Son yıllarda genç erkeklerde de giderek artan saç dökülmesinin nedeni olarak pek çok dış faktör etkili olsa da aslında sorunun kökeninde erkeklik hormonu yatıyor
Olağan saç dökülmesi olarak bilinen androgenetik alopesi ‘Erkeklik hormonu olan androjenlere bağlı olarak 20-50 yaş aralarında genetik yatkınlığın fazla olduğu kişilerde oluşan saç dökülmesi’ olarak tanımlanıyor. Androgenetik saç dökülmesinde rol oynayan hormonlar ‘androjenler’ olarak da adlandırılan erkeklik hormonları olarak biliniyor. Androjenlerin etkileri, vücudun farklı bölgelerinde farklı şekilde görülebiliyor. Örneğin, koltuk altındaki kılların büyümesini sağlayan androjenler, kafa derisindeki saçların dökülmesine neden olabiliyor.
Rephair Danışman Dermatologu Dr. Ahmet Günay, saç dökülmesinde en önemli rolü hormonlarımızın oynadığını vurguluyor. Erkeklik hormonunun saçlar üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çeken Dr. Ahmet Günay, testosteronun güçlü saç tellerini zamanla ince tüylere dönüştürerek saçın büyümesini engelleyip saç kökünün işlevlerini olumsuz etkilediğini belirtiyor.
Saç kaybını başlatan etken; aşırı hormon salgılanması
Kadınlarda östrojen hormonunun az, erkeklerde androjen hormonun fazla salgılandığı durumlarda saçlı deride yağlanmanın kendini gösterdiğini söyleyen Dr. Ahmet Günay, şu bilgileri verdi:
“Saçlı derideki bu yağ, ölü hücreler, kirler ve tozlarla karışarak sebum adı verilen bir maddeye dönüşüyor. Normalde günde 50 -100 tel saç dökülmesini normal kabul ediyoruz. Ancak folikül adını verdiğimiz saç kökleri sağlam kaldığı için bu dökülenlerin yerine saç çıkması sağlanır. Bu sirkülasyon devam ederken, bahsettiğim yağ karışımı dökülen saç kökünün ağzını tıkayabiliyor. Bu tıkacın zamanla üzeri deri ile kaplanır ve beslenemeyen saç kökü ölür; bu saç kaybının başlangıcını oluşturur.
Hem erkeklerde hem de kadınlarda androjen hormonu bulunur. Saç dökülmesi sürecinde iki tip androjen rol oynar. Bunlar testosteron ve dihidrotestosterondur (DHT). Dihidrotestosteron bir testosteron türevidir. DHT saç kökleri üzerindeki her tip androjen reseptörüne kolaylıkla bağlanıp kuvvetli etkisini gösterebilir. Testosteronun da saç kökleri üzerinde etkisi vardır, fakat bu DHT'ninkinden çok daha zayıf bir etkidir.”
DHT saç köklerini önce zayıflatıyor sonra yok ediyor
Saçı dökülen kişilerin saç köklerindeki androjen reseptörlerinin normalden daha hassas olduğuna işaret eden Dr. Ahmet Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu da kanda normal düzeyde bulunan androjenlerin saç köklerini daha fazla etkilemesine neden olmaktadır. DHT saç köklerindeki reseptörlere bağlanır ve saç köklerinde küçülmeye neden olur. Küçülen köklerde zayıf, ince ve renksiz saçlar oluşur. Bir süre sonra da bu saç kökleri yok olur.”
Uygun ürünler yeni saç oluşumunu sağlıyor
Hemen herkeste oluşabilen saç dökülmelerini, günümüzdeki tedavi teknikleriyle durdurmanın ve saç kökleri henüz ölmediyse bunlardan yeni saç oluşumu sağlamanın mümkün olduğunu söyleyen Dr. Ahmet Günay şunları tavsiye etti:
“Saç dökülmesini engellediği klinik çalışmalarla kanıtlanmış içeriğinde HSOR enzimleri ve capigen bulunan saç dökülmesini önleyici ürünler tercih edilebilir. Saç köklerinin etrafında oluşmuş DHT’nin hızla parçalanmasını sağladığı klinik çalışmalarla ispatlanmış ürünler, saç dökülmesini erken dönemde yakalayıp durdurmaya yardımcı olmaktadır.”