Güncel

İl Başkanımız Zafer Mutlu Beyin 06.11.20 tarihli basın açıklaması

Ülkemiz geçen hafta yaşanan İzmir depremiyle bir kez daha büyük acılar yaşadı.

6 Kasım 2020 Saat: 15:29
İl Başkanımız Zafer Mutlu Beyin 06.11.20 tarihli basın açıklaması
İl Başkanımız Zafer Mutlu Beyin 06.11.20 tarihli basın açıklaması

Bu deprem, ülkemizin deprem gerçeğiyle yaşaması gerektiğini bunun
önlemlerini almamız gerektiğini bize bir kez daha hatırlattı.
2020 yılı içerisinde dünyada 6,5 ve üzerinde şiddetle tam 14 adet deprem olmuş.
Bunların içinde 7,4 ve 7,8 olanlar var. Bu depremlerde toplam ölü sayısı 170 ve
maalesef bunlardan 155’i Türkiye’deki iki depremde gerçekleşti. 20 Ocak’ta
Elazığ depreminde 41 vatandaşımız ve geçen hafta İzmir’deki depremde de 114
vatandaşımız vefat etti.
Bu tablo bize “ Deprem öldürmez, bina öldürür” gerçeğini hatırlatmaktadır.
Neden 2020 yılında dünyadaki 12 büyük depremde toplam 15 kişi ölüyor da biz
de 2 depremde 155 vatandaşımız hayatını kaybediyor.
Türkiye’nin %75’i fay hattında bulunuyor. Kocaeli ilimiz en önemli Kuzey
Anadolu fay hattı üzerinde yer almaktadır.
17 Ağustos depreminden sonra 21 yıl geçti. Her geçen yıl deprem riski
artmaktadır. Bu 21 yılda biz halen hasarlı binaların yıkılıp yıkılmayacağını
konuşuyoruz.
Şehrin kentsel dönüşümü için yeterli çalışmalar yapılmadı.
Belediyeler kentsel dönüşüm için gerekli stok alanlar oluşturmadı.
İlçelerde belirlenen toplanma alanlarının hiçbirinde elektrik, su ve gerekli
teçhizatlar kurulmadı.
Bu kentte bırakın az-orta hasarlı binaların yıkımını henüz 20’nin üzerinde ağır
hasarlı binalar yıkılmadı.
Halbuki 1999 depremi öncesinde inşa edilen tüm yapıların kentsel dönüşüme
tabi tutulması gerekmektedir.

Şu bilinmelidir ki riski azaltmak ortadan kaldırmak daha sonra oluşacak enkazı
kaldırmaktan daha az maliyetlidir.
En son İzmir depreminin maliyeti nedir? Peki insan hayatının bir bedeli var
mıdır?
1999 depreminde en çok eleştirilen konuların başında gelen deprem
yardımlarının akıbeti olmuştu. Gelen paralarla maaşların ödendiği söylendi
durdu.
99 depremi sonrası deprem vergisi, özel iletişim vergisi, ihtiyaç akçesi gibi ek
kaynaklar oluşturuldu.
18 yılda sadece Deprem vergisi olarak 35 milyar dolar toplanmış.
Bunun dışında imar afları, imar borçları çıkartıldı. Buradan da ciddi kaynaklar
oluşturuldu.
Peki bu kaynaklara ne oldu, şimdi Eski Türkiye yok diyenler, depremden gelen
paralarla maaşlar ödeniyordu diyenler bu devasa kaynağı ne için kullanmışlardır.
Halen “ Kanal İstanbul” diye tutturan hükümetin öncelikle buraya ayıracağı
kaynağı kentsel dönüşümü tamamlamaya ayırması gerekmekte değil midir?
Şehrimizde Büyükşehirin bir iştiraki olarak Kent Konut kuruldu. Amaç kentsel
dönüşümü sağlamak ve sosyal konut üretmekti. Ancak bu kuruluş kısa sürede
kamu imkanlarıyla müteahhitlik yapan bir hüviyete dönüştü. Kentsel dönüşümü
denetimlemeye yönelik olarak Sosyal Konut projesi üretmesi gereken Kent
Konut’tan birer ikişer adet uzun vadeli senetlerle daire toplayan bazı siyasilerin
ve bazı bürokratların vicdanları sızlamakta mıdır? Kent Konutu bu hale
getirenler bunun hesabını verebilecekler midir?
Şu bilinmelidir ki biz meseleye ne zaman rant elde etme gözüyle bakmayı
bırakabilirsek ülkenin sorunlarını ancak o zaman çözebiliriz.
O günlerin gelmesi temennisiyle hepinize saygılarımı sunuyorum.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Gölge Gazetesi, Kocaeli Haber, Gebze Haber, Darıca Haber, Dilovası Haber, Çayırova Haber, Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