Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti ilan edildiği İstanbul’daki İslam İşbirliği (İİT) zirvesi ABD’nin başkenti Washington’da da yankı buldu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Çarşamba günkü basın brifinginde Amerikalı gazetecilerin bu konudaki ısrarlı sorularına doyurucu yanıtlar vermekte zorlandı. Dışişleri Sözcüsü Nauert, ABD Başkanı Donald Trump’ın büyükelçiliği Kudüs’e taşıma kararının coğrafi bir sınırın çizilmesi anlamına gelmediğini savunarak ‘sadece binalar ve hükümetin nerede olduğu üzerinden alınmış bir karar’ dedi. Nauert, İİT’nin Doğu Kudüs ilanının ise nihai statü ve egemenlik konulara müdahale anlamına geldiğini ima etti.
Heather Nauert’e Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın ‘ABD arabuluculuk vasfını yitirmiştir. Bundan böyle ABD’nin siyasi barış sürecinde asla yer almasına izin vermeyiz’ şeklindeki açıklamaları hatırlatıldı. Bu tür söylemlerin geçmişte de barışı engellediğini savunan Nauert, ‘Bu tür çarpıtmalar bir kenara bırakılarak Başkan Trump’ın geçen hafta gerçekte ne dediğine odaklanalım. İsrail’in egemenliğinin kati sınırları taraflar arasındaki nihai statü müzakerelerine bağlıdır. ABD nihai statü konularında pozisyon almamayı sürdürmekte. ABD iki tarafın anlaşması durumunda iki devletli çözümü desteklemeye devam ediyor. Biz iki tarafı masada bir araya getirebilmeyi istiyoruz. ABD yönetimi binaların ve hükümetin nerede olduğu üzerinden Kudüs’ün başkent olduğuna karar verdi’ şeklinde konuştu.
‘DOĞU KUDÜS KARARI EGEMENLİĞE MÜDAHALE’ İMASI
Nauert, ‘Sizin Kudüs’ü başkent olarak tanımanızın İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak tanımasından ne farkı var?’ sorusuna yanıt vermekte ise zorlandı. Sözcü, Trump’ın açıklamasıyla İİT’nin açıklaması arasındaki farkı şu şekilde izah etmeye çalıştı; ‘Biz sınırlar ve egemenlik üzerinde bir karar almıyoruz. Bunlar tarafların nihai statü müzakerelerinde karar vereceği hususlar’.
ANKARA’DAKİ FBI ATAŞESİNİN EMNİYET’E ÇAĞRILDIĞINI DOĞRULADI
New York devam eden İran yaptırımlarının delinmesi davasında tanık olarak ifade veren eski emniyet mensubu Hüseyin Korkmaz’ın öne sürdüğü iddialar nedeniyle Ankara’daki FBI ataşesinin Emniyet Genel Müdürlüğü’ne çağrıldığı yönündeki haberlerde Nauert’e hatırlatıldı. Nauert Türkiye’deki FBI ataşesinin Türk makamlarınca çağrıldığını doğruladı ancak elinde konuya ilişkin daha fazla bilgi olmadığını söyledi. Nauert, New York’taki davaya ilişkin tüm soruların ABD Adalet Bakanlığı’na yöneltilmesi gerektiğini vurguladı.
50 BİN DOLAR SORUSU
Sözcüye ayrıca, New York’taki Hakan Atilla davasında tanık olarak ifade veren eski bir Türk emniyet mensubunun “FBI’ın kendisine 50 bin dolar ödediği, evinin kirasının savcılık tarafından karşılandığı” şeklindeki iddiaları soruldu. Ancak Nauert, bu sorunun Adalet Bakanlığı’na sorulması gerektiğini kaydetti.