Türkiye ile yaşanan derin krizin gölgesinde sandığa gidecek ülkede, yaklaşık 13 milyon seçmen belki de Avrupa'nın geleceğini oylayacak. Aşırı sağ için ilk testin yapılacağı seçimlerde Geert Wilders'in beklenenden fazla oy alm
Avrupa'nın kaderini belirleyecek seçimlerden ilki bugün Hollanda'da yapılıyor. Kayıtlı 12,7 milyon seçmenin olduğu ülkede, yerel saatle 07.30'dan itibaren sandıklarda oy kullanımı başladı. Nüfusunun yaklaşık yüzde 30'u göçmen olan Hollanda'da seçmenler, Türkiye ile yaşanan derin krizin gölgesinde sandığa gidecek.
Hollanda'daki seçimler, ABD'de Donald Trump'ın iktidara gelmesiyle rüzgarı arkasına alan aşırı sağ partiler için gerçek bir test olacak. Bu yıl içinde Fransa'da Nisan ve Mayıs aylarında Cumhurbaşkanlığı seçimi var, Eylül'de ise Almanlar genel seçimde yeni hükümeti belirleyecek.
Gerçek bir faşist!
Bugün dünyanın gözünü diktiği Hollanda seçimlerinde, ırkçı Geert Wilders'in Özgürlük Partisi (PVV)'nin alacağı sonuç tüm Avrupa'yı sarsabilir. Zira Wilders, göçmenleri ülkelerine geri göndermeyi, camileri kapatmayı, Kuran'ı yasaklamayı savunan bir faşist olarak tanımlanıyor.
Dün akşam parti liderleri televizyonda son kez kozlarını paylaştı. Canlı yayında kendini aşan Wilders, "Geçen yıl Almanya ve Avrupa’da yaşanan saldırıları biliyorsunuz. Eğer kendimizi buna karşı korumazsak ki bu sadece cihatçılara karşı değil İslam'ın kendisine karşı da olmalı. Eğer İslam'dan uzak durmazsak, Hollanda ve özgür Batı dünyamızın artık var olmayacağını garanti edecektir. Bunun olmasına asla izin vermeyelim" sözleriyle gözü dönmüş açıklamalar yaptı.
Aralık ve Ocak aylarındaki anketlerde oylarını hayli artırmış görünen Wilders, son kamuoyu yoklamalarında gerilemiş görünüyor. Son anketlere göre, Wilders'in partisi seçimden ikinci sırada çıkacak. Ancak, BBC adına seçimleri Hollanda'da izleyen Damian Grammaticas, aşırı sağ oylarda halen bir dalgalanma ihtimalinin bulunduğunu bildiriyor.
Üç veya dört partili koalisyon
150 sandalye bulunan Hollanda parlamentosunda, en çok milletvekilini halihazırda başbakan olan Mark Rutte'nin Halkların Özgürlük ve Demokrasi Partisi'nin (VVD) çıkarması bekleniyor. Ancak Rutte'nin merkez sağ partisi tek başına iktidara gelemeyecek ve ülkede yine koalisyon kurulacak.
Hiçbir partinin 76 sandalyeye tek başına ulaşamayacağı ülkede, koalisyon hükümetinde üç veya dört parti yer alabilir. Başta Rutte olmak üzere hiçbir parti Wilders'in Özgürlük Partisi ile koalisyon kurmayacağını önceden duyurdu.
Koalisyon ihtimalleri
Sandıkta yarışacak 31 partinin yaklaşık yarısının en az bir milletvekiliyle parlamentoya girmesi bekleniyor.
Merkez sağın lideri Rutte, seçimden zaferle ayrılması halinde hükümet kurmak için Demokratlar 66 (D66) ve Hristiyan Demokratların (CDA) kapısını çalabilir. İki parti de göçmenlere karşı sert politikalar savunuyor. Mark Rutte de seçimden önce çoğunlukla aşırı sağın dilini kullandı ve Hollanda kültürünü kabul etmeyenlerin ülkeden ayrılmasını istedi. Vaatleri arasında göçmenlere karşı uygulanan cezaların artırılması ve devlet dairelerinde peçenin yasaklanması var.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Hollanda Direktörü Anna Timmerman, "Rutte, sanki 'light' PVV gibi davranıyor" sözleriyle tabloyu özetliyor.
Solun yeni yıldızı GL lideri Klaver
Sol partilerde ise iktidardaki İşçi Partisi'nin büyük oy kaybı sürpriz olmayacak. Seçmenlerini kızdıran parti yüzde 25'lerden yüzde 10'ların altına düşebilir.
YeşilSol Parti'nin (GL) 31 yaşındaki lideri Jesse Klaver ise, solun yükselen yıldızı. GL'nin koalisyona girme ihtimali bulunuyor. Sosyalist Parti de (SP), anketlere göre kemik kitlesi olan yüzde 10'u bu seçimlerde koruyacak.