Mesafeli Sosyal Hayat ve Psikolojimiz

Sanırım şu Koronavirüs en çok da psikolojimizi bozdu. Hepimiz gergin, işsiz, bunaldı , darlandı , hayatlarımız altüst oldu ...Dengeler değişti, yaşam tarzımız yeni bir boyut aldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise bu değişmeleri güzel bir isimle nitelendirdi. Ne diyor bakan? Mesafeli sosyal yaşam..
Evet, mesafeli sosyal yaşam... Yeni bir hayat tarzının miladı. Şu kesin ki , hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Mesela sevdiklerimize içten ve hasretle sarılamayacağız. İş arkadaşlarımızla doya doya özlem gideremeyeceğiz. Çarşıda pazarda kol kola gezemeyeceğiz. Cafelerde iç içe oturamayacağız. Düğünlerde çatlayana kadar halaylar çekemeyeceğiz. Yani herşeye hasret yeni bir hayatın içine düşürdü bizleri bu virüs belası.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Sekreteri virüsün kalıcı olduğunu söylüyor, alışmamız gerektiğini. Bizim yerli bilim adamları ve yetkililerimiz de, virüsün 1-2 yıl daha bizlerle yaşayacağını. Anlayacağınız virüs bulaşı bağışıklık kazandıkça kalacak hayatımızda. Durum böyle olunca kurallara uymak, sosyal mesafeli ve maskeli hayatı seçmekten başka yapacak birşeyimiz yok . O yüzden kurallar, kurallar, kuralar.
TV'lerde izliyoruz, sokaklardaki görüntüler hiç iç açıcı değil. Güneşin bastırması insanları evde tutamıyor belki, ancak sakıncalı sokaklardan korumamız gerekmiyor mu kendimizi?
Herşeye tamam da, psikolojimizin yerle bir olmasına ne demeli.?
Doğaya , denize, temiz havaya susadıkça ister istemez sinir sistemimiz, psikolojimiz derinden etkileniyor. Çevremizi kırabiliyoruz, telefonla konuştuğumuz insanın yüzüne daha sözü beitmeden telefonu kapatabiliyoruz. Hal hatır sormak için sms atan arkadaşa ''Bana bir daha mesaj atmayın.'' diyebiliyoruz. Ne çok kırıcı olduk biz. Nasıl değiştik böyle, nasıl birileri olduk çıktık. Evet, evet çok değiştik. Kendimizi tanıyamaz olduk. Psikolojimiz bitti, ev hapsine mahkum olmak yaraladı bizleri.
Ancak tüm bu olumsuz gelişmeler ve yeni hayata karamsar olmadan sarılmak gerekiyor. Herşeyin bir güzelliği var. Farkındalığı yakalarsak, yeni hayatımıza adapte olabilir, kırıcı olmadan , daha da önemlisi psikolojimizi kontrol altına alabiliriz.
O nedenle iki şey yapmamız gerekiyor. Birincisi insanı sevin, kendinizi sevin, aile fertlerini sevin, işinizi sevin, işinize dönün. İkincisi ; hayvanları sevin. Özellikle evlerinizin neşe kaynağı kedilerinizi. Kedileri sevin.
Çünkü o minik dostlar, kediler, o tatlı yaratıklar psikolojinize iyi gelecek.