Merkez Prime Hastanesi Prime Obezite Kliniği’nde hekim değerlendirmesi ile kişiye en uygun obezite cerrahisi yöntemi seçilerek,  fazla kiloların verilmesi sağlanıyor.

Diyet programları ve egzersiz planlamaları obezite tedavisinde sonuç vermediğinde etkili ve kalıcı çözüm olarak obezite cerrahisine başvurulduğunu söyleyen uzmanlar, fazla kilo; tip 2 diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, uyku apnesi ve psikolojik rahatsızlıklar gibi çok çeşitli sağlık sorunlarına sebep olmakla birlikte hayati risk de oluşturduğunu dile getiriyorlar..

Obezite Cerrahisi ile Daha Sağlıklı Bir Hayata Adım

Geçtiğimiz yıl Gebze Mutlukent'te  bölgemizin en donanımlı hastanesi olarak  hizmete  başlayan Merkez Prime'de , obezite ile ilgili kalıcı operasyonlar yapılıyor. Gölge Dergi'ye bu yönde bilgiler veren  Genel Cerrah Op. Dr. Nuray Koray ,'' Obezite operasyonları ile yeme ihtiyacınız sınırlandırılmakta, besinlerin emiliminde azalma sağlanmaktadır. Prime Obezite Kliniği’nde obezite cerrahisi işlemleri sonrası hastaların fazla kilolarının tamamından kurtularak sağlıklı kiloda kalmaları, sağlıklı beslenmeyi yaşam biçimi haline getirmeleri sağlanmaktadır. Aynı zamanda obezite cerrahisi ile obeziteye bağlı gelişen hayati riskler ortadan kaldırılmaktadır.'' ifadelerine yer verdiler.

Operasyonların nasıl yapıldığını da anlatan  Op. Dr. Koray, '' Prime Obezite Kliniği’nde obezite ameliyatları küçük kesiler yoluyla laparoskopik (kapalı) olarak gerçekleştirilmektedir, operasyonlar açık ameliyatlara göre daha güvenilir ve konforlu olmaktadır, iyileşme süresi ise daha kısadır. Obezite Cerrahisi sonrası kaybedilen kiloların korunması için hastaların sağlıklı beslenmeyi ve egzersizi yaşam biçimi haline getirmeleri önemlidir. '' dedi.

Fazla kilolu herkese obezite cerrahisi uygulanabilir mi?

Merkez Prime Obezite Kliniği Genel Cerrahi Op. Dr. Nuray Koray , Gölge'ye açıklamalar yaparken , vatandaşların daha bilinçli ve duyarlı olmaları noktasında teknik bilgiler de verdi.  Koray, Obezite ile ilgili Merkez Prime'de gerçekleştirilen tıppi çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi ;

''Fazla kilolarından kurtulmak için başvuran her kişiye obezite cerrahisi uygulanmaz. Vücut Kitle İndeksi (VKİ), vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır. Vücut Kitle İndeksi, 25 ile 29,9 arasında olan kişiler fazla kilolu, 30'un üzerinde olanlar ise obez kabul edilir. Çoğu kez diyet ve egzersiz denenmesine rağmen kilo kaybı sağlanamayan vücut kitle indeksi 40 ve üzeri olan bireylerde obezite cerrahisine başvurulur. Vücut Kitle İndeksi, 35’in üzerinde olan ve obeziteye bağlı diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi sorunları olan hastalarda da cerrahi önerilir. 35 VKİ ve altında olanlarda öncelikle ameliyatsız yöntem olan mide balonuna başvurulur.

Obezite Cerrahisinde 3 Yöntem

Prime Obezite Kliniği’nde tüp mide ameliyatı, gastrik bypass ve mide balonu denilen 3 farklı yöntem kullanılır. Hangi yöntemin kullanılacağı kişinin talebi de göz önünde bulundurularak hekim değerlendirmesine göre şekillenir.

Tüp mide ameliyatlarında; mide hacmi küçültülerek doyma hissi oluşturulur ve böylece kişinin fazla besin alımı engellenir. Bu operasyonda sindirim sistemi korunarak midenin %80’i çıkartılır, ameliyat titizlikle gerçekleştirildiğinden tüp mide ameliyatı sonrası hayati riskler oldukça düşüktür. Ameliyat sonrası mide hacmi oldukça küçüldüğünden yeme porsiyonları da azalır, hızlı kilo verilmeye başlanır. Tüp mide ameliyatı ile obezitenin sebep olduğu diğer sağlık sorunları da kontrol altına alınır, kilo verimi sonucunda kişinin özgüveni yerine gelerek sosyal yaşamı da güçlenir. Operasyonun laparoskopik yöntemle gerçekleştirilmesi riskleri azaltır, iyileşme sürecinin ise daha konforlu geçmesini sağlar.

Gastrik Bypass operasyonunda ise midenin büyük bir bölümüne bypass yapılarak hacmi küçültülür, daha sonra küçük hacimli mide bölümü ile ince bağırsaklar arasında bağlantı yapılır. Midenin büyük ölçüde işlevi azaltılarak hastanın daha az gıdayla doyması sağlanırken ince bağırsağın bir bölümü de devre dışı bırakıldığından besin emilimini azaltıcı karma bir etkisi de bulunur. Tüp mide ameliyatından farklı olarak midenin geri kalanı operasyonda çıkarılmamaktadır. Obezite hastalığında diyabetin ön plana çıktığı vakalarda gastrik bypass ameliyatı daha faydalı bir yöntemdir. Bu operasyonla ince bağırsakta besin emilimi engellendiğinden tüp mide ameliyatı ile karşılaştırıldığında mineral ve vitamin eksiklikleri daha fazla görülebilmektedir. Ancak ameliyat sonrası hasta, doktor ve diyetisyen tarafından düzenli olarak takip edilerek vitamin ve mineral kaybı olmadan kilo vermesi desteklenir.

Mide Balonu işleminde mide içerisine yerleştirilen balon ile mide hacminin küçülmesi sağlanarak kişide doygunluk hissi oluşturulur. Porsiyon büyüklüğünüzü azaltarak kilo veriminizi destekler. Endoskopik yöntemle gerçekleştirilen bu işlemde, genel anesteziye gerek yoktur, işlem 15-20 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanır. Herhangi bir iz bırakmaz, kişiye göre değişmekle birlikte ortalama 20- 25 kg kaybı sağlayabilir. Mide balonu, verilmesi hedeflenen kilo miktarına göre 6 veya 12 ay midede kalır.

MERKEZ PRIME FARKI

Prime Obezite Kliniği’nde obezite cerrahisi yöntemleri alanında deneyimli hekim tarafından gerekli tüm tıbbi donanım, ekip ve fiziksel altyapıyla yapılmaktadır. Küçük kesilerden yapılan laparoskopik cerrahi ile hastalar kısa sürede iyileşerek günlük yaşantılarına dönebilmektedir. Ameliyatların ardından kişinin yemek yeme kapasitesi azalacağından eskisi kadar acıkma hissi duymayacaktır, böylece tüketilen besin miktarı azalır. Sağlıklı yaşamın bir gerekliliği olan sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz de kişilerin yaşamlarında olmazsa olmazdır. Bu süreçte genel kontroller ihmal edilmemeli, ameliyat sonrası özellikle 6-8 hafta boyunca doktorun denetiminde verilen beslenme şekline mutlaka uyulmalıdır. Doktorun bilgilendirmelerine uyan kişiler 12 ayda fazla kilolarının en az yüzde 50-60’ını verebilir.''