O bir anne, o bir iş kadını ve o bir siyasetçi. Fırat Eczanesi’nin sahibi, AK Parti Gebze Belediyesi Meclis Üyesi NAZMİYE HÖBEK’le çok özel konuştuk. Bayan Höbek bilinmeyenlerini ve kadına dair her şeyi Gölge Dergi’ye anlattı.
ZAYIF İNSAN ŞİDDET UYGULAR
Küçük yaşta olan evliliklere karşıyım. Hatta çok erken evliliğe karşıyım. Bir kere insanın kendini hazır hissettiği yaşta evlenmesi gerekir. Çünkü bir aile kuracaksın. Evlenmek için evlenilmez. Erkek ya da kadın hiç fark etmez.
Şimdi bir annenin bebeği olduğu zaman, en sıkıntılı döneminde de hem ticari hem siyasi olarak aktif olması gerektiğini düşünüyorum. Çocuğunu bırakmayacak, çocuğuna sevgisini gösterecek.
Severek yaptığım mesleği özellikler bir kadın olarak çok mutluyum. Siyasi olarak da ayriyeten keyif aldığım bir iş. Farklı şeylerle karşılaşıyorsunuz.
Kadın çok önemli, anne olarak, eş olarak, toplumun bir bireyi olarak, herkes elini taşın altına sokması lazım. Kadın olarak da geri kalmamalıyız. Her şey erkeğe bırakılıp da erkek şunu yapmalı bunu yapmalı şeklinde düşüncemizin olmaması gerekiyor.
Kadın kutsal bir varlık. İnsan Kutsal bir varlık. Şiddet hiç kimseye olmaması gerekir. İnsanın insana yapmaması gereken bir davranış. Şiddet, zayıflığın bir göstergesi. Zayıf olan bir insan şiddete başvurur.
Geçen dönem Meclis Üyesi olarak 3 kişiydik. İkinci dönemde 7 kişiye çıktık. Bu çok güzel bir gelişme. Yeterli bir sayıda değil ama gelecekte daha iyi olacağına inanıyorum. Ticari hayatta da eskiden bu kadar kadın yoktu.
Sabah çok erken kalıyorum. Sonrasında kahvaltı saati. Açık hava sporu yaparım. Vakit buldukça yürüyüş yaparım. Mümkün oldukça erken saatlerde eczaneye giderim. Bütün gün eczanedeyim.
Eşim Hakan Höbek , çok çalışkan, çok zeki ve çok anlayışlıdır. Dünyaya yeniden gelsem yine Nazmiye Höbek olmak isterdim. Hakan Bey’in eli lezzetlidir, yeteneklidir, güzel yemek yapar ama pek mutfağa karıştırmam.
Röportaj : Dilek ARMAN – Pınar GÖKÇE
Fotoğraflar: Dilek ARMAN
Nazmiye Höbek, asıl mesleği eczacı. Aynı zamanda da AK Parti Gebze Belediyesi Meclis Üyesi. Başarılı bir iş kadını. iyi bir eş ve iki kız çocuk annesi. Kendisi ve eşi Dr. Hakan Höbek işleri ve sosyal ilişkileri ile toplumun önde gelen isimlerinden. En önemlisi de yaptığımız bu özel söyleşi boyunca güler yüzünü bizden hiç eksik etmedi ve onun yardım sever, anlayışlı bir kişiliği olduğunu bir kez daha farkına vardık.
Güler yüzünün yanında tatlı dili sohbetimizi daha da keyifli hale getirdi. Başarılı Eczacı Nazmiye Höbek, müşterilerine gösterdiği sıcaklığı ve samimiyetini bizden de esirgemedi. Bu durumda onun ne kadar sevgi dolu bir kalbi olduğunu ve insanlara verdiği değer karşısında sevgisini yansıttığını da anlamış olduk. Başarılı bir iş kadını olmasını işini severek yapmasına bağladı.
