Ege'nin bir cennet köşesinde kafa dinlerken; 15 günlük iznimde yazıdan, dertten, meslekten uzak kalma kararındaydım. Öyle ya, üç yıldır nefes almadan gece -gündüz çalışarak meslek uğruna izinsiz, tatilsiz günler geçirdim. Gölge Gazetesi, Gölge Dergi, Gölge Ajans velhasıl Gölge Medya'nın Genel Koordinatörü olarak tam da ''her şeyden uzak durayım , yazmayayım '' diye şartlanmışken, baktım ki parmaklarım bilgisayarımın klaveyesine gitmiş. Aslında genlerimde gazetecilik yok, ama virüs gibi bulaştığını şimdi daha iyi anlıyorum. Tatilmiş, izinmiş hikaye.
Bulunduğum yazlığın balkonundan hemen ayak ucumdaki plajı izliyor, bir tarafdan da yanı başımdaki havuza göz atıyorum.
Yasakların bittiği ilk pazar bugün.
Kavurucu sıcaklık olabildiğince yer yüzünü yakıyor. Tuzlu deniz suyu nerdeyse sahile tuzunu bırakacak. Tuzukurular ile bir tas çorbaya beş kaşık sallayan insanlar doğanın karşısında aynı değerdeler, eşitler. Her iki kesimde bir nebze nefeslenmek, nemin bastırdığı günü ferah yaşamak için sahildeler, plajdalar, ağaç altındalar.
Beni endişeye düşüren ise güncel yaşam.
Dediğim gibi bugün ülke olarak normalleştiğimizin ilk pazar günü.
Herşeye, çok şeye susamış, hasret kalmış herkes bugün evinin dışında. Kimi serinlenmek için deniz anasıyla buluştu, kimi kozalaklar eşliğinde ağaç dallarıyla. Tatil için gittikleri otellerin plajında kurbağalama yüzenlerde cabası. Kimi sokakta, caddede, bir sarıçamın gölgesinde. Düğün salonları, mesire alanları, kırlar bahçeler, plajlar, havuzlar dolu.
Endişelendim doğrusu..
Güzel güzel giderken pek çok şey, iki yıla yakındır kurtulmaya çalıştığımız bela, tam da gitmeye başlamışken geri gelmesin inşallah.O yüzden halen ve ısrarla kurallara devam etmekte fayda var.
Unutmayalım ki; 1 Temmuz'da sadece yasaklar kalktı. Normal yaşama dönmemiz demek, virüsün bittiği anlamına gelmiyor. Maske, mesafe, hijyen rafa kaldırılırsa durumumuz güncelliğini koruyabilir, yeniden kısıtlı günler geri gelebilir. Aman dikkat, lütfen dikkat.
Ege'den selam olsun duyarlı her bir okuruma. İyi bakın kendinize.