Koronalı günlerle yaşadığımız şu sıralar hemen hepimiz bakkaldan, marketten aldığımız gıda maddelerini veya lokantalardan sipariş verdiğimiz ''Gel-Al'', ''Paket Servis'' yemeği tüketirken mutlaka kendi kendimize veya yanımızdaki kişiye soruyoruzdur; Yediğimiz bu gıda ürünleri, yaş sebze-meyveler, et ve süt ürünleri ne kadar sağlıklı , ne kadar denetimli ?
Bir de başka bir sıkıntı var. Günlük tükettiğimiz , bilerek veya bilmeden aldığımız hamur işleri var ki , pek çok insanın, kronik rahatsızlığı olanların tüketmemesi gerekenler. Glüten içeren protein grubundan bahsediyorum.
Aslında bu glüteni, izlediğim bir filmde glütenin sağlıksız olmasından çok bahsedildiğinden bir araştırma yapıp bahsetmek istedim yazımda. O gün bugündür kapsama alanıma girdi.
Glüten ; Merkez Hastanesi Diyetisyeni Esra arkadaşımın söylediğine göre arpa, buğday ve çavdar gibi tahıllarda bulunuyor. Bu tahılların kullanıldığı işlenmiş gıdalarda da bulunan glüten, insan vücudu tarafından sindirilmesi zor bir besin. Kullanıldığı ürünlere kıvam veren, mayalanmasını sağlayan ve ürünlerin birbirine bağlanmasına yardımcı olan glüten, farklı proteinlerin karışımından oluşuyor.
Vücut tarafından çoğunlukla tolere edilen bu madde, zaman zaman bağışıklık sisteminin reaksiyon göstermesine ve bazı alerjik reaksiyonların oluşmasına yol açabilir.
Dediğim gibi , özellikle gıda tüketimiyle ilgili neredeyse tam bir yıldır (virüslü günlerle birlikte) kafamızı karıştıran birçok soru işareti ortaya çıktı.
Bu sorulara nasıl cevap bulacağız?
Aklın yolu şayet birse, yapılması gerekenlerde çok basit şeyledir diye düşünüyorum. Mesela; öncelikle tarımsal ürün üreten üreticilerin kayıt altında olması, üreticilerden bu ürünleri satan alanaracı, toptancı, komisyoncu gibi özel ve tüzel kişilerin kayıt altında olması, ayrıca perakende satıcıların da kayıt altına alınarak oluşturulacak olan standartlara göre denetlenmesi sağlığımız için şarttır. Tarımsal otokontrol denilebilir.
Sadece Gebze'de onlarca fırın var. Bunlarda denetimlerin sıklaştırılması, glütenli ürün olup olmadığı denetlenmelidir. Hatta mamüllerin üzerinde ( 'glüten vardır/yoktur) şeklinde uyarıcı etiket bulunmalıdır.
Sağlık her şeyin önünde gelir. Ve kimsenin, hiç bir üretenin hiç bir tüketicinin sağlığıyla oynama hakkı olamaz. Hekimlerimizin bas bas bağırdığı , uzmanların her gün uyardığı virüslü günlerde, kronik rahatsızlığı olanların virüse çok daha dayanıksız olduğunu biliyoruz. O halde bağışıklık sisteminin çökmemesi, daha sağlıklı günler görmek için glütensiz gıdalara özen göstermek biz tüketicilere düşüyor.
Bunları kontrol etmek ve uyarmakta yetkili makamlara.