Önce sigara zammı, ardından doğalgaz ve elektriğe yapılan %14.9 oranındaki zam, ülkemizin zam cenneti olduğunu göstermiyor elbet.
Doğal, sıradan, rutin gelişmeler bunlar.
Hükümete hayıflanmanın bir anlamı da yok. Sosyal medyada klavye kabadayılığı yapmak sorunu çözmüyor, zamları geri çekmiyor belki ama, halkın demokratik haklarını kullanmasına da mani değil. Herkes bir şekilde tepki koyuyor.
Bir de madalyonun diğer tarafı var.
Hükümetin haklı gerekçesi. Nedir o?
Enerjinin bilmem ne kadarı dışardan alınıyorsa, sağlayıcı ülkeler maliyet artışına gitmişse, bizde de zam kaçınılmaz oluyor. Lakin ardı ardına gelen zamlar belki şimdi değil, ama yarın siyaset edenlerin karşısına ağır faturalanmış haliyle çıkabilir.
O nedenle zam furyasından önce iyice analiz yapmak, çok daha doğru olacaktı .
Hele de şu sıralar..
Yani vatandaşta Suriyelilere karşı tepki varken....
İstanbul depremi korkusunu yaşarken...
Alım gücü azalmış bir kitle orta dururken...
Elektiriğe zam demek: ''Artık birbirinizden elektrik almaya bakın'' demek gibi bir şeydir.
Hükümetin haklı gerekçeleri olabilir. Ülkemizin ekonomik çıkarları ve geleceği için zamlar kaçınılmaz olabilir... Onu bilemem. Lakin bildiğim bi hatırayı anlatmakta yarar var.
1987-2004 yılları arasında , Ercan Dalkılıç 'ın kurucu belediyebaşkanı olduğu Dilovası Belediyesi'nde basın danışmanı olarak görev yaptım. Her şey iyiydi, süperdi, ANAP'lı Dalkılıç harika hizmetler yapıyor, Dilovası halkını baş tacı ediyordu. Neredeyse bire bir hizmet götürüyordu halka. Dalkılıç halk kahramanı, Dilovası Belediyesi'de ülke genelinde model olmuştu.
Merhum Özal'la sık sık görüşüyorduk. Belediye hizmet binasının açılışını genel başkan Mesut Yılmaz yapmış, Yılmaz ilk defa bir belde belediyesinin davetine, Dalkılıç'ın üstün başarılarından dolayı katılmıştı. Töreninin sunumunu bu satırların yazarı yapmıştı. Çoşku had safhadaydı.
Dilovası halkı mutlu, Başkan Dalkılıç berhudardı.
Tam o sıralar ülkede, merkezi hükümetçe zam fırtınası başlatıldı. Suya, oto yola, gıda ürünlerine, yağa, tüpe, sigaraya, petrole ve son olarak elektriğe zam geldi.
Bir sabah Başkan Dalkılıç'la makamında konuşurken, siyasi gelişmeleri ve sokağın nabzını not verdim kendisine.
Dedim ki ; '' Başkanım, hazır olun, gidiyoruz. ''
Velhasıl 2004 seçimleri oldu ve gittik.