Rapunzel’i tanımayanız yoktur, yolda görseniz kesin tanırsınız. Tabi o kadar da abartmayalım. Hani şu üvey annesi tarafından yüksek bir kuleye kapatılan ve yoldan geçen prense uzun saçlarını uzatarak, prensin kuleye tırmanmasını sağlayan ve kule çıkışında mutlu mesut olan Rapunzel’den bahsediyorum.
Burada ki bir yanlıştan bahsedeceğim. Prens dediğin adamın bir gücü olmalıdır. Yani kıza acı çektirip saçlarından tutunmamalıdır, kulenin kapısını kırmalıdır. Ondan beklenilen budur, aslında. Bence o zamanlar da kırılamayacak kapılar pek yoktur. Geneli tahtadan ve bir omuzla kırılacak kapılardır. Hadi Rapunzel’i gördün aklın başından gitti desek, bari sarayına dönüp uzun bir merdiven almak neden aklına gelmedi? Acaba sarayda merdiven de mi yoktu? Sen nasıl kral çocuğusun yahu!
Rapunzel de normal bir insan değil ki, saçından tutulup yukarı tırmanılırken neden gıkını çıkarmıyor ki? Biri benim saçımı çekse, hiç acımam döverim! Bu masalı okuyan, dinleyen insanlar bu yaşananlara çok duygusal bakıyorlar. Halbuki bu olay şimdiki zamanda yaşansa, “güpegündüz eve adam attı” diyerek Rapunzel’in mesleği hakkında tahminler de bulunurlardı. Babası bulunup, ona durumu anlatırlardı. Videoya çekip Tiktok’a koyarlardı. Rapunzel’in üvey annesinin sahibi olduğu kulenin iskanı var mı diye merak edilirdi? Belki de arsa tapulu ya da gecekondu kulesi mi diye araştırılırdı.
Üvey anne tarafından tutsak bırakılan Rapunzel’in saçları boyunu aşmıştır. Tahminim o saçın bakımını yapamıyordur Rapunzel! Kesin bir kere yağlanmıştır, her bir teli. Çünkü su yok, şampuan yok, şofben dahi yok!
Masallarda kral çocuklarının muhakkak ayrıcalıkları vardır. Neden hep prensler o diyar da dolanırlar, en güzel kız avına çıkarlar? Neden küçük esnafa, mütevazi hayat yaşayan bir mali müşavire kimse bu güzel kızları vermezler de bu kızları hep prensler kapar!
Masalcıların prens ve benzeri kudrettekilere geçtiği kıyaklar bununla da kalmıyor. Sırf kız, prensin olacak diye, öpülen kurbağanın bile hemencecik çok güzel bir hatuna dönüştüğünü anlatan masallar bile var. Yazarın hayal gücünde de sınır yok. İlla prense birisini bulacak! Ama bu nasıl kafadır ki kurbağayı prensese çevirme planı aklına geliyor! Cesarete bakın ki bunu yazsa linç yiyeceği kesin iken adamın şansına bakın ki herkes bu durumu normal karşılıyor! Bu masal da ne kadar saçma denilmeden nesilden nesile aktarılıyor!