İlaç satmak ile ilaç vermek arasında çok fark var aslında. Nazmiye Höbek bir eczacı olarak, ilaç satmak değil de, insanlara ilaç ulaştırmak taraftarı. İşine, eşine, çocuklarına büyük bir tutkuyla bağlı. Toplumla iç içe, hem eczacı, hem siyasetçi olan bu iş kadınını yakından tanıyın istedik. Bilinmeyenleri soralım, sizi de bilgilendirelim dedik.
‘’Kadın kadına’’ başlığı altında yaptığımız söyleşi tam da yerini bulmuş oldu. Başarılı iş kadını Nazmiye Höbek ile toplumda kadının yerini, değerini, başarılı olmanın sırlarını, iyi bir anne olmanın yolunu ve kendisi hakkında kişisel birçok konuyu ele aldık. Bize söylediği düşünceleriyle adeta kadınların sesi oldu. Nazmiye Höbek sorularımızı yanıtladı… Gölge Dergi’ye çarpıcı yanıtlar verdi. Kadının toplumda ki yerine önemli açıklamalarda bulundu. Sıra dışı bu söyleşiyi, alışılagelmiş mekanların dışında yaptık. Bizi kahvaltıda ağırlayan Nazmiye Höbek’le, işte bal dadına söyleşimiz.
GÖLGE: Nazmiye Hanım, öncelikle günaydın. Gölge Dergi’mizin misafiri olduğunuz için teşekkür ediyoruz. Gerçi sizi Gebze’de geniş bir kesim tanıyor ama söyleşimize başlarken sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz, kimdir Nazmiye Höbek?
- İstanbul doğumluyum, aslen Çorumluyum. Pendik İmam Hatip Lisesi’nde okudum. 1992 yılında Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldum. 1993 yılında ilk eczanemi açtım.
GÖLGE: Siyaset ve ticaretle iç içesiniz. Bir tarafta mesleğiniz eczacılığı sürdürüyorsunuz, diğer yandan Gebze Belediye Meclis üyesi olarak aktif siyasettesiniz. Nasıl bir duygu?
- Yoğun ama güzel bir duygu. Asıl mesleğim eczacılık. Eczacılığı çok severek ve isteyerek yapıyorum, yapmaya çalışıyorum. Bunun yanında siyasi olarak da çeşitli kesimlere eczacı olarak da ulaşamadığımız ya da size denk gelmeyen insanlara siz gidiyorsunuz. İster istemez onların farklı yapılarını öğreniyorsunuz. Farklı kişilerle görüşüyorsunuz. Ulaşabildiğiniz kadar çok insana ulaşıyorsunuz. Bu çok önemli. Ben bu durumdan keyif alıyorum. Bir taraftan yorucu ama bir taraftan da dinlendiriyor. Keyif alacağınız işleri yaparsanız o kadar mutlu olursunuz.
GÖLGE: Siyaset mi, ticaret mi yani eczacılık mı ağır basıyor?
- Benim mesleğim eczacılık. Tabi ki mesleğimden vazgeçmem. Eczacılığın diğer meslekler de olduğu gibi sıkıntılar var, sıkıntılı bir süreçten geçiyor ama bunu da en kısa zamanda atlatırız. Severek yaptığım mesleği özellikler bir kadın olarak çok mutluyum. Siyasi olarak da ayriyeten keyif aldığım bir iş. Farklı şeylerle karşılaşıyorsunuz. Hoşunuza gidiyor. Yani bir işle uğraştığınızda yararlanabiliyorsanız, ne mutlu size. Ben gerçekten keyif alıyorum. Keşke daha fazla yapabilsek.
GÖLGE: Bir siyasetçi olarak Gebze’nin tespit ettiğiniz sorunları nelerdir?
- Gebze Sağlıklı Kentler Birliği Üyesi. Meclis üyesi olduğumuzdan beri Sağlıklı Kentler Birliği Üyesiyiz. Toplantılara gittiğimiz zaman, öncelikle şehirleri, bize yakın olan şehirlerde var. Diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bizimde sorunlarımız çok. Coğrafi konum itibariyle göç çok var. Diğer sakin olan şehirlerde daha az sorun yaşanırken biz daha ağır yaşayabiliyoruz. Sonuçta çalışarak aşılamayacak bir sorun yok. Çözeriz diye düşünüyorum. Kısa, orta ve uzun vadeli olarak çözülecek.
