Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız konu hakkında bilgiler verdi.
Biten bir ilişkinin ardından zaman içerisinde kurulan bağlar, bazen beklenenden daha uzun süre üzerimizde kalabilir. Bu durum, birçok kişinin yaşadığı kısa bir süre için oldukça normal olan ancak aylar ve yıllardır devam ettiği takdirde tehlikeli olabilen duygusal süreçtir.
Öncelikle bu takılıp kalma durumu; yeni başlangıçlar yapmaya ve hayatınıza devam etmenizi engelleyebilir. İlişki sırasında kurulan güçlü duygusal bağ, kolay kolay kopmaz. Özellikle uzun süreli ilişkilerde, bu bağ daha da derinleşebilir. Birlikte yapılan rutinler, paylaşılan anılar, alışkanlık haline gelmiş davranışlar, eski sevgilinin yokluğunda boşluk yaratabilir. Yeni bir ilişki kurmaktan veya yalnız kalmaktan korkmak, eski ilişkiye tutunmamıza neden olabilir. İlişkinin bitmesinde kendinizi suçlamak, öz değer duygunuzu zedeler ve eski ilişkiye geri dönmek istemenize yol açabilir. İlişkinin bir şekilde düzelebileceği umudu, sizi eski sevgiliye bağlayabilir fakat tüm bunlara rağmen biten bir ilişkinin ardıdan hayatınızın kaldığı yerden devam etmesi ve onsuzluğa alışmanız gerektiğini kendinize sıklıkla hatırlatmalısınız.
Çünkü geçmişi ne kadar düşünmeye devam ederseniz; bugünü mutsuz yaşar, yarın için ise umutsuz olursunuz.
Eski Sevgiliye Takılıp Kalmamak İçin Ne Yapmalı ?
Biten bir ilişkinin ardından ilk olarak bu birlikteliğin bittiğini kabul etmelisiniz. Kesin bana dönecek, beni arayacak gibi düşünceler ile kendinizi manipüle etmemelisiniz. Bu kabul, duygusal iyileşme sürecinin başlangıcıdır.
Düşünceleri yazıya dökmek size iyi gelebilir veya güvendiğiniz bir arkadaşınızla duygularınızı paylaşmak, sizi rahatlatabilir. Bu sürecin en önemli noktalarından biri ise yeni hobiler edinmek, yeni insanlarla tanışmak, sizi meşgul edecek ve odak noktanızı değiştirebilmektir. İyileşme süreci zaman alır. Kendinize sabırlı olun ve acele etmeyin. Eğer bu süreçte zorlanıyorsanız, bir uzmandan destek almak faydalı olabilir.
Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçy