ASİAD – Avrasya Sanayici ve İşadamları Derneği ve Türkiye Patronlar Platformu Genel Başkanı Ömer Faruk Başaran, Redstone ana sponsorluğunda İstanbul’da düzenlenen kahvaltılı iletişim toplantısında gündemi değerlendirdi.
“ASİAD olarak Gündemi değerlendiremiyoruz” diyerek söze başlayan Başaran, ekonomik sıkıntılara ve ekonomideki tehlikelere dikkat çekti. Başaran şunları kaydetti: Konuşmayan Hisarcıklıoğlu da Konuştu! “En son odalar birliği başkanımız Sn. Rifat Hisarcıklıoğlu da bir takım olumsuz açıklamalar yaptılar. 2018 yılından beri konuşmuyorlardı, konuşmama orucu gibi bir şeydi sanıyorum. Fakat gelinen nokta itibariyle bugün gerçekten sıkıntılar var ve iş insanlarını ciddi anlamda etkiliyor. Mesela yatırım yapmak isteyen bir iş adamı önceden 3 kere düşünüyorsa bugün 13 kere düşünmek durumunda. Çünkü bir yatırım yapıyorsunuz, yatırım nereye varacak bunu kestirebilmek çok güç. Ama şu da bir gerçek: İş yapılmıyor mu yapılıyor. Bir tarafta fakirlik var mı, var. Ama bir tarafta zenginlik de var.”
Halk Fakirleşiyor, Orta Direk Kalkıyor!
Yaşanan durumu garabete benzeten ASİAD Genel Başkanı Başaran, halkın her geçen gün daha da fakirleştiğine dikkat çekti. Başaran sözlerine şöyle devam etti: “Orta direğin her geçen gün azalması, zengin ve fakir arasındaki farkın her geçen gün açılması konusu çok ciddi olarak masaya yatırılmalı. Doğru çarelerin ivedilikle bulunması gereken bir süreçteyiz. Zengin insanlarımız var, bu çok güzel. Fakat fakir insanımız da çok fazla. Zengin ve fakir arasındaki fark ne kadar açılırsa o kadar çok problem yaşanır. Rahmetli Özal’ın orta direk diye nitelendirdiği orta gelir grubu insanlarımız çok önemli. Orta gelir sınıfı yerine artık ya zengin ya da fakir durumunda olan insanları görüyoruz. Tabii bundan mütevellit endişe duymamız gerekiyor ve biz iş dünyası olarak endişe duyuyoruz.”
İş Dünyasında Stagfilasyon Endişesi
Ekonomideki fay hatlarının harekete geçtiğini belirten Başaran, bir yanda durgunluk, diğer yanda enflasyon olduğuna dikkat çekti. İş dünyasının stagfilasyon endişesi taşıdığını söyleyen Başaran enflasyon rakamlarının sadece Türkiye’de değil tüm dünyada arttığını ifade etti. Enflasyonun Türkiye’nin kronik sorunu olduğunu vurgulayan Başaran, pandemi sürecinin de enflasyona tuz biber ektiğini hatırlattı. Merkez Bankası’nın yara aldığını kaydeden Başaran şu ifadelere yer verdi:
“Bugün merkez bankası rezervlerimiz arttı gibi gerçekçi olmayan açıklamalar da var. Merkez Bankası’nın elinde faizlerle oynamak dışında herhangi bir enstrüman yok. Bugün kasanızda ciddi bir rezerviniz olsa faizler yerine onunla oynardınız. Ama böyle bir imkânımızın olmadığı görülüyor. Sadece faize müdahale etmekle olmuyor. İş dünyası olarak buradan hareketle Türkiye’nin ileride ciddi sıkıntılara gireceğini görebiliyoruz. Kasamızda 200 milyar dolar olsaydı da keşke, Merkez Bankamız krizleri kolaylıkla aşabilseydi. Ama böyle bir durum yok. Olmadığı sürece de zorlu koşullara sürüklenmeye devam edeceğiz.
Ekonominin fay hatları harekete geçti dedik. Fay hatlarının harekete geçmesi çok iyi değil. Fay hatları harekete geçince deprem oluyor biliyorsunuz. İnşallah böyle bir depremin olmayacağını ümit ediyoruz. Depremin olup olmaması konusu aslında birkaç noktaya bağlı: Birincisi, dünyanın ekonomik ve siyasi istikrarı. İkincisi de Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarı. Bizim insanımız aslında krizler itibariyle baktığınızda dünyanın birçok ülkesine göre çok daha tecrübeli diyebiliriz. Krizlerle savaşmayı biliyoruz, savaşabiliyoruz. Fakat ben önümüzdeki süreçte siyasette bir tıkanma olacağını düşünüyorum. Türkiye siyasetindeki bu tıkanıklık kuvvetle muhtemel önümüzdeki seçimlerde bir hükümet değişikliğini önümüze koyacak. Bu değişim süreci de Türkiye için ne olur, yaşayıp göreceğiz.”