Özel anlar ve içinde güzellikler barındıran günler var ya, pek çoğunu severim. Fakat insana değer katan, insanın var oluşunu anımsatan o günleri , sadece o güne yönelik sınırlandırmanın da yanlışlığını düşünürum.
Kadınlar günü, sevgililer günü, anneler günü gibi...
Beni en çok etkileyip duygulandıran , hatta düşündüren ise 'Anneler Günü'dür. Çünkü benim felsefemde ve bakış açımda anneleri sadece bir günde mutlu etmek, anımsamak, sadece o gün sarılmak yer almaz. Benim ilkelerim, inancım, tarzım anneyi her daim en üstte ve her günde el üstünde tutar. Çünkü benim için anne, her gündür.
Yıllar evvel Amerika Birleşik Devletleri Virginia eyaletinde yaşayan Anna Jarvis isimli bir kadının, 1905 yılında vefat eden annesi için her sene kutlama yapma isteğiyle ile birlikte 'Anneler Günü' geleneğinin başladığını biliyoruz. Dünyada bu böyle.
Ancak tarihimizi, genel kültürümüzü, dinimizi irdelediğimizde, kadına (anneye) o Amerikalı kadından çok ama çok asırlar önce bizlerin değer biçtiğini görebiliriz. Örneklendirecek olursak ; Peygamber efendimizin ''Cennet annelerin ayakları altındadır'' hadisi şerifi bunu en iyi anlatan, annenin değerini , varlığını, önemini vurgulayan ifade olduğunu anlayabiliriz. . Yine Türk atalarının şu sözü de annenin değerini dile getirir: Yuvayı dışı kuş yapar.
Toplumumuzda annenin değeri elbette tartışma götürmez. Bu bir gerçek. Bir de acı gerçekler var. Maalesef hayırsız evlatların ilgisizliğine maruz kalan anneler bulunuyor. Günümüzün ekonomik bahaneleri, ataerk zihniyetin erozyana uğramış olması , teknolojinin sağladığı rahatlıklar ve daha da önemlisi kadirşinas duygunun erimeye başlaması...İşte bundandır ki, ekonomik durumu çok ama çok iyi olan pek çok evlat annelerini huzurevlerinde ziyaret etmeyi ayrıcalık sanarlar. Bayram, seyran, anneler günü gibi özel günlerde annelerine sadece bir sms göndermekle görevlerini yapanlarıda görüyoruz. Bir çiçek veya küçük bir hediye ile koşup annesinin dizinin dibine çökmeden sosyal medyada anneler gününü kutlamak ne kadar anlamlı ki sizce de?
Anne....
Yuvayı yapan, çekip çeviren, doğuran, büyüten, haklarını hiç bir zaman ödeyemeyeceğimiz anneler.. Bugün onların günü. Oysa her bir gün onların olmalı değil mi? Yoksa ben mi çok anacıyım, ya da çok mu anaç düşkünüyüm?
Biliyorum her anne bir değil, çünkü kaderleri bir değil. Çocukların kaderlerinin bir olmadığı gibi... Günümüzde ne anneler var yurdumun dört bir yanında el açıp evlatlarına dua eden. Kimi evladının karnını doyurmak için gece gündüz emek sarf eder fabrika dumanlarının içinde, kimi yalı katında bekler evladını. Bazıları çöpten azık bulma derdindedir evladı için, kimi cansiper olmuştur yavrusuna. Irkı, dini, rengi, mezhebi, ekonomik gücü, kariyeri ne ve kim olursa olsun anne , annedir. Kadınları güçlü kılan da annelik duygusu değil midir, her şer karşısında.?
Anneler günü.... Ne güzel bir gündür. Hasretle, sevgiyle, özlemle annelerimize sarılmamız gereken gün. Halbuki hergün bu duyguda olmamız gerekir. Onlar bizi yoktan var edenler değil midir?
Peki onlar bizi küçücük karınlarına sığdırmışlar da, bizler neden onları koskocaman dünyamıza sığdıramaz olmuşuz. İşte beni üzen de bu. Annesini sokağa atan, annesine şiddet uygulayan, annesini katleden cani evlatlar geldikçe aklıma, nefret ettiğim doğrudur. Bugün anneler günü, hadi bugün ve her gün sımsıkı sarılalım annelere.
Ve şu Korona laneti. Kurallara uyalım, uymaya devam edelim. Annelerimiz ağlamasın diye daha sıkı sarılalım kurallara.
Anneler gününüz kutlu olsun.