GÖLGE: Nazmiye Hanım, Türkiye’de kadının yeri neresidir sizce?
- : İnsanın kendine değer verdiği sürece, değer bulduğunu düşünüyorum. Kadın çok önemli, anne olarak, eş olarak, toplumun bir bireyi olarak, herkes elini taşın altına sokması lazım. Kadın olarak da geri kalmamalıyız. Her şey erkeğe bırakılıp da erkek şunu yapmalı bunu yapmalı şeklinde düşüncemizin olmaması gerekiyor. Her şeyden önce insan yetiştiriyorsunuz. Önce kendinizi yetiştirmelisiniz.
GÖLGE: Ülkemizde kadın-erkek eşitliği var mı?
- Yaratışları itibari ile biyolojik ve huy farklılıkları var. Ama şu bir gerçek ki kadın- erkek fırsat eşitliği olması gerekir. Birisinin yapamadığını diğeri yapamayabilir. Ama bu onun eksik olduğu anlamına gelmez. Pozitif taraflarımızı çoğaltarak devam etmeliyiz. Fırsat eşitliği olması gerekir. Eskiye bakılaraktan düzelme görüyorum.
GÖLGE: Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da küçük yaşta gerçekleşen evlilikler hakkında ne düşünüyorsunuz?
- : Doğu, Güneydoğu olarak ayırt etmiyorum. Küçük yaşta olan evliliklere karşıyım. Hatta çok erken evliliğe karşıyım. Bir kere insanın kendini hazır hissettiği yaşta evlenmesi gerekir. Çünkü bir aile kuracaksın. Evlenmek için evlenilmez. Erkek ya da kadın hiç fark etmez. İki tarafta sorumluluğu alamayacaksa hiç evlilik olmasın. Öncelikle eğitimini tamamlayacak, biyolojik olarak fiziksel olarak gelişimini tamamlayacak, bilinçli bir şekilde evliliğe adım atacak. Ben 26 yaşım bittikten sonra evlendim. Eğitim olarak, ekonomik olarak hazırdım ve kafam rahat bir şekilde evlendim. Planlı programlı hareket eden bir insan değilim ama o şekilde ilerliyor.
GÖLGE: Sıkça karşılaştığımız bir toplumsal yaramız var. Kadına şiddet konusundaki düşünceniz nelerdir, bu sorunun sizce temeli ve çözümü nasıl olmalı?
- Kadın kutsal bir varlık. İnsan Kutsal bir varlık. Şiddet hiç kimseye olmaması gerekir. İnsanın insana yapmaması gereken bir davranış. Şiddet, zayıflığın bir göstergesi. Zayıf olan bir insan şiddete başvurur. Sanırım bu sorunun kökü de aileden kaynaklıdır. Gördüğünü yapar insan. Öncelikle annelerin eğitilmesi lazım. Anneler ve babalar bilinçli olması lazım. Çocuğun yetiştiği zaman diliminde şiddet görmezse, nasıl ve neden olduğunu da bilmez. Anne ve babaların sabırlı olması gerekir, empati kurması gerekir. Çocuğunda ne istediğini bilmesi gerekir. Çocuğun ne istediğini bilmeyen, sabırsız davranan, şiddete başvurur. Bir çocuğun ağrısı sızısı varsa agresif olur. Bu çocukta da böyle, yetişkinde de böyledir. Karşı tarafı iyi anlamak ve ona doğru şekilde yardımcı olmak gerekir. İletişim kuvvetli olursa, şiddet oluşmaz.
GÖLGE: Bölgemizde kadınlarımız hak ettikleri siyasi veya ticari noktalara gelebiliyorlar mı?
