Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Gebze Şube Başkanı Ali Tunç, Ankara'da düzenlenen Başkanlar Kurulu toplantısı hakkında, açıklamada bulundu
TÜED Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesi açıklandı
İşte emeklilerin beklentileri!
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Gebze Şube Başkanı Ali Tunç, Ankara'da düzenlenen Başkanlar Kurulu toplantısı hakkında, açıklamada bulundu. Ali Tunç, 15-16 Nisan’da gerçekleşen Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda açıklanan sonuç bildirgesinde 18 maddenin yer aldığını dile getirdi. Emeklilerin sorunlarının değerlendirilerek hazırlanan sonuç bildirgesinin siyasi parti liderlerine, milletvekili adaylarına sunulacağını söyleyen Ali Tunç, 18 madde olarak belirlenen konuları şu şekilde sıraladı:
İNTİBAK SORUNU GERÇEK ANLAMDA ÇÖZÜLEMEMİŞTİR
6283 Sayılı Kanun’la getirilen düzenlemeler ne yazık ki intibak sorununu gerçek anlamda çözemediği gibi; 2000 öncesi ve 2000 sonrası emeklileri arasında yeni bir eşitsizlik yaratmıştır. 2000 sonrası dönemde emekli olanlar için de bir intibak düzenlemesini gerekli kılmaktadır.İntibakta eşitliğin sağlanması için memur emeklilerinde olduğu gibi kademe ve dereceleri olan gösterge sistemi getirilmelidir.
GELİR VE AYLIKLARIN ARTIŞINDA REFAH PAYI DİKKATE ALINMALIDIR
İşçi ve Bağ-Kur emekli aylıklarının, 4447 ve 5510 sayılı Kanunlarda sağlıklı olmayan ve Derneğimizin de karşı çıktığı; aylık/altı aylık enflasyon artışlarına endekslenmesi, emekli aylıklarının artışını sınırlı tutmuştur. Bu sistemin yetersizliği görüldüğünden, bazı yıllar farklı Kanunlar ile emekli aylıklarında seyyanen veya yüzdeli artışlara gidilmiştir. Sonuç olarak, 5510 sayılı Kanun'un gelir ve aylıkların artışını enflasyona endeksleyen hükmü değiştirilmeli, emeklilere refahtan pay verilmelidir.
ENFLASYON FARKLARI ÖDENMELİDİR
4447 sayılı Kanun ile getirilen emekli aylıklarının aylık enflasyona endekslenmesi, 1.1.2000 itibariyle uygulamaya başlamıştır. Yürürlük maddesi 1.1.2000 olduğundan 19/21 günlük emekli aylığı farkları ödenmemiş ve artışlar ödeme tarihi itibariyle yapılmıştır. Türkiye Emekliler Derneği, Emekli Sandığı emeklilerine her yıl ödenen aylık artış farklarının benzer şekilde SSK ve Bağ-Kur emeklilerine de uygulanmaması üzerine konuyu yargıya götürmüş ve 29 aylık tüfe farklarını talep etmiştir. Dava kazanılmış olmasına rağmen, 2002 Ağustos ayında Kanun değişikliği yapılmış ve sadece bir aylık farklar ödendiğinden 28 aylık fark hak edişleri ödenmemiştir.
2002, 2006 VE 2008 YILLARINDAKİ ZAM FARKLARI ÖDENMELİDİR
4447 sayılı Kanun'un geçici 4. maddesine göre memur aylıklarının artışı ile işçi ve Bağ-Kur emeklilerine yapılan artışın kıyaslamasından oluşacak farkları öngören 1 Kasım 2002 Kararnamesi'nin uygulanmaması, 2007 yılında Bütçe Kanunu ile öngörülen 2006 yılı enflasyon farkının eksik hesaplanması derneğimizce yargıya götürülmüştür. Keza 2008 yılında da Bütçe Kanunu ile engellenen aylık enflasyon farklarından doğan alacaklarımız da AİHM’e taşınmıştır. Emeklilerin, kanunlar ve kararnameler gereği alacakları yargı süreci beklenmeden ödenmeli ve emekliler daha fazla mağdur edilmemelidir.
