AVRUPA’dan uydu aracılığıyla PKK çizgisinde yayın yapan Sterk TV, Kandil Dağı’nda terör örgütü PKK Yürütme Kurulu üyesi Duran Kalkan’la yaptığı röportajı yayınladı.
Duran Kalkan, Irak’taki gelişmelerin en fazla Türkiye’yi etkilediğini, Kürt sorunun çözümünde geç kalınması, zamanında demokratik adımlar atılmaması halinde en büyük tehdit ve zararı Türkiye halkının göreceğini öne sürdü.
Duran Kalkan, iki hafta önce yapılan röportajda, HDP ve BDP milletvekillerinin İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüşmesine ilişkin, "Bizim temsilcimiz falan değiller. HDP ve BDP; PKK değil, gerilla değil. Herkes bunu bilsin. BDP, HDP ile ne alakası var? PKK ile bir falan değiller" sözlerine açıklık getirmeye çalıştı. PKK ve demokratik dediği güçlerin rollerini dikkatli ve başarılı oynamaya çalıştığını öne süren Duran Kalkan, PKK’nın yaptıklarından dolayı HDP veya BDP’yi suçlamanın doğru olmadığını söyledi. Kalkan, şöyle dedi:
"Bu partileri PKK’nın yaptığıyla suçlamak doğru da değil, ahlaki de değil. PKK’yı suçlayacaksan PKK’yı yaptıkları ile suçla, eleştir. Ama bunlar ayrı örgütler. Bir güç değildir. Bir gücü, başkalarının yaptıkları ile yargılamaya kalkarsak doğru olur mu? Bazı örgütleri böyle hassas noktada başkalarının yaptıkları ile ellerini kollarını bağlamaya yönelik çalışmalar var. Özellikle demokratik siyaset bu konuda bastırılmak, sınırlandırılmak isteniyor. 2009’da ‘Siyasi soykırım operasyonları’ ile bastırıldı. Şimdi de yapılmak isteniyor. Buna karşı çıktık, eleştirdik. Bence de HDP- BDP daha fazla tepki göstermeliydiler. Kendi rollerini, tutumlarını daha iyi ortaya koyabilirler."
"ROLSÜZ KİMSE YOK Kİ"
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler konusunda da ‘rol çalma’ iddialarıyla ilgili de "Herkesin rolü var bizde. PKK’nın da, diğer güçlerin de" diyen Duran Kalkan, şöyle devam etti:
"Herkes kendi rolünü dikkatli ve başarılı biçimde oynamaya çalışıyor. Rolsüz durumda hiç kimse yok ki başkasının rolünü kapsın. Demokratik siyasetin rolü var. Örneğin HDP heyeti, cesaret ve fedakarlıkla çok ciddi riskli bir çalışma yürütüyor. Saygıyla karşılıyoruz. Ancak teşekkür edilir. Görüşmelerimizde eleştirimiz olsa söylüyoruz. Bazıları ‘PKK gidiyor görüşüyor’ diyor. PKK görüşmüyor. O insanlar suçlu hale getirilmek isteniyor. PKK’nın, kurucu Önderi Apo’nun belirleyici rolü var, devam ediyor. Kuşkusuz son sözü söyleyen, bütün çalışmaları denetleyen konumundadır ve böyle sürdürüyor. Yönetimimiz her zaman onu baş müzakereci olarak açıkladı. Kürt tarafı, Başkan Apo, hareketimiz birlik içerisinde sabırla demokratik siyasetin gelişmesi için çaba harcıyor. Demokratik güçler sürece cevap veremedi. Hükümet yürütemedi. Bazı kesimler bozmak için çaba harcıyor. Onlar olumsuzluklarını, tıkayıcı konumlarını gizlemek için topu tersine çevirmek istiyorlar. Kritik bir süreçteyiz. Önder Apo da ‘Zamanımız yok’ dedi. Bu bizim sabırsızlığımızdan kaynaklanmıyor. İşte Irak’taki durum, bölgedeki gelişmeler. Geç kalırsak zamanında demokratik adımlar atılmazsa en büyük tehdit ve zararı Türkiye halkı görür. Irak’taki gelişmelerin en fazla tehdit ettiği yer Türkiye’dir. Türkiye için de zaman yok. Ne olacaksa olmalı, adımlar atılmalı. Kürt sorununun demokratik çözümünü gerçekleştirecek tek kişi varsa o da başkan Apo’dur."
Duran Kalkan, PKK’dan bir heyetin İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştürülmesi gerektiğini, bu konuda tabandan büyük baskı ile karşılaştıklarını, 1 ayda veya 40 günde yapılacak görüşmelerin yetmediğini savundu. Kalkan, "Böyle müzakere koşulları olur mu? Bu durumların değişmesi gerekir ki, kürt halkının gençlerin tepkileri azalabilsin" diye ekledi.