Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri, Madımak Oteli'nde yaşamını yitiren 35 kişi için yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi.
2 Temmuz 1993 yılında Madımak Oteli'nin ateşe verilmesi sonucu yaşamını yitiren 35 kişi için Gebze'de kitlesel bir yürüyüş yapıldı. Gebze Trafo Meydanı’nda toplanan ve aralarında CHP, HDP, EMEP, Eğitim-Sen, ÖDP, Birleşik Haziran Hareketi, TMMOB, SODAP üyeleri sloganlar eşliğinde Kent Meydanı’na kadar yürüyüş yürüdü. Kent Maydanı’nda grup adına basın açıklamasını Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Güngör İrdem okudu. 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta karanlık bir güruh ve aydınlık yüzlere saldırı olduğunu belirten İrdem şunları söyledi; “O gün 35 canımızı kaybettik. O gün türkülerimiz, semahlarımızı, kalemlerimizi yakmak istediler. Yanan 35 canımızdı. Katledilen 35 canımızdı. Yaktıkları ateşin dumanı gibi kapkara yürekleri ile her tarafı karanlığa boğmak istediler. Hesabı sorulmaz zannettiler ama hesabını sorduk ve sormaya devam edeceğiz.
‘22 YILDIR KANAYAN BİR YARAYA’
2 Temmuz 1993, Türkiye tarihine kara bir leke ve insanlık adına büyük bir utanç olarak geçeli 22 yıl oldu. Sivas katliamı, 22 yıldır hepimizin yüreğinde kanayan bir yaraya dönüşmüştür. Katliamı gerçekleştiren katillerin avukatlarından bazılarının sonraki yıllarda AKP’den milletvekili seçilmesi, hatta bakan yapılması, katliam davasının, AKP döneminde zamanaşımına uğratılarak katillerin cezasız kalması tesadüf değildir. Türkiye’de 12 Eylül hukuku ve kültürünün ana unsurlarından biri olan ve topluma dayatılan Türk-İslam sentezi anlayış sonucunda ırkçılığın ve gericiliğin gelişmesine zemin hazırlanmış ve Sivas katliamı bu zeminde gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle Sivas katliamının hedefi resmi kimliğin dışında kalanlar, yıllarca ezilen, sömürülen ve yok sayılanlar olmuştur.
‘BÜYÜK BİR UTANÇ OLARAK GEÇMİŞTİR’
Sivas katliamı Türkiye’de yaşayan çeşitli inanç ve mezheplerden halklarımızın umudu ve aydınlık geleceği olan aydın, yazar ve sanatçıların da içinde olduğu 35 insan ırkçı-gerici güçler tarafından katledilmesiyle insanlık tarihine büyük bir utanç olarak geçmiştir. Sivas katliamı tıpkı 1 Mayıs 1977 katliamı, Maraş, Malatya, Çorum ve Gazi Mahallesi katliamları gibi bilinçli bir şekilde karanlık bırakılarak unutturulmak istenmiş, önceki katliamlar gibi bu katliamın arkasındaki karanlık güçler de bilinçli olarak açığa çıkarılmamıştır. Dün Sivas’ta katliam yapan canileri savunup kaçmaları için göz yumanlar katillerin avukatları milletvekili, bakan yapanlar bugün Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren katil İŞID çetelerine kol kanat gererek gerçek kimliklerini ortaya koymuşlardır.
MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ
2 Temmuz’u anmak katliamcı zihniyetle hesaplaşmak olduğu kadar bölgemiz Ortadoğu coğrafyasını kana bulayan İŞID, El Kaide, El Nusra gibi katliamcı barbar yapılara dur demek ve ülkemiz yöneticilerinin verdiği desteği kınamak ve insanlıktan yana tavır almakla eş anlamlıdır. 2 Temmuz’u anmak AKP’nin emekçi düşmanı politikalarını savunan Soma’da, Ermenek’te katledilen emekçilerimizi sahiplenmek ve onların mücadelesini sürdürmektir. 2 Temmuz’u anmak Gezi’de Roboski’de katledilen gençlerimizi sahiplenmek ve mücadelesini yaşatmaktır. Tüm bu duygu ve düşüncelerimizle savaşsız ve sömürüsüz bir dünya amacıyla ülkemizde ve dünyada savaşa karşım kalıcı barışın yaratılması, faşizme karşı demokrasi, baskılara karşı özgürlük, ırkçılığa ve şovenizme karşı halkların kardeşliği için mücadeleye devam edeceğiz.”