FETÖ'nün Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksekokulu yapılanmasına ilişkin hazırlanan iddianamede FETÖ, AIDS'e yol açan HIV virüsüne benzetildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Evliya Çalışkan tarafından FETÖ/PDY'nin Şükrü Balcı PolisMeslek Yüksekokulu'ndaki yapılanmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, aralarında sivillerin de bulunduğu 28'i tutuklu 31 sanık yer aldı.
İddianamede, sanıklardan 11'inin "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 22 yıl 6'şar aya, 20'sinin ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen ve FETÖ'nün amacı, stratejisi ve yapılanması anlatılan iddianamede, FETÖ'nün polis koleji ve polis akademisinde kadro oluşturma süreci ve eğitici/yönetici kadrolarını ele geçirmesi detaylı olarak aktarıldı.
FETÖ/PDY'nin gizliliğe verdiği öneme dikkati çekilen iddianamede, örgütün, zamana yaydığı devleti ele geçirme hedefini, gizliliğe dayalı sonuna kadar tespit edilmeden götürülemeyeceğini bilerek "tespit mekanizmaları"na öncelikli olarak sızma stratejisi izlediği kaydedildi. İddianamede, bu kapsamda örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e bağlı mahrem hizmetler içerisinde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğü'nün merkez ve taşra teşkilatlanmasına erken dönemlerden itibaren sızma faaliyeti yürütüldüğü vurgulandı.
Vücut sistemine ait bir hücreye virüs girmesi neticesinde yani "düşman" tarafından ele geçirilmesi durumunda, bunu tespit edebilecek donanıma sahip ve bu fonksiyonu yerine getirmekle görevli tek yapının "NK, T ve B" denilen özel savunma hücreleri olduğu belirtilen iddianamede, şu tespitlere yer verildi: "Bu hücreler, aralarında iş birliği yaparak vücuda ait olup olmamasına bakmaksızın enfekte olmuş bölgelerde virüs tarafından ele geçirilmiş 'bize ait olan' hücreleri, hayatımızın varlığını devam ettirebilmesi amacıyla yok etmektedir. Her virüsün hedef aldığı, kendine özgü bir merkezin olduğu insan vücudunda AIDS'e yol açan HIV virüsünün hedef organı, özel savunma hücrelerimizdir. Virüslü vücut hücrelerini tespit etme donanımına sahip tek yapı olan bu hücrelerin, HIV tarafından ele geçirilmesi durumunda, geri kalan tüm savunma mekanizmalarımızın böyle bir yeteneğe sahip olmaması nedeniyle bağışıklık sistemimiz çökmektedir. İşte FETÖ/PDY, AIDS'e yol açan HIV virüsü gibi hareket ederek, kendisini tespit edebilecek kapasiteye sahip olan 'NK, T ve B' hücrelerine eşdeğer tespit mekanizmalarının başında gelen Emniyet Genel Müdürlüğü'nü kendisi açısından hayati derecede önemli görmektedir."
İddianamede, FETÖ'nün, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün merkez ve taşra teşkilatına sızmasının, bir yandan şehirlere yayılan ve örgüte can veren hayati organların faaliyetlerini kolayca yapmasına yol açarken, diğer yandan örgütün tespit edilmesini ve yasa dışı faaliyetlerle mücadelenin engellenmesini sağladığı anlatıldı.
Emniyet teşkilatının tüm birimlerine sızılması ve ele geçirilmeye çalışılmasının, örgütün gizli emellerine ulaşmasını sağlayacak anahtar rol olduğu belirtilen iddianamede, "Trafik, narkotik, asayiş, güvenlik, pasaport, istihbarat ve kaçakçılık gibi pek çok alanda hizmet veren emniyet teşkilatının, toplumun tüm kesimlerine temas etmesi, bireyler hakkında detaylı bilgi toplanmasına olanak sağlamakta, böylece elde edilen değerli bilgilerle örgüt, toplumu alt gruplarıyla birlikte dizayn etme olanaklarına kavuşmaktadır." denildi.
İddianamede, örgütün, emniyet teşkilatı birimlerini; "yasa dışı dinleme, sahte belge ve delillerle suç uydurularak kumpas kurma, devlet kadrolarından örgüt mensubu olmayanları çeşitli suçlar isnat ederek tasfiye etme ve bu kadrolara kendi örgüt elemanlarını yerleştirme, muhalif görülen veya örgüte zarar verebilecek kimseleri itibarsızlaştırma, örgüte himmet vermeyen iş adamı ya da esnafa yönelik operasyonlar yapma yani savunma pozisyonundan çıkarak saldırı pozisyonu alma ve ele geçirilmesi hedeflenen mevzilere karşı kamu gücünü örgütsel çıkarlar doğrultusunda bir silah olarak kullanma" için kullandığına dikkati çekildi.