Recep Tayyip Erdoğan, Vladmir Putin ve Hasan Ruhani'nin Soçi'de gerçekleştireceği 'Suriye' konulu üçlü zirvesi dünya gündeminde yerini aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Soçi'de düzenlenecek Suriye konulu zirvede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Devlet Başkanı Hasan Ruhani ile bir araya gelmek üzere Rusya'ya gitti.
Rusya'nın Soçi kentinde düzenlenecek zirvede, Suriye'de şiddetin azaltılması yönünde sağlanan ilerlemeler ve gerilimi azaltma bölgelerindeki faaliyetler ile Suriye'deki terör unsurlarıyla mücadele değerlendirilecek.
Zirvede, insani yardımların ulaştırılması ve Suriye'de siyasi çözüm yönünde 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı çerçevesindeki Cenevre sürecine üç garantör ülke tarafından yapılabilecek katkılar da ele alınacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soçi yolculuğu öncesinde Azerbaycan Televizyonu muhabirinin sorusunu yanıtladı.
Muhabirin, "Soçi'ye gidiyorsunuz? Dağlık Karabağ da gündeminizde olacak mı?" şeklinde sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçen gidişimde Dağlık Karabağ'ı konuşmuştuk. Bununla ilgili olarak da Sayın Putin elinden gelen ne varsa onu yapmaya gayret ettiğini o zaman söylemişti. Ben bu 5 rayon meselesinde daha hassas olmalarını... çünkü artık süre 30 yıla doğru gidiyor. Artık bu işi yine bu bölgede çözecek güç Rusya'dır. Bugün de yine üçlü bir görüşme olduğu için fırsat bulmam halinde tekrar gündeme getiririm. Çünkü Dağlık Karabağ meselesi bizim de hususi meselemizdir. Bunu kenara bırakmayız" diye cevap verdi.
Liderlerin üçlü zirvesi dünyada da yankı uyandırmaya devam ediyor. Son olarak Alman Der Tagesspiegel gazetesi yazarı Susanne Güsten, Rusya, Türkiye ve İran liderlerinin bugün Soçi'de yapacakları zirveyle ABD'yi 'bir kenara itip' Suriye'nin geleceği hakkında kararlar alacağını belirtti.
Üç liderin Suriye'de siyasi çözümü ve yeni gerilimi azaltma bölgeleri kurulmasını istişare edeceğini ve zirvenin kazananının Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad olabileceğini kaydeden Güsten, Soçi'ye davet edilmeyen ABD'nin ise daha şimdiden kaybedenler tarafında yer aldığının altını çizdi.
Moskova ve Tahran'ın Suriye'deki varlıklarını pekiştirmek istediğine, Ankara'nın da Kürtlerin güçlenmesine engel olmayı amaçladığına dikkat çeken Güsten, "Ankara için Moskova ve Tahran ile işbirliğinin alternatifi yok. Türkiye, ABD'nin yardımıyla çıkarlarını gözetemez. Zira Kürtler, IŞİD'le mücadelede ABD'nin en önemli müttefiki durumunda" ifadelerini kullandı.
Güsten, yazısında ABD'nin eski Ankara Büyükeçisi Eric Edelman'ın görüşlerine de yer verdi.
Edelman'a göre İsrail'in ve Basra Körfezi'ndeki Sünni ülkelerin koruyucusu durumundaki ABD'nin Suriye'de uygulamak üzere bir 'karşı stratejisi' bulunmuyor. Edelman, bu durumda Rusya ve İran'ın hiçbir engelle karşılaşmadan Suriye'de kendi düzenlerini kurabileceklerinin altını çizdi.