Psikiyatrist, Psikoterapist Doç. Dr. Ömer Özbulut konu hakkında bilgiler verdi.
Tıbbi adıyla persistan depresif bozukluk (daha önce distimik bozukluk olarak bilinir), genellikle uzun süreli, yani en az iki yıl süren, daha düşük yoğunluklu depresif semptomların karakterize olduğu bir ruh hali bozukluğudur.
Genelde hayatımızda çözemediğimiz veya sürüncemede bıraktığımız sorunlar altta yatmaktadır. Bu sorunlar geride kalmış olsada bizim için önemli ve hayatımızın akışını ciddi bir şekilde etkileyen sorunlardır. Genelde bu sorunların çözülmesi gerekecek kadar önemli sorunlardır. Bir yanlış karar veya tökezleme sonucu içine girdiğimiz sorunun çözülmesi gerektiğini biliriz. Ancak çözümsüzlük yaşar ve zamanla sinsi kronik depresyonun girdabına gireriz.
Kronik depresyon, sinsi seyirlidir ve erken fark edilmesi zordur. Kişinin kendi potansiyelinin çok altında bir hayat sürmesine neden olur. Yüksek potansiyel, düşük performans ve sonuç olarak istediği başarıyı elde edememiş bir kişi ortaya çıkar.
Sosyal hayata katılmakta zorlanır, kendisine göre daha basit bir hayat kurmaya çalışır, bu hayatta sürekli mutsuzdur, bu mutsuzluğunun farkındadır ve mutsuzluğunun kaynağını da bildiği halde düşük performans ve düşük seviyede kendisini tatmin etmeyecek arayışlara girer. Böylelikle hem kendisine hem de çevresine içinde bulunduğu mutsuzluk dünyasını maskelemeye çalışır.
Zamanla ailesi ve çevresiyle ilişkileri zayıflar ve kopar ya da zayıf bir şekilde idame eder. Çevresince de böyle kabul edilmeyi bekler.
Çözümü olan bir sorun olup, Psikoterapi ile düşünce ve davranış kalıpları değiştirilir, hastanın duygusal ve günlük yaşamda karşılaştıkları zorlukları ele alınır. Yaşam Tarzı Değişiklikleri, Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve iyi uyku alışkanlıkları düzenlenir.
İlaç Tedavisi genellikle gerekebilir. Kronik depresyonun tedavisi kişiye özeldir ve her hastanın ihtiyaçlarına göre uyarlanmalıdır.
Kronik depresyon hayatımızı bütün yönleriyle etkileyen ciddi bir durumdur ve profesyonel tıbbi yardım almak her zaman tavsiye edilir.