1987-1995 DÖNEMİNDEKİ EMEKLİLERİN KEY ÖDEMELERİ YAPILMALIDIR
3320 Sayılı Konut Edindirme Kanunu'nun kapsam maddesinde, KEY kesintilerinin sigortalılar için işverenlerin, emekliler için ise soysal güvenlik kuruluşlarınca yatırılması düzenlenmiştir. Ev sahibi olmama koşulunun bulunmasının tespiti ile birlikte sosyal güvelik kuruluşlarınca KEY kesintilerinin emekliler adına ödenmesi Kanun gereğidir. SSK, emekli olanların sınırlı bir bölümünün KEY ödemelerini yaparken, büyük çoğunluk listelerde ismi olmadığından KEY ödemelerini alamamışlardır. Bu konuda davalar açılarak emekliler yargıda hak aramaktadır. 3320 sayılı Kanun'un kapsam maddesine göre hak eden emeklilere KEY ödemeleri yapılmalıdır.
VERGİ İADESİ KARŞILIĞI GETİRİLEN EK ÖDEME ORANLARI YÜKSELTİLMELİDİR
Vergi gelirlerine bakıldığında, dolaylı vergilerin oranının yüzde 70 olduğu açıkça görülmektedir. Emekliler her türlü harcamalarında KDV, ÖTV gibi toplumda gelir eşitsizliği getiren ödemelerde bulunmaktadır. Emeklilerin, asgari ücretlilerin ödediği dolaylı vergiler ile gelirlerin bir bölümü geri alınmaktadır. Önceki dönem uygulamalarında daha yüksek bir oranda vergi iadesi alınırken, 2007 yılından itibaren kaldırılan vergi iadesinin karşılığı olarak, emeklilere yüzde 4-5 arasında bir ek ödeme yapılmaktadır. Emekliler harcamalarında yüzde 8-18 arasında vergi öderken, kendilerine yüzde 4-5 arasında bir ek ödemenin yapılması yetersiz kaldığından, en az yüzde 10 ek ödeme getirilmelidir.
EMEKLİYE DE PROMOSYON ÖDENMELİDİR
2007/21 sayılı Başbakanlık genelgesi gereğince kamu çalışanlara yapılan promosyonun emeklilere yapılmaması büyük bir eşitsizlik örneğidir. Bu konuda çözüm için Başbakanlık Genelgesi kapsamına emekliler de dahil edilmeli ve promosyon hakkından yararlanmaları sağlanmalıdır.
EMEKLİDEN KATILIM PAYI ALINMAMALIDIR
Sağlık hizmetlerinin tek elden yürütülmesi doğru bir uygulamadır. Emeklilerin, istedikleri kamu ve özel sağlık kuruluşlarına gitmesi olumlu olmakla birlikte katkı payı, reçete payı ve ilaç fark ücretinin emeklilerden alınmaması sağlanmalıdır. Çalıştıkları dönemlerde vergi ve sağlık sigorta primini uzun yıllar ödeyen emeklilerin içinde bulundukları koşullar ve yaşları dikkate alınmalı ve katkı paylarından muaf tutulmalıdırlar.
KIZ ÇOCUKLARI ARASINDAKİ SAĞLIK YARDIMI AYRIMI KALDIRILMALI
6111 sayılı Torba Kanunu ile 1 Ekim 2008 öncesi dönemlerde çalışmayan ve evli olmayan kız çocukları; evlenmesi veya işe girmesi gibi durumlarda anne veya babası üzerinden almakta oldukları sağlık yardımı haklarını kaybediyorlardı. Torba Kanun ile bu hak kaybı giderilmiş ve durumlarında değişiklik olan kız çocuklarının; iş bulması ve yeniden işsiz kalması, evlenmeleri ve sonrasında boşanmaları durumlarında; anne ve babalarından aldıkları sağlık yardımlarına yeniden kavuşmaları olumlu bir değişiklik oldu.
Diğer taraftan; 1 Ekim 2008 sonrası sürece yeni dahil olan kız çocuklarının sağlık haklarının; eğitim süreleri ve en fazla 25 yaş ile sınırlı tutulması, eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama olmuştur.
Bu nedenle, tarih ayrımı yapılmadan kız çocuklarının sağlık yardımlarında eşitlik sağlanmalıdır.
EMEKLİYE DE SENDİKA HAKKI TANINMALIDIR
Ülkemiz tarafından onaylanmış olan Uluslararası sözleşmelere uygun biçimde ve Anayasa'nın 90. Maddesi'ne eklenen son fıkra gereği; emeklilere de sendika hakkı tanınmalıdır. Çağdaş demokrasilerde öngörüldüğü şekliyle, emeklilere de toplu sözleşme yapabilme hakkı sağlanmalıdır.
