Türk Toraks Derneği'nin açıkladığı verilere göre, Rize Türkiye'nin havası en temiz, Iğdır ve Muş ise en kirli illeri oldu.
Türk Toraks Derneği Türkiye'de hava kirliliği oranlarını açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlıklı kabul ettiği değerlere göre Türkiye'de yalnızca Rize sağlıklı bir havaya sahip.
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Osman Elbek, "Türkiye ulusal mevzuat sınır değerlerine göre 81 ilin 53'ü hava kirliliğinde sınıfta kaldı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ise yalnızca bir ilimiz temiz havaya sahip. Önceden 'Yeşil Bursa' denilirdi, şimdi ise ismi 'kirli Bursa' oldu. Çünkü her tarafı santrallerle dolu.
Kocaeli, Düzce, Dilovası, Çanakkale gibi yeşile dönmüş bir yerde santraller açılıyor. Cerattepeleri kaybettikçe havamızı kaybediyoruz. Bu kirlilikler havadan düşmüyor. Birileri daha fazla para kazansın diye santrallerle havamızı kirletiyorlar. O yüzden bireysel olarak yapmamız gereken Karadeniz'in, Akdeniz'in yani ülkenin doğasını korumak. Hava kirliliğinin metreküp başına 20 miligramdan 120 miligrama çıkması demek akciğer hastalıklarının 6 kat artması demektir." dedi.
Fosil yakıtların kullanımının arttığını, termik santrallerin yapılmaya devam ettiğini ve bu nedenle kirliliğin artacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Aykaç, yeşil kentlerin önemine dikkat çekti ve "İstanbul bir şantiye alanına çevrildi. Her tarafta inşaat var, nefes alacak alan yok. Yukarıdan baktığınızda İstanbul gri, siyah bulutlar arasına gizlenmiş vaziyette" dedi.
Iğdır ve Muş'un havası en kirli bölgeler olduğunu belirten Doç. Dr. Osman Elbek, metreküp başına 84 miligram partikül madde düşen Bursa'nın havasının da çok kirli olduğunu, ardından 83 miligram ile Düzce'nin geldiğini söyledi ve "Bursa ve Düzce'nin ortak özellikleri santraller ve sanayi bölgesi olması. Kontrolsüz bir şekilde sanayileşme, fosil yakıt yakılmasının karşılığı hava kirliliğidir. Akdeniz Havzası da şu anda orta kirlilikte görünüyor ancak İskenderun Körfezi'ne yapılacak santral buradaki kirliliği çok kuvvetle 5'e katlayacak hale getirecektir." dedi.
Üç büyük şehrimiz olan İstanbul, Ankara ve İzmir'deki hava kirliliği oranlarını da ilçe bazında anlatan Doç. Dr. Elbek, "İstanbul'da Silivri, Şile ve Sarıyer'in havası temiz kabul ediliyor. Yani İstanbul'un bir ucundaki ilçeler. Bu da İstanbul'dan kaçmak gerektiğini bize gösteriyor. İstanbul'un en merkezi yerleri olan Göztepe, Esenyurt, Aksaray'daki kirlilik oranı ise 120 mikrograma çıkmış durumda. DSÖ sınırının 6 katı. Bu bölgelerde hatırlarsanız kentsel dönüşümler var. Burada binalar yıkılıyor, oradan çıkan tozlar havada kalmıyor, akciğerlerimize gidiyorlar. Bu yüzden Göztepe, Esenyurt, Aksaray son derece kirli bölgeler.
Ankara'da ise DSÖ sınırlarına göre havası temiz hiçbir yer yok. En temiz kabul edilen Sincan ve Bahçelievler bile sınırın 3 katı kirli. Hastanelerin olduğu Sıhhiye ise çok kirli. Sağlık kurumlarının olduğu yerler sağlıksız ve ölüm saçıyorlar. Bunun anlaşılabilir bir tarafı yok. İzmir ise nispeten DSÖ değerlerine yaklaşmış bir bölge. İzmir'de toplu taşımanın ve elektrik ile güneş enerjisinin daha fazla kullanılıyor olması nedeniyle havası daha temiz."
Toplantıda konuşan Türk Toraks Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Fuat Kalyoncu ise hava kirliliğinin DSÖ tarafından 'Görünmez katil' olarak tanımlandığını belirtti ve şunları söyledi: "Her yıl yaklaşık 7 milyon insan hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybediyor. Akciğer kanserine bağlı ölümlerin yüzde 25'i, zatürriyeye bağlı ölümlerin yüzde 17'si, inmeye bağlı ölümlerin yüzde 16'sı, iskemik kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 15'i ve KOAH'a bağlı ölümlerin yüzde 8'inden hava kirliliği sorumlu."
Türk Toraks Derneği olarak Android telefonlarda yeni bir cep telefonu uygulaması geliştirdiklerini belirten Doç. Dr. Haluk Çalışır ise şunları söyledi: "Bu uygulamanın adı 'Nefesiniz Cebinizde' . Bunu indirdiğiniz zaman bulunduğunuz bölgedeki hava kirliliği ölçüm istasyonlarından bölgedeki hava kirliliği verilerini öğrenebiliyorsunuz. Burada verilen değerlerin üzerine tıkladığınızda da size o değerlerin ne anlama geldiğini gösteriyor. Bir de soluduğumuz partikül madde miktarını anlatmak için bir çalışma yaptık. İstanbul Göztepe'de yaşayan, hiç evden çıkmayan, spor yapmayan bir kişi geçtiğimiz bir yılda 233 gram zehirli toz solumuştur. Bu orana göre Ankara Kayaş'ta ise 319 gram, İzmir Gaziemir'de ise 205 gram zehirli toz solumuştur."