Bazı tümceler vardır; akla geleni söyleyip, sonra da bunları zararsız, meşru hale getirmek için kurulur. Bu tıpkı şunun gibidir; tabancaya susturucu takarak ateş edip karşısındakini vurmaya ama susturucu kullanıldığı için ses çıkmadığından karşısındakini vurmadığına inanmaya ve “Yani vurmuş gibi olmayayım da” demeye benzer ama gene de yapılır.
Misal, birisini çamura itip düşürerek “Neyse hadi şimdi itmişim gibi olmasında” demek gibi. İşte bu olay, dedikoduyu “Yani şimdi günah olmasın ama”, “Neyse arkasından konuşmak gibi olmasın ama”, “Hayır canım yüzüne karşı da söylerim ne var” şeklinde meşrulaştırmaya çalışıp, kendini dedikodusu yapılan kişi ya da kişilerden yüklenen veballerden soyutlanma biçimindeki bir kandırmaca, bir çeşit günah kılıfıdır.
Akıllara gelen her şeyi arada kullandıkları bu “Aman günah olmasın da”, “Aman alay geçmek gibi olmasın da” gibi avuntularla rahat rahat söyleyip, hayatlarının en önemli meselesiymiş iştahıyla anlattıktan sonra da, “Aman canım bize ne elalemin işinden” önemsizliğine bürüyüp kendilerince dedikoduyu günahsız hale getirirler.
“Niyazi abi hakaret etmek gibi olmasın da şimdi ya senin şu arkadaşın hakikaten aptal be abi!”
“Ya bırak hiç sorma! Arkasından konuşmak gibi olmasın da şimdi hakikaten avanağın teki! Bir insan o kadar mı beceriksiz olur ya! Sakız bile çiğneyemiyordu bu, inan kursuna yolladık!”
“Ya ağabeycim günahını almayayım da şimdi, o tam dolandırıcının teki ya! Kusur bulmak gibi olmasın ama kafadan kontak galiba biraz! Geçen gün sizin otobüste gördüm. Avazı çıktığı kadar “Gebze-Halkalı” diye bağırıyordu ama otobüsün önünde ve yanlarında “Gebze-Harem” yazıyordu!”
Çıkışıyormuşum, sinir oluyormuşum, çok kızıyormuşum gibi olmasın da şimdi, bu “öyle olmasın da” “şöyle olmasın da” diyerek light dedikodu yaptıklarını sana kişilere, “Sizi sadece kendini kandıran uyanık dedikoducular sizi” demekten de kendimi alamıyorum. Töbe töbe günahları boyunlarına…