Derneğimizin sendikal statüye dönüşmesi için yaklaşık 30 yıldır kararlı bir mücadele sürdürmekteyiz. Bu mücadelemizde; evrensel hukuk belgeleri ve ILO sözleşmeleri dayanak olmuştur.
EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY'DE EMEKLİLERE DE TEMSİL HAKKI TANINMALIDIR
Demokrasinin vazgeçilmez yapılanmaları arasında yer alan Ekonomik ve Sosyal Konsey'in hayata geçirilmesi olumlu bir gelişmedir. Ancak bu demokratik yapılanma içerisinde sosyal grupların temsilcisi konumundaki sivil örgütlenmelere yer verirken emeklilerin bu platformda temsilinin gerçekleştirilmemiş olması doğru bir yaklaşım değildir. Konseyin yapısı yeniden düzenlenmeli ve temsil kapsamı genişletilerek emeklilerin de bu yapıda yer alabilmeleri sağlanmalıdır
SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ KALDIRILMALIDIR
Çalışan emeklilerin prime esas kazançlarından kesilen ve sosyal güvenlik sisteminde karşılığı bulunmayan, sosyal güvenlik destek primi uygulamasıyla ödenen pirimler her yılsonunda emekli aylıklarına yansıtılmalıdır. Böylelikle, çalışan emeklilerin aylıklarında bir iyileştirme sağlanacak, ödenen primler karşılığını bulacaktır. Emekli olduktan sonra bir işyeri açan ve devlete vergi ödeyen, ayrıca istihdama da katkı sağlayan emeklilerimizin, aylıklarından mevcut haliyle aylıklarından %15 oranında yapılan ve 1 Temmuz 2015 itibariyle %10 oranında uygulanacak olan SGDP kesintileri kaldırılmalıdır.
MEMURLUKTAN AYRILMIŞ EMEKLİLERİN İKRAMİYELERİ ÖDENMELİDİR
Memuriyet görevinden herhangi bir sebeple ayrılarak bir başka sigorta kolundan emekliye ayrılmış olan kişilere, memuriyette geçen görev süreleri için Anayasa Mahkemesi’nce uygun görülen ikramiyelerinin ödenebilmesi için gerekli yasal düzenlemeler en kısa sürede yapılmalıdır. Mevcut halde yapılmış olan düzenleme Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırıdır.
EMEKLİYE POZİTİF AYRIMCILIK UYGULANMALIDIR
Yaşları itibariyle, hayatlarının son dönemini huzur içerisinde yaşamak durumunda olan emeklilerimize, referandumda getirilen koşullardan birisi olarak Anayasal çerçevesi belirlenen pozitif ayrımcılık ilkesi en kısa sürede hayata geçirilmelidir.
EMEKLİ ZAMLARI EŞİTLENMELİ
İşçi ve Bağ-Kur emeklilerinin aylık artışları 6’şar aylık enflasyona bağlıdır. Memur emeklileri ise 6289 sayılı yasayla; memurlarla yapılacak toplu sözleşmenin maaşlarına yansıtılmasıyla zam alacaklardır. Bu durumda; emekliler arasında fark doğduğu takdirde bu farkı ortadan kaldıracak düzenleme yapılmalıdır.
AKTİF YAŞLANMA POLİTİKALARI ÜRETİLMELİ
2012 Yılı Avrupa Aktif Yaşlılık ve Nesillerarası Dayanışma Yılı olarak ilan edilmiştir. Bu kapsamda, aktif yaşlanmayı içeren politikaların sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte belirlenerek uygulamaya konulması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
ANAYASA’DA YAŞLILAR İÇİN ÖNGÖRÜLEN UYUM YASALARI ÇIKARTILMALIDIR
Yaşlılar için Anayasamızla getirilen pozitif ayrımcılık içeren düzenlemenin uyum yasaları acilen çıkartılmalıdır. Bu kapsamda; Yaşlıların fizyolojik ihtiyaçları dikkate alınarak, başta ısınma ve barınma ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kira ve yakıt yardımı yapılmalıdır. Doğalgaz, elektrik, su, telefon ve ulaşım hizmetlerinde pozitif ayrımcılık sağlayacak şekilde özel indirimler sağlanmalı, yaşlı bakan ailelere sosyal destek ödemesi yapılmalıdır.
EMEKLİYE REFAH İKRAMİYESİ VERİLMELİDİR
Yılda iki kez ve dini bayramlarımızda olmak üzere, emeklilerimize birer maaş REFAH İKRAMİYESİ verilerek, bu kesimin de ülkenin büyümesiyle oluşan refahtan pay alabilmesi sağlanmalıdır.