Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Çetin Altunal konu hakkında bilgiler verdi.
Sayısız çevresel, davranışsal, fizyolojik ve genetik faktör insan obezitesinin gelişimine katkıda bulunur. Ancak, bu koşullara yol açan ortak temel özellik, pozitif bir enerji dengesidir. Predispozan faktörler ve genel olarak düşük enerji harcaması ile birlikte çevresel maruziyetlere karşı zayıflatılmış metabolik tepkiler bu pozitif enerji dengesine katkıda bulunabilir. Egzersiz obezitenin önlenmesinde en etkili olmasına rağmen aynı zamanda kilo vermeye ve uzun vadede kilo korumaya da katkıda bulunabilir.
Çok sayıda müdahale çalışması, çeşitli mod ve yoğunluklarda egzersiz eğitiminin vücut ağırlığının ve adipozitenin azaltılmasındaki rolünü değerlendirmiştir. Fiziksel aktiviteyi artırmanın sağlıklı vücut ağırlığının elde edilmesi ve korunmasına yönelik yerleşik faydaları hakkında çok az şüphe vardır. Ayrıca, egzersizin kendisi kilo kaybından bağımsız olarak metabolik, solunum ve kardiyovasküler fonksiyonları iyileştirdiği için obezite ile ilişkili kronik durumlar için yüksek risk altında olan obezitesi olan kişiler için özel bir öneme sahiptir.
Tek başına diyet yoluyla önemli miktarda vücut ağırlığını kaybetmeyi başaran kişiler, çoğu zaman bu kiloyu hızla geri kazanırlar. Egzersiz, ilaç ve hatta ameliyatla indüklenen kilo kaybını takiben kilo alımı sıklıkla görülür, bu da negatif enerji dengesine adaptasyonların obezite salgınına katkıda bulunduğunu gösterir. Laboratuvar bulguları, obezitenin ardından vücut ağırlığının yeniden kazanılmasını önlemek için gerekli olan günlük enerji harcama düzeyinin de günümüz yaşam tarzına göre oldukça yüksek olduğunu bildirmektedir.
Egzersiz yapılmadan yapılan kalori kısıtlaması, yağ dokusu ile birlikte yağsız kütle kaybına neden olabilir, böylece metabolik hızda bir düşüşe neden olur ve yeniden kilo alımı için zemin hazırlar. Kalori kısıtlaması olmaksızın sağlıklı bir kilo kaybı sağlamak için gerekli olan günlük egzersiz miktarı, obezitesi olan kişilerde zamanla mümkün olmayabilir ve bu da tekrarlama ile sonuçlanabilir.
Çoğu araştırma, kalori kısıtlaması ile birlikte yapılan egzersizin, bir kilo verme programının neden olduğu net kalori açığını arttırdığı ve hem yağsız hem de toplam vücut kütlesi kaybını belirgin şekilde azalttığı sonucunu desteklemektedir Son olarak, dinamik kilo kaybı döneminde olduğu gibi, kalori kısıtlamasını egzersizle birleştirenler, diyet veya tek başına egzersize güvenenlere kıyasla, bu kilo kaybını zaman içinde korumada daha başarılıdır.