Diyetisyen Şeyma Uzun konu hakkında bilgiler verdi.
Tıp literatüründe kemik erimesi, osteoporoz olarak bilinir. Kemik yoğunluğunun azalması ve kemiklerin zayıflaması olarak bilinen kemik erimesi, sırt ve bel ağrıları, sırtta kamburlaşma, sinsi ilerleyen ağrılar, boy kısalması, kemik kırıkları ve şekil bozuklukları ile kendini gösteren bir rahatsızlıktır. Diğer taraftan sinsi başlayan osteoporoz, genel olarak kemik kırıkları oluşana kadar belirti vermeyen bir hastalıktır.
Kemik erimesi genellikle yaşlanma süreciyle ilişkilendirilse de, bir dizi genetik faktör genç yaşlarda da kemik erimesine neden olabilir. Özellikle menopozdan sonra meydana gelen kemik erimesinde oluşan kemik kayıpları en fazla ilk birkaç yılda oluşmaktadır. Omurgada oluşan ve kendini belli etmeyen kırıklar omurlarda çökmeye neden olur. Bunun sonucunda da boyda kısalma ortaya çıkabilir. İşte kemik erimesi riskini artırabilecek faktörler:
*Yaş: Yaşlandıkça kemik erimesi riski artar. Özellikle menopoz sonrası kadınlar için risk daha yüksektir.
*Cinsiyet: Kadınlarda kemik erimesi riski erkeklere göre daha yüksektir.
*Aile Geçmişi: Ailesinde osteoporoz öyküsü olan kişilerde risk daha yüksektir.
*Dengesiz Beslenme: Kalsiyum ve D vitamini eksikliği kemik sağlığını olumsuz etkiler.
*Sedanter Yaşam Tarzı: Hareketsiz bir yaşam tarzı kemik sağlığını olumsuz etkiler.
*Sigara ve Alkol Tüketimi: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi kemik erimesi riskini artırabilir.
*Zayıf Vücut Yapısı: Düşük vücut ağırlığı ve zayıf kemik yapısı kemik erimesi riskini artırabilir.
*Hormonal Değişiklikler: Özellikle menopoz sonrası kadınlarda hormon seviyelerindeki değişiklikler kemik erimesine neden olabilir.
*Kortikosteroid Kullanımı: Uzun süreli kortikosteroid kullanımı kemik erimesi riskini artırabilir.
*Bağışıklık Sistemi Sorunları: Romatoid artrit, lupus gibi bağışıklık sistemi sorunları kemik sağlığını olumsuz etkiler.
Kemik erimesinden korunmak için düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek (özellikle kalsiyum ve D vitamini alımına dikkat etmek), sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmak, düşme riskini azaltmak (örneğin, kaymaz zeminlerde yürümek, uygun ayakkabı giymek) önemlidir. Ayrıca, kemik erimesi riski taşıyan kişilerin düzenli doktor kontrolleri yapması ve gerekirse kemik yoğunluğu testi yaptırması önerilir.
Kemik sağlığı, genellikle üzerine düşünülen bir konu değildir - ta ki sorunlar başlayana kadar. Oysa ki, sağlıklı kemikler, bedenimizin dayanıklılığını ve hareket kabiliyetini sağlayan temel yapı taşıdır. Bu temel yapı taşının asıl kaynağı da beslenme alışkanlıklarımızdır. Çünkü doğru beslenme alışkanlığı ile sağlıklı kemik elde ederek ilerleyen yaşlarda ortaya çıkabilecek kemik hastalıkları ve kemik erimesine bağlı kırıkların riskini düşürecektir.
Kalsiyum, D vitamini, K vitamini, magnezyum ve fosfordan zengin besinler düzenli tüketilerek kemik sağlına olumlu yönde katkı sağlanabilir. Süt, peynir ve yoğurt gibi kalsiyumdan zengin besinler ilk akla gelen besinler olsa da sadece bunlarla sınırlandırmak doğru değildir.
Balık grubundan ton balığı, sardalya, somon gibi gri etli balıklar ve omega-3 yağı yüksek balıklar kalsiyum ve D vitamininin çok iyi kaynaklarındandır. Brokoli, lahana ve şalgam kalsiyum yönünden zenginken; domates, ıspanak, enginar, bamya, patates, kuru üzüm, greyfurt, portakal, muz ve papaya potasyum, K vitamini ve C vitamini yönünden zengindir. Günlük ihtiyacımıza uygun bir şekilde bu besinlerin beslenme programına eklenmesi kemik sağlığı için önemlidir.
Kahve, çay ve kola da kafein oranı fazla olduğu için aşırı tüketilmesi kemik erimesine yol açmaktadır. Bundan dolayı kemik sağlığı için kahve, çay, alkol, kola ve benzeri gazlı içeceklerin tüketiminin sınırlandırılması gerekir. Çok yağlı besinlerden ve sodyum oranı fazla besinlerden de uzak durulması lazım. Diğer taraftan proteinin aşırı tüketilmesi de kemik erimesini artırır. Bunun nedeni proteinin fazla alınmasıyla vücuda çok miktarda fosfor girmesidir. Çok miktarda alınan fosfor kalsiyumdan faydalanmamızı engeller.