Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı
Meme kanseri dünyada her 8 kadından birini etkiliyor ve her yıl 2 milyon 300 bin kadına meme kanseri tanısı konuluyor. Yapılan son araştırmalara göre meme kanserinin artık en sık görülen kanser türü olduğunu hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Meme kanserinde erken tanı tedavi başarısını etkiliyor. Üzerinde en çok bilimsel araştırma yapılan meme kanserinde, her yeni araştırma, daha etkili sonuçlar veren tedavilerin de yolunu açıyor. İdeal kiloda olmak, sağlıklı beslenmek ve egzersiz yapmak meme kanseri riskini azaltmaya yardımcı oluyor” açıklamasında bulundu.
Mamografinin bütün kadınlar için gerekli bir tetkik olduğunu ve 40 yaşından itibaren çektirilmeye başlanması gerektiğini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Yıllık ya da 2 yılda bir mamografi için çekim sıklığı düşünülebilir. Ailevi risk durumuna göre daha erken yaşta da mamografi çekimine başlanabilir. Modern mamografinin verdiği radyasyon dozu çok düşük olduğu için yıllık mamografi çekilmesinin hastalarda kanser oluşumunu hızlandırmadığı, güçlü bilimsel verilerle de ortaya konmuştur” hatırlatmasında bulundu.
En sık görülen belirti memede kitle
Meme sağlığı açısından bireyin kendi memesinin normalde nasıl göründüğü ve ne hissettiği ile ilgili bir fikir sahibi olmasının önemli olduğunu dile getiren Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bireyin kendi memesindeki değişikliklerin farkına varması da meme kanserinin erken tanısında oldukça önemli. Meme kanserinin en sık görülen belirtisi memede yeni bir kitle ortaya çıkmasıdır. Bu kitle genellikle ağrısız, sert ve kenarları düzensizdir. Ama meme kanseri yumuşak, yuvarlak, hassas hatta ağrılı da olabilir. Bu nedenle yeni ortaya çıkan bir kitle bir sağlık profesyoneli tarafından mutlaka kontrol edilmeli. Bunun dışında diğer meme kanseri şüphesi doğuran belirtiler; ele bir kitle gelmese bile memenin bir kısmında veya tümünde şişlik olması, meme cildinin içeri doğru çekilmesi veya portakal kabuğu görünümü alması, memede veya meme ucunda ağrı olması, meme ucunun içeri doğru çekilmesi, meme ucunun ya da meme derisinin kırmızılaşması, kuruması, kabuklaşması veya kalınlaşması, süt dışında meme ucundan akıntı olması, koltuk altında lenf nodlarında büyüme olması” dedi.
İdeal kiloda olmak riski azaltıyor
Sağlıklı bir kiloda olmanın meme kanserinden koruduğunu paylaşan Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Fiziksel olarak aktif bir hayat sürmek meme kanserinden korunmak için önemli. Haftada 150 ile 300 dakika arası orta derecede egzersiz ya da 75 ile 150 dakika arası yoğun egzersiz fiziksel aktivitenin optimal tutulması için önerilen seviyedir” dedi.
Beslenme şekliyle meme kanseri arasındaki ilişkinin de henüz kanıtlanmadığını; ancak sebze ve meyve tüketiminin sık yer aldığı, kalsiyum içeren süt ürünlerinin tüketildiği ve işlenmiş etlerin daha az tüketildiği bir beslenmenin meme kanseri riskini azalttığını hatırlatan Prof. Dr. Serdar Turhal, “Özellikle bir sebzenin, meyvenin ya da bir gıdanın meme kanseri riskini azalttığı ile ilgili bir kanıt bulunmuyor. Yağ alımını azaltmanın da meme kanseri üzerindeki etkisi ispatlanmamıştır. Ancak şunu biliyoruz ki ideal kiloda olan kişilerin meme kanseri riski azalır. Bu anlamda yağ alımını ideal kiloyu etkilemeyecek seviyelerde tutmak önemli” uyarısında bulundu.
Menopoz tedavisi için alınan hormona dikkat
Şekerli içeceklerin genel olarak insan sağlığı için çok uygun olmadığını ve bundan kaçınılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Bunlara ek olarak annenin bebeğini emzirmesi de meme kanseri riskinin azaltılmasında ek bir katkı sağlar. Menopozdan sonra hormon tedavisi almak meme kanseri riskini arttırır. Bu nedenle menopoza bağlı sıkıntıların giderilmesinde hormon dışındaki yöntemlerin doktorla görüşülmesi uygun olur” dedi.
Tedavide en büyük yenilik akıllı ilaçlar
Meme kanseri tedavisinde en büyük yeniliklerin tümör hücrelerinde yapılan moleküler genetik analizlerle akıllı ilaç tedavileri, immünoterapi ya da hedefe yönelik tedavi denilen ilaçların olduğunu belirten Prof. Dr. Serdar Turhal, “Gittikçe daha fazla tümörün çoğalma mekanizması saptanıyor, bunlara karşı ilaçlar geliştiriliyor ve bu sayede de tedavide daha başarılı sonuçlar almak mümkün oluyor” diye konuştu.