- Şimdi son zamanlarda yüzde elli kadın olan bir toplumda tabi ki kadın siyasetçi olması gerekir ama şimdi eskiye söre sayımız daha da arttı. Geçen dönem Meclis Üyesi olarak 3 kişiydik. İkinci dönemde 7 kişiye çıktık. Bu çok güzel bir gelişme. Yeterli bir sayıda değil ama gelecekte daha iyi olacağına inanıyorum. Ticari hayatta da eskiden bu kadar kadın yoktu. Önceden trafiğe çıktığım zaman, ‘’kadın bu kesin hata yapar’’ tepkileri olurdu. Yavaş yavaş bu durumda ortadan kalkmaya başladı. Eskiye göre inanın %5’lerde.
GÖLGE: Örneğin kadında sorumlu bakan olsaydınız ne gibi yenilikler yapardınız veya kanun çıkmasını sağlar mıydınız?
- Şimdi yapılan çalışmalar çok yoğun. Bir anket çalışması yapılabilir. Erkeklerin neye ihtiyacı var. Kadınların neye ihtiyacı var. Ciddi anlamda bunların üst komisyon tarafından değerlendirilmesi gerekir. Şimdi bir annenin bebeği olduğu zaman, en sıkıntılı döneminde de hem ticari hem siyasi olarak aktif olması gerektiğini düşünüyorum. Çocuğunu bırakmayacak, çocuğuna sevgisini gösterecek, yani ev ortamında çalışmasını ya da eğitimine katkıda bulunmasını, kursların olmasını, ev içinden de bir takım şeylerin yürütülebilmesini birinci çalışma olarak söyleyebilirim. Kursların açılması gerekir. Belediyelerimizin çok güzel kursları var. Bunlara daha farklı insanların katılımlarını sağlayabilmesini gerekir. Yine Gebze Belediyesi’nin ‘’Haydi çocuklar okula, anneler spora’’ diye bir projesi vardı. Bu şekilde çalışmalar yapılabilir. Hem spor yapan insan keyifli olur.
GÖLGE: Sizin gelecekteki siyasi hedefleriniz nelerdir? Var mı?
- Ben bulunduğum yerden memnunum. Daha fazla insan tanıyabilirsem o benim için büyük bir başarı. Şuan bulunduğum konumda
faydalı olabiliyorsam. Öyle bir düşüncem yok ama başka bir makamda da fayda olabileceksem benim için fark etmez. Ben mesleğimden, dediğim gibi bulunduğum konumdan mutluyum. Ben 340.000 insanın hepsine de gidebilmeliyim diye düşünüyorum.
GÖLGE: Nazmiye Hanım, Hakan Bey’le ilk tanışıklığınız nasıl, ne zaman oldu ve evliliğe nasıl karar verdiniz, anlatabilir misiniz?
- 1994 yılında Şifa kliniğine götürmüştüm annemi. Orası da daha yeni açılmıştı. Hastaydı yani üzücü bir durumun arkasından güzel gelişme oldu. Kararı ortaklaşa verdik. Flört dönemi yaşamadık. Kısa bir sürede evlendik.
GÖLGE: Gebze’de çok tanınan bir insan olan Dr. Hakan Höbek’in eşi olmak nasıl bir duygu?
- Çok güzel bir duygu.
GÖLGE: Eşiniz işi gereği toplumun önde gelen birisi, bu anlamda kıskanç mısınız, eşinizi kıskanma kriterleriniz nelerdir?
- Kıskanç bir insan değilim. Kıskanmayı sevmem. Gerçekten topluma meal olmuş birisi. Doktor sonuçta. Biz çok fazla insanla karşılaştık. Bu anlamda o da beni kıskanmaz bende onu kıskanmam. Saygı duyuyoruz birbirimize.
GÖLGE: İki çocuk annesi olarak kızlarınızla ilişkileriniz nasıldır, onların geleceği ile ilgili kararları evde kim alır?
- Bütün kararları ortak veririz. Bebekliklerinden beri konuşmaya başladığı andan itibaren, her işte beraberiz. Kızlarımla ben gurur duyuyorum. Yerine göre arkadaş, yerine göre anne, yerine göre dost oluyorum. Babalarıyla da aynı şekildeler. Her türlü konuyu beraber konuşuruz. Tecrübelerimizden onlarda yararlansın. Onların gençliklerinden bende yararlanayım.
