Yeniden Refah Partisi Kocaeli Kadın Kolları tarafından düzenlenen basın açıklamasına sağanak yağış eşlik etti.
Programda açılış konuşmasını, İl Gençlik Başkanı ve İl Yönetimi ile destek veren Mehmet Aras yaptı. Sözlerinde hava muhalefetine dikkat çeken Aras “Kötü hava şartlarına rağmen durmayan ve bu denli yoğun bir katılımla programlarını gerçekleştiren Kocaeli Kadın Kollarına teşekkür ediyorum.” ibarelerini kullandı.
Açılış konuşmasının ardından söz alan İl Kadın Kolları Başkanı Zehra Barutçu Kudüs’te yaşanan vahşete şu sözlerle dikkat çekti;
İşgalci İsrail'in barbarlığına karşı “Gün artık konuşma günü değil, icraat günüdür. İslam İş birliği Teşkilatı, Türkiye'nin çağrısıyla acil olarak tekrar toplanmalı, Filistin Devleti'nin talebiyle, Filistin Devleti'nin başkenti Kudüs'e yapılan saldırıları sonlandırmak üzere, TSK'nın öncülüğünde bir Barış Gücü oluşturulmalıdır. İsrail işgali ve vahşetine dünya sessiz kalmıştır, İslam alemi olarak sadece boş laf yerine artık fiili olarak harekete geçilmesi gerekmektedir.
Gün; Namusumuza, Mescid-i Aksa'ya Sahip Çıkma Günüdür…
“Haremi Şerif ve Mescidi Nebevi'den sonra üçüncü mescidimiz ve ilk kıblemiz, Mescidi Aksa yine bir Siyonist tecavüzle, yine bir Siyonist terörle karşı karşıyadır. Mübarek Ramazan ayında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyen İsrail polisi, resmen terör estiriyor. Çok daha acı bir tablo ise Gazze’de yaşandı. İsrail’in Gazze’ye yaptığı füze saldırılarında aralarında çocukların da olduğu yüzlerce kişi şehit oldu. Mescid-i Aksa'ya, Filistinli Müslümanlara yönelik şiddetli saldırılar artarak devam ediyor. Dünya Siyonizmi tarafından atılan bu adım karşısında 50 seneden beri ifade ettiğimiz gibi, tüm İslam Alemi olarak yapmamız gereken; boş laflar, sözlü kınamalar ve ağlayıp- sızlanma yerine, mutlaka fiili adımlar atmak ve yaptırımlar ortaya koymaktır! Gün bugündür, gün “namusumuza”, Mescidi Aksa’ya, Kudüs’e sahip çıkma günüdür! Gün kıyama kalkma ve mutlaka fiili adımlar atma günüdür. Kudüs’ün hamisi “Sultan Abdulhamid Han'ın torunları olarak, bu kıyamı en güçlü şekilde bizlerin yapması gereklidir.”
Kudüs ve Filistin'den Sonra Hedefte Türkiye ve İran Var!
Yapılan vahşet planlıdır, asıl hedef; Büyük İsrail projesi kapsamında Filistin ve Kudüs'ten sonra İran ve Türkiye'nin topraklarını yutmaktır. Biz şuurlu Müslümanlar olarak çok iyi biliyoruz ki; bu iş Kudüs'le ve Filistin’le bitmiyor, bunun arkasından sıra Suriye'nin, Irak'ın, İran’ın ve Türkiye’nin önemli bir kısmının yutularak, Büyük İsrail'in kurulmasına geliyor Allah muhafaza buyursun. Büyük İsrail’in merkez olduğu, Siyonistler dışında 7 milyar insanın köle olduğu tek dünya devletini kurmaktır. Siyonizm inancının gereğini, tıynetinin gereğini 5000 senedir yapıyor ve yapacak, istediğiniz kadar kınayın, lanetleyin, telin edin, onlar üzerine düşeni yapıyor da asıl önemli olan biz ne yapıyoruz? Müslüman ülkelerin yöneticileri ne yapıyor? 1948’de İsrail’in kurulmasından bu yana habire toplantı yapıyorlar. Toplan, konuş, konuş, en sonunda da bir bildiri yayınla, “bu olayları kınıyoruz, lanetliyoruz” deyip dağıl. Sen istediğin kadar kına, istediğin kadar lanetle, adamlar adım adım hedefe yürüyor. Gün konuşma günü değil, yapma günüdür! Artık adım atma vakti geldi de geçiyor!
Kudüs'ü Korumak İçin Acilen TSK'nın Öncülüğünde Barış Gücü Oluşturulmalı!
BM'de 29 Kasım 2012 tarihinde yapılan oylamayla Filistin'in Uluslararası Statüsü “Devlet” olarak tanınmış, dünyada da 150'ye yakın devlet de bunu kabul etmiştir. İslam İş birliği Teşkilatı ise 13 Aralık 2017 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirdiği Olağanüstü Liderler Zirvesi’nde, Filistin Devleti'nin başkentinin İsrail tarafından işgal altında tutulan Kudüs olduğunu tüm dünyaya deklare etmişti. Bu iki karardan hareketle; İslam İş birliği Teşkilatı Türkiye'nin çağrısıyla acil olarak tekrar toplanmalı, Filistin Devleti'nin talebiyle, Filistin Devleti'nin başkentine yapılan saldırıları sonlandırmak üzere, İslam İş birliği Teşkilatı üyesi ülkelerin katılımıyla bir Barış Gücü oluşturulmalıdır. Bağımsız devletlerin kendi topraklarına yabancı güçleri davet etmesi uluslararası bir haktır ve bu hak Filistin Devleti tarafından acilen kullanılmalıdır. Oluşturulacak Barış Gücü'ne en büyük desteği ve katılımı da TSK sağlamalıdır.
Erbakan Hoca Filistin'e Asker Göndermişti…
Bu adım daha önce Merhum Erbakan Hocamız tarafından atıldı. 54. Hükümet döneminde Türkiye, Filistin Devleti’nin talebiyle El-Halil kentini korumak üzere Filistin’e asker gönderdi. Siyonizm karşısında laf değil, icraat konuşur! Bu icraatları da “kuvvet ve kudret sahibi ABD ve İsrail değil, Cenabı Allah’tır” diyenler gerçekleştirebilir. Bu adımlar bugün atılmazsa, yarın Yeniden Refah Partisi iktidarında mutlaka atılacaktır."