- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Musul'daki gelişmelere ilişkin, "Tereyağından kıl çeker gibi acaba bunu başarabilir miyiz, bunun gayreti içindeyiz. Diyoruz ki geç olsun, ama inşallah hayrılı olsun. Onun için de sabırla, diplomatik yollarla bu işi yürütmenin gayreti içindeyiz. Biz sabırlıyız."

Rize'deki toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, Musul'da rehin alınan vatandaşlarla ilgili değerlendirme yaptı.

Erdoğan, şunları söyledi: "Bildiğiniz gibi Irak'ın Musul kentine IŞİD tarafından saldırı düzenlendi. Ve Musul'un önemli bir bölümü bu örgüt tarafından işgal edildi. Türkiye'nin Musul'da bir başkonsolosluğumuz vardı. Başka hiçbir ülkenin Musul'da başkonsolosluğu yok. Irak'taki güvenlik sorunları nedeniyle başkonsolosluğumuzu IŞİD unsurları işgal etti. Ve başkonsolosluğumuzdaki personelimizi alarak şehrin bir başka yerine götürdü. Başkonsolosluğumuzda 49 personelimiz ve bazı aile fertleri bulunuyordu. Tabi bu arada orada TIR taşımacılığı yapan şoförlerimiz, fabrikalarda çalışan vatandaşlarımız var. Bütün bunları yakın takipte şahsım, Dışişleri, MİT, TSK hep birlikte takip ediyoruz; birebir, her an... Ve bu arada şahsen başta kendim olmak üzere başkonsolosumuzla da görüşmem oldu. Bu personelimizin ve fertlerinin geri dönmeleri için her imkanı seferber etmiş durumdayız. Irak hükümeti nezdinde girişimlerimiz devam ediyor. Bağdat'taki büyükelçimiz konuyu yakından takip ediyor. Ayrıca BM, NATO gibi uluslararası kuruluşlar nezdinde, uluslararası hukuk alt yapısını da oluşturuyoruz. Sadece başkonsolosluğumuzdaki personelimiz ve aileleri için değil, Musul'un bir ilçesinde rehin alınan 31 vatandaşımız için de çok yoğun temaslar kuruyoruz. Hem başkonsolosumuzu, personel ve aile fertlerini, hem de Musul'daki vatandaşlarımızı sağ salim, emniyet içinde evlerine ulaştırmak için çalışmalar devam ediyor. Bunun için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Musul'daki gelişmeleri an be an ve dikkatle takip ediyoruz. İnşallah, temenni ederim ki hayırlı bir netice alacağız."

"SİYASİ SORUMLULUĞUN CEVABI 30 MART'TA VERİLDİ"
Erdoğan, muhalefetin eleştirilerine değinerek, şunları söyledi: "Türkiye büyük bir ülkedir. Ve büyüklüğe yakışır şekilde davranacak, soğukkanlı şekilde gereken adımları atacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Şu an birinci önceliğimiz Musul'daki vatandaşlarımızın can güvenliğidir. Bu yüzden biz muhalefet partileri gibi davranamayız. Çünkü onların sırtında yük küfesi yok. Onlar rahatlar, onlar kurusıkı atıyor. Çıkıyor bakıyorsun CHP, çok enteresan, kendisini Dışişleri Bakanıma diyorum ki 'gidin bilgilendirin'. Söylediği laf ne biliyor musunuz? Diyor ki, 'bunun siyasi bir sorumluluğu vardır'. Neymiş siyasi sorumluluğu; cevap yok. Bir defa o siyasi sorumluluğun cevabını 30 Mart'ta milletim sana verdi zaten. 30 Mart'ta ne dedi milletim; öyle yani biz kurusıkıya pabuç bırakmayız, biz iktidarımızdan memnunuz, durmak yok yola devam, dedi. Yüzde 45,5."

"SEN ESED'LE EL ELESİN"
Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunu kime söylüyor? Benim Dışişleri Bakanım onu bilgilendirmeye gidiyor, ona söylüyor. Ya bir nezaket denen bir şey var. Başka ne diyor, o da çok enteresan. Biz sizin zaten Ortadoğu'daki siyasetinizi kabul etmiyoruz, diyor. Ya biz zaten senin bizim Ortadoğu'daki siyasetimizi kabul edeceğini bekleyemeyiz ki. Böyle bir şey yok ki. Sen Beşar Esed'le el elesin, biz ise karşı karşıyayız. Aramızdaki fark bu. Sen katillerle el tutuyorsun, biz ise katillerle karşı karşıya duruyoruz, farkımız bu. Biz mazlumların, mağdurların yanındayız."

"TEREYAĞINDAN KIL ÇEKER GİBİ..."
Erdoğan, "İşte çıkıyor Bahçeli ne diyor, hemen asker müdahale etmeli... Hemen diyor orada gereken silahlı girişim neyse bunu da yapmalı. Ya Bahçeli senin dünyadan haberin yok galiba. Ya orada 100'e yakın benim vatandaşım şu anda bunların elinde. Yani onların başına bir şey geldiği zaman bunu neyle izah edeceksin? Biz şimdi tereyağından kıl çeker gibi acaba bunu başarabilir miyiz, bunun gayreti içindeyiz. Diyoruz ki geç olsun, ama inşallah hayırlı olsun. Onun için de sabırla, diplomatik yollarla bu işi yürütmenin gayreti içindeyiz. Biz sabırlıyız." diye konuştu.

Erdoğan, "Bahçeli'ye sorarsan bayrak direğinde Türk bayrağını indiren için de ne dedi? 'Hemen alnının çatalından vurup indireceksin'. Ondan sonra ne olacak? Orada başka yapılabilecek şeyler vardı. Onların yapılması gerekirdi. Bunların derdi problem çözmek değil, problemi büyütmek. Biz ise -kusura bakmasınlar- aklıselim ile hareket etmek suretiyle bu süreci işleteceğiz. Muhalefet artık dengeyi tamamen yitirdi. Dünyanın neresinde olumsuz bir gelişme varsa bundan iktidarımızı sorumlu tutar hale geldi. Yağmur, kar yapmasa hükümet sorumludur. Çok yağsa yine hükümet sorumlu. Ellerine diken batsa hükümeti suçlar hale geldiler. Ölçüyü tamamen kaçırdılar. Türkiye, ekonomi, kardeşliğimiz büyürken maalesef bu muhalefet büyüyemedi, yerinde saydı. Hatta daha da geriye gitti." ifadelerini kullandı.

"BUNLARIN DERDİ IŞİD'İ TAHRİK ETMEK"
"Biz şu anda Musul'da başkonsolosumuzu, ailesini, oradaki personelimizi ve orada çalışanları emniyet içinde ulaştırmanın mücadelesini veriyoruz. CHP genel müdürü de bundan bir rant devşirebilir miyim, bunun gayreti içinde. İşte bu kadar küçük hesapların peşindeler. Dünyaları da, ufukları da, vizyonları da, kapasiteleri de işte bu kadar küçük. Bu muhalefet 12 yıl boyunca iş üretemedi, yapıcı olmadılar. Sürekli yıkmanın, tahrip etmenin, engellemenin ve yavaşlatmanın peşinde oldular." diyen Erdoğan, "Ben Dışişleri Bakanımı zat-ı şahanelerine bunların gönderdim. Gitsin bilgilendirsin diye. Ama bunların derdi buradaki IŞİD unsurlarını tahrik etmek. Tahrik ederek ne yaparsın, orada zarar istihsal edersin. Biz tahrikten yana değil, problemden yanayız." dedi.