Akar, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, suyun yanlış yönetimi, yeraltı sularının yağmalanması ve küresel ısınmanın da katkısıyla hayat kaynağı suyun kaybedildiğini savundu. Sanayiye, Yuvacık Barajı'na Kocaeli ve Sakarya'ya içme suyu derken, Sapanca Gölü'nün geri dönülmez bir noktanın eşiğine geldiğini ifade eden Akar, bugün itibariyle gölün 2.10 santimetre çekildiğini, Yuvacık Barajı'nda neredeyse su kalmadığını, muslukları açınca artık bataklık kokusunun geldiğini söyledi. Mevcut kuraklık şartları gözönüne alındığında, bu durumun sadece bu seneye mahsus bir tabiat olayı olmadığının ortada olduğunu belirten Akar, bu sorunun çözülmesi, gelecekte kentin ve sanayinin su ihtiyacını karşılamak için kalıcı tedbirlerin alınması gerektiğini dile getirdi. Akar, kısa vadeli çözümlerin yanında uzun vadede şunları önerdi:

Kısa Vadede, Sapanca gölüne akan dereler üzerindeki su dolum faaliyetlerinin göl normal duruma dönene kadar durdurulması, Sapanca gölünden Yuvacık Barajına su çekimin durudurulmasını özellikle sanayi kuruluşlarının bu konuda kısıtlanması gerektiğini belirtirken, ayrıca daha önce Yuvacık Barajına akıp daha sonra yönü değiştirilen derelerin tekrar Yuvacık Barajına yönlendirilmesinin önemine değindi.

İZMİT KÖRFEZİ KURTARICI OLABİLİR

Akar uzun vadede ise,"İzmit Körfezi su konusunda kurtarıcı bir çözüm olabilir. Deniz suyu tuzsuzlaştırma ve arıtma sistemleri kısa zamanda körfezde kurulabilir ve Kocaeli'nde kurulu sanayinin ihtiyacını karşılayabilir. Melen-İstanbul projesinde olduğu gibi Karadeniz'e dökülen Sakarya Nehri'nden Sapanca Gölü'ne su taşınabilir. Yalova Gökçedere Barajı'ndan Yuvacık Barajı beslenebilir, sadece Gölcük ve Karamürsel ilçelerinin değil Kocaeli'nin su ihtiyacına katkı sunabilir."