Sayın Corona, bize kendinden bahseder misin?
“Ben akrabalarımın en küçüğü gibi görünsem de, beni sakın küçük görmeyin. Bazı akrabalarım 15, bazıları da 250 nanometre boyundalar. Akrabalarla bir araya gelsek, milimetrelik alanı 50 bin akrabamla doldurabilirim.
Kısaca kendimi size tanıtayım. Bana derler 2019-nCoV. Bazılarınız beni SarsCov2 ailesinden tanır. Tek zincirli bir virüs olarak Severe Acute Respiratory Syndrome, yani şiddetli akut solunum sendromu yaparım. Bana bulaşmayın, biz büyük bir aileyiz.
Bu ismi ben almadım, bana uluslar arası virüs komitesi coronavirüs verdi. Bu konuyu da burada açıklık getireyim.
Hastaların yüzde ikisine varanı öldürme yeteneğimle, atalarımdan biri de övünerek söyleyeyim Suudi Mers. Middle East Acute Respiratory Syndrome, Ortadoğu Solunum Sendromu…
Sars misk kedisinden, Mers deveden bulaşmış. Pangolin ve yarasa da benim sevdiğim yaşam alanım aslında. Semptomlarım nezleye benzer. Burun akıntısı, ateş, öksürük cabası. Kuluçka aşamasındayken başkasına bulaşabilmem, hastaların aynı şiddetle semptomları göstermemesi ve bu yöntemle kolay yayılmam da yeteneklerim arasında.
Biz aile olarak gelen gideni aratırız aslında.
Artık anlayın, hayvanlarla ve bitkilerle sorununuz vardı, onlara dünyayı dar ettiniz ama biz mikroorganizmalarla yaşamayı öğreneceksiniz. Bizim derdimiz sizinle değil hücrenizle. Bin yıldır bit, pire, keneyle uğraştınız, onları engellediniz ama kendinizden başka hiçbir şeyi düşünmeyip yaşamı tüm canlılara dar ettiniz.
Daha bakteri ile virüs arasındaki farkı bilmiyorsunuz. Bakteride ve bizde öyle şahane çıkıntılar var ki bu sayede dokunuza tutunuyoruz, içimizdeki genetik malzemeyi sizin hücrenizin içine cart diye sokuyoruz.
Bak influenza virüsüne, sürekli şekil değiştiriyor. Griple canınıza okuyor. Şimdi sıra bende. Akciğer hücresi, burun mukozası fark etmiyor nereye tutunursam orada hızla çoğalıyorum. Bir anda milyonlara ulaşıyorum. Sen mesafeni korumuyorsan, önlemini almıyorsan… Bayılıyorum yaşlı ve kronik hastalığı olan vücutlara. Bağışıklık sistemi çalışmıyor ya savaşı kolay kazanıyorum. Beyaz kan hücreleri bile yeri geliyor işe yaramıyor. Biliyorum bir gün benimde sonum gelecek ama o gelene kadar aranızdan en az 2 milyon insan benim sayemde hayatını kaybedecek.
Şimdi sen iyileşip on dört gün sonra ayaklanıyorsun ya bak bazen bulgu vermiyorum. Yirmi günde iyileştiğini sanırken on dört günü de üstüne eklemişken otuz dört- kırk gün benden kurtuluşun yok. Hala bulmaya çalışıyorsun. Beni yendiğinizde her şey bitiyor mu, yoksa steril koşullardan vazgeçince yine benli bir tehlike sizi bekliyor mu?
İşiniz zor kardeşim, sizin sürekli evde kalmanızı, benimle savaşırken tam sonuç almanızı sağlayacak altyapı ve desteğiniz nerede? Yüzde yüz izolasyonu sağlayın canımı alın! Ama daha siz test sayısında beklenen sonuca ulaşamıyorsunuz!