Gül AKDEMİR
Gül AKDEMİR

Bıkkınlar ve Direnenlerin Savaşı

27 Kasım 2021 Saat: 22:31

İki yılı aşkındır hayatımızın kabusu olan Koronavirüs belası , hergün can almaya devam ediyor. Vakaların arttığı günleri de görüyoruz, düşüşe geçtiğini de. Test sayılarının kazanımları ne kadar doğru bilmiyoruz, ancak imkanlar ölçüsünde devletin bu konudaki hassasiyetini görebiliyoruz. Vakalar bir aşağı bir yukarı derken, psikolojimizi de bozmuyor değil.
Yeni güne gözümüzü açtığımız her sabah bir tanıdığımızın, bir bilinen insanın ölüm haberini alıp haberleştirmek biz gazeteciler için ne kadar zor anlatamam. Mesleğimizi yaparken insani duygumuzun ağır basması günlük hayatımızı elbette etkiliyor. Konuya genel çerçeveden bakacak olursak da, doğrusu ortaya psikolojisi bozulmuş, bazen ümidini kaybetmiş, dengesini yitirmiş bir toplum çıktığını görebiliyoruz. Koronavirüs her şeyi altüst ettiği gibi, yeni bir yaşam şekli ortaya çıkardı. Bununla beraber ''sorumlu ve sorumsuz insanlar'' diye kitleleri ikiye ayırdı. Ayrıca ''bıkkınlar ve direnenler '' diye bir nesil çıktı ortaya.
Aşıda ve maskeye devam edenler, hijyene usanmadan uyanlar bence sorumlu ve direnenler kategorisine giriyor.
Aşıya karşı olanlar, maskeden mesefeden yorulanlar ise bıkkınlar kategorisindeler. En azından ben böyle sınıflandırıyorum.
Bıkanların ve direnenlerin, sorumlu ve sorumsuzların bir savaşıdır devam eden. Böyle olunca da özellikle bıkanlar ve sorumsuzlar kendilerini biraz daha riske atarken, toplumun huzurunu bozmaya yeminlilermiş gibi tam bir sorumsuzluk örneği sergiliyorlar. Bununla da yetinmeyip sorumlu ve direnenleri kuşatma peşinde oluyorlar. Öylesine sorumsuzluk , haymazlık, bilinçsizlik artıyor ki, maske takma konusunda uyaran insanlar bırakın tepki görmeyi, şiddete bile maruz kalıyorlar.
Nasıl bir hale geldik, nereye gidiyoruz?
''Maskeni takar mısın kardeşim'' demeye korkar olduk... Yaygın basına yansıyan bir kaç örnek vereyim ; Markete giren müşterisini maske takması yönünde uyaran kasiyer kız dayak yiyor... Aracına maskesiz binen yolcuyu uyaran otobüs şoförü dayak yiyor, hasteneye gelen vatandaşı maske konusunda uyaran güvenlik görevlisi hastanelik oluyor. Avrupa'da bu konuda cinayet işlendiğide biliniyor.
Tüm bu olumsuzlukların geldiği nokta bıkkınlık mı, sorumsuzluk mu, duyasızlık mı, dengesizlik mi, psikolojik bozuntu mu bilemedim. Fakat bildiğim şu ki, Korona belasından kurtulmanın yolu öncelikle aşı, sonrasında maske..
Bu iki etken uzun bir süre daha hayatımızda olacak. Ve bizler sorumlu/direnenler kesimi kurallara uymaya devam etmek zorundayız. Vatandaşlık bilincimizi kaybetmeden ''Maske tak kardeşim'' ikazlarını korkusuzca yapmak zorundayız. Başka türlü rahata kavuşacağımız yok.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Gölge Gazetesi, Kocaeli Haber, Gebze Haber, Darıca Haber, Dilovası Haber, Çayırova Haber, Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Öğretmenler Günü16 Kasım 2024 Saat: 15:30
Gazze19 Temmuz 2024 Saat: 11:32
Gıda Savurganlığı18 Mayıs 2024 Saat: 18:48
8 Mart ve Bizler.!8 Mart 2024 Saat: 16:49
Siyasette kadının yeri16 Şubat 2024 Saat: 14:05
Tüm Yazıları
Yukarı ↑