Ak parti geçtiğimiz hafta sonu İl kongresini yaptı.
İl kongresini yaptı. Öncelikle hayırlı olmasını temenni
ediyorum. Göreve getirilen başta İl başkanı Mehmet Ellibeş olmak üzere tüm yönetim
kurulu üyelerine başarılar diliyorum.
Tebrik safhasını geçtikten sonra şimdi kongre ile ilgili bazı eleştirilerimi sunmak istiyorum.
Kongre Uluslar arası Fuar Merkezinde yapıldı. Kongrenin A'dan Z'ye her şeyini Büyükşehir
Belediyesi yaptı. 30 bin m2 kapalı alana sahip uluslararası Fuar merkezinin tüm duvarları
brandalar ile kaplanmış. Yer gök brandalar ve bayraklarla giydirilmiş. Büyükşehir
belediyesine ait tüm bilboardlar donatılmış. Nereden baksanız 6 bin m2 branda!!! Doların
8.5 lirayı, euronun 10 lirayı geçtiği günlerde yapılan sadece bu kadar brandanın maliyeti ne
kadardır? Ak parti kongresinin Büyükşehir Belediyesine maliyeti nedir? Kaç milyondur? Ak
parti bu kongrede yaptırdığı harcamanın faturasını gösterebilir mi? Parti kongresini neden
belediye bütçesinden yapıyorsunuz? Hani tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyacaktınız,
hani artık tasarruf edecektiniz. Ülke ne kadar ekonomik krizde olsun huylu huyundan
maalesef vazgeçmiyor..
Sayın Cumhurbaşkanının gelişiyle ilimizde uzun zamandır yapılamayan işlerin hızlıca
bitirildiğine de şahit oluyoruz. Keşke Cumhurbaşkanımız Bursa tarafından gelseydi de şu
yılan hikayesine dönen Karamürsel battı çıktısı da hızlıca bitirilebilseydi. Buradan
Büyükşehir yetkililerine de bir kez daha haykırıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımıza 3-4 yıldır
açık olan tesisleri değil de bu yeni çalışmaların açılışını yaptırsaydınız daha güzel olmaz
mıydı?
Ayrıca Cumhurbaşkanı gelecek diye salona gireceklere, alanda çalışanlara, tüm delegelere,
tüm kamu kurumlarının yöneticilerine özetle alana girme hatta yakınından geçme ihtimali
olan herkese test yapılıyor. 2 günde binlerce kişiye test yapıldı. Öyle ki test yapılan
insanların sonucu 24 saatte çıkıyorken kongre sürecinde yoğunluktan dolayı bir türlü
çıkmak bilmemiştir. Neden? Çünkü Ak Parti kongresi için yapılan testlerin sonuçları
öncelikle çıkması gerekiyor. Sağlık çalışanları bile belirtisi olmadıkça test yaptıramazken,
vatandaş çok mecbur kalırsa Özel Hastanelere yüzlerce lira verip test yaptırırken bu nasıl bir
bolluktur. Neden sadece zorunlu olarak katılması gerekenler katılmıyor bu kongreye? Test
yaptırmak sadece Ak partili olanlara mahsus bir hak mıdır?
Yakın zamanda Saadet Partisi olarak biz de dahil birçok siyasi parti kongrelerini çok zor
şartlarda yapmışken başta Barolar olmak üzere meslek kuruluşlarına ise kongre yapmak
yasaklanmışken böyle ayrıcalıklı bir ortam sağlanmasının adı adaletsizlik değil midir?
Saadet Partisi Ankara Gençlik kollarından sadece 5 kişi sosyal mesafe ve maske kurallarına
uygun bir şekilde basın açıklaması yaptıktan sonra gözaltına alındı. 4 saat gözaltına
alındıktan sonra idari para cezası kesilerek serbest bırakıldı. Peki Ak Parti kongresindeki kol
kola gençlerin durumuna herhangi bir yaptırım uygulandı mı? Uygulanabilir mi?
Evet bu ülkede bir Ak partililer vardır bir de diğerleri. Ak partili değilseniz 2.sınıf
vatandaşsınız demektir. Bu ülkede farklı düşüncedeyseniz ne siyaset yapmak ne iş
bulabilmek ne adalet talep etmek ne kalkınabilmek istediğiniz kadar kolay değildir. Adalet
de kalkınmak da sadece onlara mahsus bir durum haline gelmiştir. Birlikte paylaşmak ve
birlikte kalkınmak üzere söz veren sözüm ona dava mensupları bugün yancısıyla,
ortakçısıyla birlikte paylaşmakta, birlikte kalkınmaktadır.
Bu vesileyle buradan bir kez daha haykırıyoruz ki bizim davamız bu ülkede adaleti
sağlamaktır ve milletin birikimini hakça paylaşmaktır. Kalkınırken de adaletli olmaktır,
bölüşürken de adaletli davranmaktır.
Diğer bir mesele dün Büyükşehir’in meclis toplantısı vardı. Biz de orada toplantıyı takip
ettik. Birçok konu gündeme geldi ancak bunlardan bir tanesini burada zikretmek istiyorum.
Malum geçtiğimiz haftalarda bizim de gündemimize aldığımız Kent konutun Tuana 3
projesinin durumu soruldu bir meclis üyesi tarafından Sayın Tahir Büyükakın’a..
Sayın Büyükakın özetle ‘şirket tasfiye istedi hukuk izin vermedi biz de kabul etmedik.
Pandemi sebebiyle süre uzatımı verdik’ dedi. Ve adeta konuyu geçiştirdi. Oysa sorularımız
oldukça açık ve izaha muhtaçtı. Nedir sorular bir kez daha hatırlatalım..
1- Müteahhit firma işin %64’ünü bitirdiği halde payına düşen dairelerin çoğunu satıp
parasını alıp kalanları da temlik vermek suretiyle devlet bankasından kredi çekerek
nakite çevirdiği doğru mu?
2- İlk Projede olmayan bir AVM’yi plan tadilatı ile projeye ekletip bunu da ünlü bir
mağaza zincirine sattı mı?
3- Proje bu halde iken teminatını alıp çıkmak suretiyle tasfiye etmeye kalktı mı?
4- Kaçıncı kez süre uzatımı veriyorsunuz?
5- Herhangi bir inşaat faaliyeti başlamadığı halde teminata el koyup neden sözleşmeyi
feshetmiyorsunuz?
Sorular bunlar bakalım Tahir başkan daha ne kadar yuvarlayabilecek konuyu
bekleyip göreceğiz…