AK Parti Kocaeli Milletvekili, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Üyesi İlyas Şeker, TBMM Genel Kurulu'nda söz alarak 325 Sayılı Başta Marmara Denizi Olmak Üzere Denizlerimizdeki Müsilaj Sorununun Sebeplerinin Araştırılarak Alınmas
MÜSİLAJ İLK OLARAK ADRİYATİK’TE GÖRÜLDÜ
AK Parti Kocaeli Milletvekili, TBMM Genel Kurulu'nda söz alarak 325 Sayılı Başta Marmara Denizi Olmak Üzere Denizlerimizdeki Müsilaj Sorununun Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu üzerine AK Parti grubu adına konuşma gerçekleştirdi.
Müsilajı, denizdeki azot ve fosfor artması, oksijenin azalması ve tuzluluk oranı ile deniz suyu ortalama sıcaklığının yükselmesi nedeniyle yaşanan alg patlaması olarak tanımlayan Şeker,
“Müsilaj diğer bir ifadeyle deniz salyası ilk kez 1729’da Akdeniz havzasındaki Adriyatik Denizi’nde, 2007 yılında da Marmara Denizi’nde gözlenmeye başlanmıştır.
Marmara Denizi’ndeki müsilaj oluşumunun ana nedenleri; iklim değişikliği nedeniyle deniz suyunu sıcaklığının aşırı artışı, Marmara Denizi’nin durgun yapısı, azot fosfor birikiminin artması yani kirliliğin artmasıdır.”
EKOLOJİ ETKİLENİYOR
“Genel olarak müsilaj ekolojiyi etkilemekte, deniz yüzeyini kaplamasıyla güneş enerjisini almayan deniz canlılarının ölümlerine ve deniz canlılarının solungaçlarını kapatarak oksijensiz kalmalarına sebep olmaktadır. Balıkçılığı ve turizmi de olumsuz yönde etkilemektedir.
Nüfus, hızlı kentleşme ve sanayileşmenin getirdiği yoğunluk sonucu denizlere deşarj edilen atık su kirliliği artırıyor. Ülkemizdeki kayıtlı istihdamın % 40’ının, ülke nüfusunun % 28’inin yani 24 milyona yakın insanın Marmara denizine kıyısı olan 7 ilde yaşaması özellikle Marmara Denizi üzerinde ciddi bir baskının olduğu aşikardır. Marmara Deniz Havzası’na yapılan deşarjların %86’sını evsel ve endüstriyel atık sular oluşturmaktadır.”
İLERİ ARITMADA KOCAELİ İLK SIRADA
“Marmara Denizi’ne yapılan atık su deşarj miktarının %76,53’ü İstanbul kaynaklı. İstanbul’un mevcut atık su arıtma tesislerinin toplam kapasiteleri dikkate alındığında yaklaşık % 29’u ileri biyolojik atık su arıtma tesisi. 2018 yılı TÜİK verilerine göre Marmara Denizi’ne kıyısı olan iller içerisinde ileri arıtmada Kocaeli ilk sırada yer almakta.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tamamı biyolojik olan toplam 22 atık su arıtma tesisi olup, arıtılmadan bir damla su bile denize deşarj edilmemektedir. 22 atık su arıtma tesisinin 10’nu şehir merkezlerine, 12 tanesi de kırsala yani köylere hizmet vermektedir. Şehir merkezine hizmet veren 10 büyük atık su arıtma tesisinin 8’i ileri biyolojik, kırsala yani köylere hizmet veren 12 adet biyolojik tesisinin 4 tanesi de iki ay içerisinde ileri biyolojik arıtmaya dönüşecek. 2021 yılında Kocaeli’de kentsel atık suyun ileri biyolojik arıtmaya tabi tutulma oranı %72’dir.
Kocaeli’de sanayinin talebi olan yıllık 13 milyon metreküp proses suyu büyükşehir belediyesinin elde ettiği geri kazanım suyundan yani gri sudan karşılanıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyemiz, İzmit Körfezi’nde gemi kaynaklı deniz kirliliklerine yönelik denetimleri 2006 yılından itibaren sürekli olarak havadan, karadan ve denizden yapmaktadır. Bugüne kadar yapılan kontroller sonucunda 482 gemiye 63,2 milyon TL ceza kesildi.”
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ REKLAMA DEĞİL ALTYAPIYA ÖNEM VERMELİ
“Denizler bizim soframızdır, mutfağımızdır, evimizdir, hayat kaynağımızdır. Denizlerimizi temiz tutmak için ileri biyolojik arıtma tesisi yapmama törenleri değil, yapma ve sayılarını çoğaltma törenleri yapmalıyız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 3 ayda harcadığı 1,5 milyon TL’yi reklama değil altyapıya, arıtmalara harcamalıydı.
Ön arıtma, biyolojik ve kimyasal arıtmalar yasaklanmalı. Atık su arıtma tesislerinin ivedilikle ileri biyolojik (azot ve fosfor giderimi) arıtma tesislerine dönüştürmeliyiz, membran sistemine geçmeliyiz.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.” ifadelerini kullandı.