METEOROLOJİK TAHMİNLERDE SORUN VAR MI?
Bir de yağışın ne zaman başladığı önemli bir konu. Dün akşam iş çıkışı yoğunlaşması sorunu büyüttü. Çünkü arabası olanlar o gün arabasıyla çıkmıştı. Eğer insanlar sabahevden çıkarken kar görseler arabasız çıkanların sayısı artar ve dün gece İstanbul'da durum öyle olmazdı.
Bizde meteolojik tahmin yapılmıyor. Tahmin olması için nereye, ne zaman, ne kadar yağış düşeceği önceden söylenmeli. Dünyada böyle. Mesela "yoğun kar yağışı" dünya standartlarına göre 12 saatten azsa 10 santim, 20 saatte 14 santim kar örtüsü yaratması lazım ve görüş mesafesi de 500 metrenin altına inmeli. Bizde miktar verilmiyor, bu da tahmin olmaz.
Bir de bizde her şey meteorolojik "uyarı" olarak veriliyor. Bu da yalancı çobanlık sendromuna dönüşüyor. "Sıcaklık düşecek" diye uyarı verilmemeli. Yoksa uyarılar arasındaki farklar ayırt edilemiyor. "Yoğun" ve "şiddetli" gibi sıfatları da çok ezbere kullanıyoruz. Meteorolojik okuryazarlık Türkiye'de düşük, bir vatandaş havada kar uçuşmasını bile "yoğun yağış" diye algılayabilir.
ÖNLEMLER YETERLİ Mİ?
Dünya standartlarına bakınca çok gerideyiz. Mesela bizde kar yağınca çoğu belediyeler çöp kamyonlarını çıkarmaz. Ama Avrupa'da o kamyonların önüne küreme aparatı takılıp yola çıkarılırlar. Veya yine Batı'da, kar yağınca ilk gün tek numaralı binaların kapı önlerine, ertesi gün çift numaralılara araç park etmez vatandaşlar. Böylece belediye gelip günaşırı tüm yolu süpürmüş olur, kar birikmez.
Bir de bu yıl zannederim bozulan ekonomik koşulların da etkisiyle kar lastiği takanların sayısı azaldı. Bu nedenle daha çok aracın yollarda kaydığını ve trafiği etkilediğini görüyoruz. Aldığımız önlemler bu seviyedeyken belki de en iyisi dışarı çıkmamak. Zaten atalarımız bu halimizi güzel anlatmış: "Baktım kar havası, eve gel kör olası."