Yaz mevsimine adım atılan bu dönem ile başlayan fit olma telaşı, kısa sürede hızlı kilo kaybı isteği ve gerçekçi olmayan vücut ağırlığı beklentisi kişileri şok diyetlere yönlendiriyor.
Oysaki diyet programlarının bireyin sağlık durumu, beslenme alışkanlıkları, sosyo ekonomik düzeyi, fiziksel aktivitesi gibi pek çok faktör göz önünde bulundurularak oluşturulması gerekiyor.
Detoks ya da popüler diyetlerin herkese uygun olmadığının ve faydadan çok zarar sağlayabileceğinin altını çizen Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümünden Dyt. Esra Örün İncekara, sıklıkla tercih edilen diyetler hakkında önemli bilgiler verdi.
Sağlığın korunması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi için vücudun ihtiyaç duyduğu enerji, protein, vitamin ve minerallerin kaynağını besinler oluşturuyor. Bu besinlerin kişinin günlük alması gereken kalori ihtiyacına göre planlanmış, alışkanlıklarıyla uyumlu ve sürdürülebilir bir beslenme düzeninin içinde yer alması sağlıklı bir yaşamın kapılarını açıyor. Ancak yaz mevsiminin gelmesi ile birçok kişi hızlı kilo kaybetme isteği ile detoks ya da şok diyetlere yöneliyor.
Uygulanan diyette herhangi bir besin öğesinin yokluğunun veya vücut gereksinimlerinin çok altında bulunmasının, diğer besinlerin biyoyararlılığını ya da metabolizmasını olumsuz etkileyebileceğini belirten Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümünden Dyt. Esra Örün İncekara, sıklıkla başvurulan diyetleri anlattı.
ATKİNS DİYETİ, KALP DAMAR SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLİYOR
Sıklıkla tercih edilen diyetlerden olan Atkins diyetini düşük karbonhidrat, yüksek protein alımı olarak özetleyen Dyt. Esra Örün İncekara “Atkins diyeti özellikle başlangıç aşamasında ağız kokusuna, mide bulantısına ve baş ağrısına neden olabiliyor. Diyet, hızlı kilo kaybı sağlıyor ancak doymuş yağ alımı %23 civarında olurken, toplam yağ alımı enerjinin %50’sini aşabiliyor. Bu da kalp damar sağlığı için risk oluşturuyor” dedi.
PROTEİN ALIMI YÜKSEK OLAN DİYETLER
KOLON VE REKTUM KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR
Atkins gibi sıklıkla başvurulan Dukan diyeti hakkında açıklamalar yapan Dyt. Esra Örün İncekara, Dukan diyetinin de Atkins’te olduğu gibi düşük karbonhidrat, yüksek protein temelli bir düzene dayandığını belirterek şunları söyledi: “Dukan diyetinde başvurulan yüksek protein metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlıyor. Vücutta bulunan glikojen depoları bittiğinde, vücut kan şekerini dengelemek için protein ve yağları enerji olarak kullanıyor. Ancak diyette alınan karbonhidrat miktarının aşırı kısıtlanması, kanda keton cisimlerinin (ketozis) artmasına neden oluyor. Bu da sıvı-elektrolit dengesinde bozukluğa, osteoporoz riskinin yükselmesine, kabızlığa, kandaki ürik asitin yükselmesine, kolesterol yüksekliğine ve miyokard atrofisine neden olabiliyor. Ayrıca Atkins ve Dukan gibi protein ağırlıklı diyetlerde kırmızı et tüketiminin fazla olması kolorektal kanser riskini de artırıyor.”
GLUTENSİZ BESLENME SAĞLIĞA ZARAR VERİYOR
Son zamanlarda moda olan beslenme modellerinden bir olan glutensiz beslenme hakkında söz eden Dyt. Esra Örün İncekara “Gluten bilindiği gibi buğday, arpa ve çavdar gibi bazı tahıllarda doğal olarak bulunan bir proteindir. Çölyak hastalığı dışında glutene karşı herhangi bir hassasiyetiniz yok ise tamamen glutensiz beslenmek yanlıştır. Çünkü, doğru bir karbonhidrat kaynağı vücut için enerji sağlar ve lif posa ihtiyacını giderir. Ayrıca B grubu vitaminleri tahıllarda daha yüksektir” dedi.
“DETOKS YERİNE KARACİĞERLERİNİZE VE BÖBREKLERİNİZE GÜVENİN”
Son olarak detoks diyetlere değinen Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümünden Dyt. Esra Örün İncekara, beslenme programının mutlaka bir beslenme uzmanına danışarak yapılmasının önemini belirterek sözlerine şu şekilde son verdi: “Detoks, genellikle çok fazla sebze, sebze suları ya da meyve suları içeren bir diyettir. Bu tarz, tek tip bir beslenme optimum beslenme için ihtiyaç duyulan tüm besin öğelerini sağlayamaz. Bu yüzden birçok besin ögesinin açığı kaçınılmazdır. Vücudu arındırmak için yapılan detoks diyetlerinde bu görevi karaciğer ve böbreklere bırakmak en doğrusudur. Beslenmenin, yetersiz ve dengesiz olması bazı hastalıkların oluşmasında doğrudan, bazılarında ise dolaylı nedendir. Bunun için kişiye özel doğru bir diyet programı çok önemlidir.”