e sahip çıkardım”” diyen Şentürk, “Yine dedemin babası yazsaydı dedem Adnan Menderes asıldığın evde oturup ağlamazdı. Ben babamın gittiği yerden gitmiyorum. Çünkü not almamış yazmamışlar. Ben de yazmasam benim evladım da benim ayak izlerimi takip eder ve o da yazmaz. Biz böyle dairesel bir hareket çiziyoruz. Hâlbuki Müslüman en başta okumalıydı ve okumayla arasını düzeltmeliydi. Çünkü ilk ayet oku. Okumakla insanın ilişkisinin ne kadar derin olduğunu anlamak için şuna bakmak gerekiyor; Allah insanlara hep kitapla, yazıyla hitap etti” dedi.

İNSAN OKUSA ŞEYTAN ÖLÜRDÜ

Erem Şentürk konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bâyezid-i Bistâmî şöyle demiştir. İnsanoğlu yazmanın kıymetini bilseydi şeytan şimdi olduğundan daha fazla yorulurdu. İnsan okumanın kıymetini bilseydi şeytan çoktan ölmüştü. Bizim yazma ve okuma ile ilgili olan ilişkimizi düzeltmemizin yolu kendi kendimizi doğru tarif etmek ve nerde durduğumuzu ve hayata nasıl baktığımızı anlatmaktır.”

BİR FORMU ALDIĞINIZDA AHLAKINI DA ALIRSINIZ

“Batının iyi yönünü alalım, kötü yanını almayalım’’ sözünün Tanzimat döneminde söylendiğini belirten Şentürk, “Bu söz teorik ve pratik olarak mümkün değildir. Bir formu aldığınızda ahlakını da alırsınız. Dünyanın bütün formları gittikleri yerlere ahlaklarını da götürürler. Her ahlak kendi formunu üretir. Osmanlıda minareler hep kısadır, Selatin camileri hariç. Çünkü minareden evlerin içine mahremine bakılmasın diye kısa tutulmuştur. Mimari kendi ahlakını üretir” diyerek söyleşisini tamamladı. Erem Şentürk söyleşinin ardından kitaplarını imzaladı.