CHP Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yazılı olarak cevaplandırması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi.
Milletvekili Kaplan, soru önergesinde şu ifadelere yer verdi:
Son günlerde yerel ve ulusal basındada yer alan bir çok ilimizde Milli Eğitim Müdürlüklerine bağlı okullarda, özel okullarda ve dershanelerde valilik makamı onayı alınarak ilköğretim müfettişleri tarafından okullarda sorgulama odaları oluşturulduğu bilginiz dahilindedir.
Benzer durum seçim bölgem Kocaeli ili merkez ve çeşitli ilçelerindede yaşandığı tespit edilmiştir. Müfettişler okullarda sorgulama odaları oluşturarak siyasi ve toplumsal ağırlıklı sorular sormaktadırlar. İlköğretim 4. sınıftan başlayarak 12. sınıflara kadar her sınıftan beşer kişilik öğrencileri tek tek sorgulama odalarına aldığı ve kendilerine duruma göre 5 ile 10 arasında soru sorulduğu tespit edilmiştir. Müfettişlerin öğrencilere sordukları sorunların bazılarını aşağıda sizinle paylaşıyorum;
Bu okulda idareciler ve öğretmenler sizlere siyaset yapıyorlar mı? Yada bu idareci ve öğretmenleri hangi siyasileri övdükleri veya eleştirdikleri soruluyor. Yine aynı anlamda öğretmenlerin hükümetle ve başbakanla ilgili konuşup konuşmadıkları sorulmuştur.
Atatürk’ümü yoksa Başbakanımı daha çok seviyorsun diye sorulduğu,
Ailelerinizden Gezi Parkı ve ODTU olaylarına karışanların olup olmadığı gibi soruların sorulduğu, tespit edilmiştir.
Kocaeli ilinde görüşme yapılan okulların ve sorgulama odalarına alınan öğrencilerinin bazılarının adları bende mevcuttur. Bu bağlamda;
Bu tarz sorularla hükümetiniz bizden olan ve bizden olmayan diye ayrıştırıcı bir tespitmi yapıyor? Yada Tayyipçi olmayan kurumlara yönelik yeni bir fişleme mi? Milli Eğitim Bakanı olarak hangi gerekçeyle ve hangi anlayışla böyle bir çalışma yaptırıyorsunuz?
Valilik onayıyla gelen bu müfettişler öğrencilere, Mustafa Kemal Atatürk ile Tayyip Erdoğan’ı karşılaştırıcı soruları sorduğu tespit edilmiştir. Ne cüretle böyle bir mukayese yapılıyor? Bakanlığınızın bilgisi dahilinde mi? Değilse ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?
Bu çalışmanın 17 Aralık – 25 Aralık operasyonları sonrası Emniyette yapılan kıyımın yer değiştirmelerin ve baskının, Milli Eğitim Bakanlığında da bir ön çalışması niteliğinde mi? Önümüzdeki günlerde Milli Eğitimin içinde de ‘’cemaate’’ yakın ‘’paralel’’ yapı gerekçesiyle 100-200 bin müdür ve yöneticilerinin yerlerinin değiştirileceği altyapısının oluşturulmasına mı yöneliktir? Milli Eğitim politikalarıyla, personeliyle, idarecisiyle bukadar keyfi uygulamayı nasıl açıklayacaksınız?
Olası hükümetle paralel yapı arasındaki bu hesaplaşmada hiçbir kabahati olmayan öğrencilerimizin, bizim geleceğimiz olan çocuklarımızın eğitim öğretim hakkının ellerinden alındığı, baskı uyguladığı ve psikolojilerinin bozulduğu bu noktada direk siz sorumlu değil misiniz? Hadi vicdanen rahatsız olmuyorsunuz, bu çocuklarımızın gelecekleriyle oynama hakkını kendinizde nasıl buluyorsunuz?