GÖLGE: Nazmiye Hanım, evinizin içişleri bakanı kimdir, Hakan Bey evde nasıl bir reistir?
- Ev işlerinde de biz her şeye beraber karar veririz. Uygulayıcılar farklı olur tabii. Ev işlerine de ihtiyaç varsa yardım eder. Genellikle pek ihtiyaç olmuyor. Ev reisi hiçbir zaman değişmez, ama Hakan Bey, benim dediğim olacak tavrında birisi de değildir. Mantıklı karar ne ise ikna sonucu o uygulanır.
GÖLGE: Eşinizle mutfak görevlerini paylaşıyor musunuz?
- Eli güzeldir, lezzetlidir. Damak zevki de güzeldir ama mutfağa gel sende bana yardım et bazında bir şey olmuyor. Kızlarımla biz hallediyoruz. Hasta olduğum zaman, hamilelik dönemlerimde mutfağa girmişliği oldu. Bugün olsun yine yapar. Canı isterse de yapar. Pek gerek kalmıyor. Mutfağa kimseyi sokmak istemiyorum ben.
GÖLGE: Sizce aşk nedir, tarifini yapabilir misiniz?
- Aşk güzel bir şey. Yaşanması gereken bir duygu bence.
GÖLGE: Nazmiye Höbek’in bir günü nasıl geçiyor?
- Sabah çok erken kalıyorum. Sonrasında kahvaltı saati. Açık hava sporu yaparım. Vakit buldukça yürüyüş yaparım. Mümkün oldukça erken saatlerde eczaneye giderim. Bütün gün eczanedeyim. Toplantılarımız varsa toplantıya katılırım. Komisyon toplantılarımız da var. Tabi her gün olmuyor ama komisyonda da aktif görevdeyim.
GÖLGE: Evlilik yıldönümü, tanışma ve nişan yıl dönümü gibi özel günlerde ne yaparsınız? Eşiniz Hakan Beyin sürprizleri oluyor mu?
- Sürprizleri oluyor tabii ki. Yerine göre değişir. Bizim ilkbahar da olduğu için okul zamanından dolayı hiçbir yere gidemiyoruz ama sonuçta yemeğe gideriz evde yeriz. Çocukların da sınav durumuna göre.
GÖLGE: Hakan Höbek’i üç kelimeyle tanımlayacak olursanız ne söylerdiniz?
- Çok çalışkan, çok zeki ve çok anlayışlı.
GÖLGE: Spor, sanat, edebiyat ve müzikle ilişkiniz ne boyutta?
- Spor olarak, açık hava sporu yapıyorum. Türk sanat müziğini çok severim. Zaman buldukça kitap okumaya çalışırım.
GÖLGE: İyi bir anne olmanın yolları nelerdir?
- Öncelikle anlayış, sevgi ve sevginin olduğu her yerde saygı da olur. Ben sevgimi gösteren bir insanım. Sevildiğini bilen bir çocuk şımarmaz bence. Çocuk anne babanın hataları sonucunda şımarır. Yaramazlık yapmasının da bir nedeni vardır.
GÖLGE: Bir kadın hem işinde, hem sosyal hayatta ve evinde nasıl başarılı olur. Bunun sırrı nedir?
- Öncelikle çalışmak. Mükemmel olmak zorunda değilsiniz ama sevdiğiniz şeyi yapmalısınız. Eviniz de, işiniz de, çevreniz de yani sevginin olduğu yerde başarı da olur.
GÖLGE: Dünyaya bir daha gelseydiniz, tekrar Nazmiye Höbek olmak ister miydiniz?
- . ,
GÖLGE: Genç kızlarımıza ne gibi tavsiyeleriniz var?
- Öncelikle kendilerini sevsinler. Kendilerini sevdikten sonra etrafını sevsinler. Sevgilerini belli etsinler. Sevgili olan insan başarılı olur diye düşünüyorum. Biraz fedakâr biraz da temkinli olsunlar.