Bunca yıllık meslek hayatımda hiç duymadım görmedim ki, bir koltuğa kavuşan bir siyasetçi kalkıp desin ki; ''Ben bir dönem için varım. Alnımın akıyla şu beş yılı tamamlayayım, şehrime önemli hizmetler kazandırayım, kentlim mutlu olsun, arkamdan beni güzel sözlerle yad etsinler. Tek gayem budur.''
Siz böyle ifadeler zikreden bir siyaset adamı gördünüz mü? Bir belediye başkanından, bir milletvekilinden duydunuz mu? Sanmam.
Zira siyaset edenlerin tartışma götürmeyecek tek hedefleri kazanmak, koltuğa sahip olmaktır. Ve o koltukta olabildiğince uzun süre kalabilmektir. Çünkü makam koltukları ballıdır, erktir, zamk gibi yapışır kıça. Üzerine oturana güç verir. Bazen bazılarını kişiliksiz bırakır, halkalı tekerlekleri arasında ezer. Bazende koltuğun hakkını veren çıkar ki, koltuk onun için araçtır, hizmet üretmek için vesiledir.
Elbette koltuğa kişilik gücü katan, koltuktan değil de halktan aldığı sevgi gücüyle gönüllerde yer eden siyasiler bakileşir. Bunun da örnekleri var siyasi arenada. Mesela geçtiğimiz hafta aramızda ayrılan merhum Bülent Atasayan. Mesela merhum Ahmet Pembegüllü. Mesela Allah uzun ömür versin Ercan Dalkılıç. Yine merhum Aleattin Kurt. Mesela Timur Koç. Rüzgar gibi gelip geçen Adnan Köşker. Hepsi hizmet sürelerinde koltuktan güç alan değil, koltuğa güç katan siyasiler olarak hafızalarımızda yer edinmişlerdir.
Bu satırların yazarı , siyaset gibi çok önemli bir kulvarda emek harcayan her bir ferdin başarılı olmasını ister. İnanırım ki başarılı olan sadece kendi kazanmaz, bölgesine de kazandırır. Hal öyle olunca seçmeninde yüreğinde kalır.
Şimdi gelelim Zinnur Büyükgöz'e....
Tanıdığımız kadarıyla Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz ihlaslı bir adamdır. Kul hakkı nedir bilir, Allah korkusu yaşar, adildir, adilane kararlar almaya çalışır. İyi niyetinden de zerre kadar şüphemiz yok. Lakin bir belediye başkanının bireysel karakteri kadar , yol aldığı yarenleri de çok önemlidir. Yanıltıcı değil yaratıcı , dağıtan değil toparlayıcı , bölen değil bütünleştirici, itici değil birliktelikçi olmalılar.
Yazının girişinde dedik ya , her siyasetçi uzun süre koltukta kalmayı ister diye. Zinnur Büyükgöz'de içten içe böyle düşünmekte haklıdır, hakkıdır. Gerçi her şeyi zaman gösterecek ama yine de kendisine bir dostluk yapayım istedim.
Büyükgöz'ün başarılı olmasının , kubbede hoş bir sada bırakmasının yolu neylerden geçer?
İşte aklıma ilk gelenler....
1- Başkan Büyükgöz sadece AK Parti'li esnafları değil , her siyasi partiye mensup esnafları da ziyaret etmelidir.
2- Hasta ve taziye ziyaretlerinde öncelik ve sadece AK Part'liler olmamalıdır.
3- Basın buluşma ve ziyaretlerinde ayrımcılık yapmamalı, belediyenin ilan-reklam çalışmasında sadece bu işle hayatını idame ettiren bütün medya kuruluşlarına eşit davranmalıdır. Basın müdürünün kulağını çekmelidir.
4- Randevu önceliği sadece müteahhitler, sanayiciler, kalburüstü insanlar değil, sarı çizmeli Mehmet Ağa'da olabilmelidir.
5- Halkla sadece halk günlerinde değil , halkın görüşmek istediği her gün zaman ayırmalıdır.
6- Emlak vergisi, tabela vergisi, ÇTV'si , harcı , borcu olan vatandaşa esnek davranılmasını sağlamalı, uzun süreli taksitlendirme fırsatları oluşturmalı , icra yollarını kapalı tutmalıdır.
7- Şehirlerarası kültür turları düzenlemeli , fakat sadece AK Parti'lileri davet etmemelidir.
8- Sıkıştıkça, darlandıkça, bunaldıkça o meşhur üç zarfı açmalı iyice okumalıdır. Fakat kendisi geride üç zarf bırakmak zorunda olmamalıdır.
9- Kendisi şehir planlamacısıdır. Yani tamda eğitimine uygun görev icraa ediyor. Dolayısıyla kendisi Gebze için özel projeler geliştirmeli , geçmiş dönemin projeleri üzerine oturmamalıdır.
10- Marketler arasında ayrımcılık yapmamalı, tölerans tanımamalı, kapanış saatlerine uymayanları izole etmemelidir.
11- Yılda en az iki kez kan bağışı yaparak topluma bu yönde de örnek olmalıdır.
12- Gebze'de hatırı sayılır nufüsa sahip Roman vatandaş var. En azından arada bir İnönü ve Mevlana Mahallelerinde Romanlarla bir araya gelmeli, onlarında insan olduğunu hatırlamalıdır.
13- Minibüs ve halk otobüsleri şoförlerinin eğitimine katkı sunmalı , korno manyaklığının ve cellat gibi araç sürmelerinin önüne geçmelidir.
14- Seyyar satıcılara babacan davranmalı, ceza kesilmemelidir.
15- Kendisinin de bir fani ve seçilmiş bir siyasetçi olduğunu hiç unutmamalıdır.
16-En azından ayda bir kez semt pazarlarını bizzat kontrol etmelidir.
17- İç idaresinde kendisini yönlendirmeye çalışan kurmaylarından daha zeki olduğunu hissettirmelidir.
18- Belediye meclisinde grubu bulunan , bulunmayan tüm siyasi parti ilçe başkanlarıyla (istisnalar hariç ) zaman zaman toplantılar yapmalı, görüşlerinden faydalanmalıdır.
18- Ötekileştirme duygusundan uzak kalmalı , sizden , bizden ayrımı yapmadan önüne bakmalıdır.
Acizane diyeceklerim bunlardır. Gerisi zat-ı muhteremin keyfine kalmıştır.