AB Komisyonu’nun yarın yayımlayacağı İlerleme Raporu’nun son taslağı yargıda yaşanan olumsuzluklara da değiniyor. Özellikle güçler ayrılığına yönelik vurgu dikkat çekiyor. Raporda yargının görevlerini bağımsız ve tarafsız şe
AVRUPA Birliği (AB) Komisyonu’nun yarın (salı) yayımlayacağı İlerleme Raporu’nun son taslağında yargı alanında yaşanan olumsuz gelişmeler ve güçler ayrılığına yönelik vurgu dikkat çekiyor.
Türkiye için 1998’den bu yana yayımlanacak 18’inci belge olan raporun son taslağında öne çıkan vurgulardan bazıları şunlar:
YARGI: Türk yargı sistemi belli bir hazırlık seviyesine ulaştı. Yargı sistemi 2007-2013 arasında bağımsızlığı, davaların kalitesinin de aralarında bulunduğu alanlarda belirgin ilerleme sağladı. Bununla birlikte 2014’ün başından bu yana durum ciddi şekilde geriledi. Yargının bağımsızlığı ve güçler ayrılığı ilkesinin belirgin şekilde altı çizildi. Yargıç ve savcılar güçlü siyasi baskıya maruz kaldı. Yargının görevlerini bağımsız ve tarafsız şekilde yapabileceği, yürütme ve yasamanın güçler ayrılığına tam saygı gösterdiği siyasi ve hukuki ortam yaratılmalı. Yürütmenin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki (HSYK) rolü ve tesiri sınırlanmalı.
SEÇİMLER: 7 Haziran seçimleri Türk demokrasisinin gücünün açık işareti olan yüzde 84’lük çok yüksek katılım oranına sahipti. Seçim sürecinde temel haklara genelde saygı gösterildi. Cumhurbaşkanı’nın kampanyadaki aktif rolü iktidar partisine destek olarak algılandı. Uluslararası gözlemciler, Cumhurbaşkanı’nın müdahil olmasını anayasal yetkilerini aştığı şeklinde değerlendirildi. Medya üzerinde artan baskı ciddi endişeye neden oldu. Hükümet kurulamaması üzerine yapılan tekrar seçimlere katılım yüzde 85’le yine çok yüksekti. Tekrar seçimlerin güvenliği özellikle ülkenin doğusu ve güneyindeki durumdan kaynaklanan endişelere rağmen sağlandı.
‘TERÖRLE MÜCADELE VE CEZA YASALARI HENÜZ AİHM İÇTİHADIYLA UYUMLU DEĞİL’
ANAYASA: Türk Anayasası insan haklarının ve temel özgürlüklerin korunmasını garanti ediyor. Son on yılda uygulama belirgin şekilde iyileşti. Bununla birlikte ana eksikler sürüyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadından kaynaklanan hakların uygulanması tam olarak sağlanmadı.
ŞİDDETİN TIRMANMASI: Temmuzda doğu ve Güneydoğu’da şiddetin tırmanması insan hakları ihlalleri konusunda ciddi endişeye neden oldu. Bu bağlamda alınan terörle mücadele önlemleri orantılı olmalı. Terörle mücadele ve ceza yasaları henüz AİHM içtihadıyla uyumlu değil ve orantılılık ilkesi uygulamada görülmeli.
TOPLANMA ÖZGÜRLÜĞÜ: Özellikle gösterilerde polisin orantısız güç kullanması ve kolluk güçlerinin cezalandırılmaması kültürü nedeniyle toplanma özgürlüğü hem yasada hem de pratikte aşırı kısıtlı. Başlıklar: Türkiye’yle tasarlanan yüksek düzeyli ekonomik diyaloğu destekleyecek 17 numaralı “ekonomik ve parasal politika” başlığının açılması için çalışmalar başladı. Türkiye’ye bu alanlardaki reformlara ilişkin yol haritası sunabilmek için 23 numaralı “yargı ve temel haklar” ve 24 numaralı “adalet, özgürlük ve güvenlik” başlıklarının açılış kriterlerinin belirlenmesi gerekiyor.
GERİ KABUL ANLAŞMASI
VİZE MUAFİYETİ: AB ile Türkiye arasındaki Geri Kabul Anlaşması (GKA) 1 Ekim 2014’te yürürlüğe girdi. Bu anlaşma, 30 Eylül 2017’ye kadar sadece iki tarafın vatandaşlarına ve Türkiye’nin geri kabul anlaşması imzaladığı ülkelerin vatandaşları olan kural dışı göçmenleri kapsayacak. GKA’nın tüm AB üyesi ülkelere yönelik tam ve etkili şekilde uygulanması vize yol haritasının kriterlerinden biridir.
E-VİZE ELEŞTİRİSİ: Türkiye yaygın şekilde e-vize sistemini uyguluyor. Bu sistem AB müktesebatıyla uyumlu değil. Kural dışı göçmenlerin Türkiye’ye girişini sağlıyor ve bunların belirlenmesi için etkili bir araç değil. Türkiye, AB’nin vize talepleri ve muafiyetleriyle uyumu artırmalı ve AB üyesi ülkelere yönelik vize politikasını uyumlu hale getirmeli.
AYRIMCILIK ENDİŞE KAYNAĞI
Raporun son taslağında ayrımcılık iddialarına da değinildi. Taslakta, “Yasada ve uygulamada savunmasız grupların ve bir azınlığa mensup kişilerin hakları yeterince korunmuyor. Cinsiyet odaklı şiddet, azınlıklara yönelik ayrımcılık ve nefret söylemi, lezbiyen, eşcinsel, biseksüel, transseksüel ve interseksüel (LGBTI) kişilerin haklarına saygı ciddi endişe alanları” denildi.