Siz de fark ettiniz mi, çoğu zaman sadece el alışkanlığıyla yaptığımız dokunmalar, sıcacık sarılmalar, kokusunu içine çekerek tutkuyla öpmeler ne kadar önemliymiş hayatımızda… Birbirine dokunmadan, yaklaşmadan, onu hissetmeden geçen zamanlar ya da geçmeyen zamanlar ne kötüymüş.
Yalnızlaştıran ürkütücü, buz gibi soğuk yeni düzen.
Bir virüsle yaşanan robotlaşma, donuklaşma ne kötüymüş.
Saatleri koldan çıkarıp hiç bakmamak, geçen ya da geçmeyen zamana…
Evde yalnız başına kendini, içini keşfederek okuma ve izlemeden sıkılmalar…
Hatta kendinden sıkılanların çok olması da ne acı.
Hapisteymiş gibi duruverince geceyle gündüzün farkı, pazar günlerinin keyifli dinginliğinin yerini zorunlu durgunluğa bırakması…
Herkes kendi saatlerini ayarlama enstitüsüne ulaşması.
Hiçbir şeyi yarım bırakmamak, hiçbir şeyi içinde bırakmamak, geniş zamanları, birlikteliği paylaşmayı özlemek…
Uzun gelen kısa zamanda, zamanın akıverişini dinlemek.
Ellerin arasından akıp giden zamanı, hayatı belirlemek, anlamlandırmak, keşfetmek, hükmedememek, durduramamak ne kötüymüş.
Bunları düşünürken tüm hayatın yeniden değişmesine, düşünce sistemlerinin, ekonominin, bizi yöneten tüm değerlerin yeniden şekillenmesine hem de mikron boyunda ister yaratılmış ya da zorunlu ortaya çıkmış doğanın diyalektiğini değiştirmeye kalkışmış mikronluk bir canlıyla…
Ne zormuş yeniden kurmak hayatı.
Artık bunu herkes biliyor ki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Dijital Çağ diğer adıyla Bilgi Çağı tam anlamıyla başlamış oldu. Yapay zekâ artık hayatımızın her alanına girmiş olacak. Nesnelerin internet (wifi) ile yönetilmesi çalışmaları sürerken, insanları da yönetilebilir teknolojiye doğru uzun ince bir yol bekliyor bizleri.
Yapay zekânın başladığı bu dönemde pratik zekâların bu çağa alternatifler bulmasını diliyorum. Yoksa yıllardır kullandığımız teknoloji artık bizi kullanacak. İrademiz dışında olan programlar bizi yönlendirecek, onsuz biz hiç olacağız. Dijital köle olmamak için bizlerin de yeteneksiz olmamamız gerekiyor. Yeniçağ yeteneksiz insanı açıkçası hiç istemiyor. Bugüne kadar yeteneğe ihtiyaç duymadan yaşayan insanlarımız çok bocalayacaklar.
Teknoloji çok kötü değildir, fakat bunu ortaya çıkaranlar (yazılımları yapanlar) çok kötülerse işimiz gelecekte çok zor olacaktır. Örneğin; işlemiş olduğunuz bir suça karşın yapay zekâyı ikna edip, cezadan muaf olmak imkânsız olacak. Bir robota karşı belki torpil, adam kayırmaca, rüşvet ya da yalakalık yapmak hiç işe yaramayacak. En çokta mağdur olanlar da, bu gibi insanlar olacak.