Bize ilkokulda öğrettikleri nakarat vardır; ‘’Yerli malı Türk’ün malı, herkes onu kullanmalı.’’
Çocukluğumuz bu nakaratı söylemek ve coşkusunu yaşayarak geçti. ‘Yerli Malı Haftası’nı iple çekerdik. Çekilmeyecek gibi de değildi hani. Hatırlıyorum, annem günler önceden hazırlık yapardı. Bizim topraklarda ekilip biçilen ne varsa babam onları alır, annem de küçük küçük poşetlere koyardı. Tabi Yerli Malı denilince bizim aklımıza hep yiyecek içecek gelirdi.
Hoş, üretime dayalı bir şey de yoktu.
Meşhur olan, gazozdu.. Çamlıca gazozu.
Bazı arkadaşlarımız CocaCola bile getirirlerdi.
Allah rahmet etsin, Ağit Kaya isimli bir öğretmenimiz vardı Diliskelesi İlkokulu’nda. Okulun öğretmeni de oydu, sınıf öğretmenimizde. Hatta kapı komşumuzdu, sonradan dünür olduk. Kızı Zeycan’ı dayım Mehmet’e aldık. Samimiydik yani.
O samimiyetten benden özel isteği olurdu, Yerli Malı Haftasında.
‘’Annene söyle de etli mantı yapsın’ derdi. Etkinliğe her seferinde etli mantı ile gelirdim. Bildiğim gördüğüm tek yerli malımız mantıydı… Hem bizim Ardahan’ın malıydı, hem de Türkiye’nin.
Bir de bizim mallar vardı… Kaz, ördek, tavuk, koyun gibi.
Sonra yıllar geçtikçe anladım ki ‘mal’ demek sadece yerlide oluyormuş.
Mallar kendi aralarında da çeşitlenebiliyormuş.
Kadının malı, erkeğin malı.
Zihinsel mal, beleşçi çal.
Siyasi mal, taklitçi mal…
Ergenlikten çıkınca da gördüm ki, ‘mal’ olan bizmişiz. Yediğimiz içtiğimiz, giydiğimiz, gittiğimiz her şey ve her yer dolaylı olarak bizim değil elinmiş.
Şimdi yine Yerli Malı Haftası’nı kutluyoruz.. İlkokullarda o nakarat yine söyleniyor mu bilmiyorum.. Ama bildiğim şu; Devletin erki haftayla ilgili yine nutuklar atacak, etkinlikler düzenlenecek, atılıp tutulacak.
Bizim gibi dinozor yazarlarda köşelerinde ahkam kesecek. ‘Yerli malı Türk’ün malı, her kes onu kullanmalı’’ diyeceğiz..
Evet, diyeceğiz sadece…
Ama Mc donalds’a gidip ‘hamburger’ yiyeceğiz..
‘’Cafe’ye gidip ‘’Cola Cola’ içeceğiz..
‘’Pierre cardin’den elbise giyeceğiz..
‘’Marlboro’’ sigaramızı tüttüreceğiz..
‘’ Versace Kolumuza geçireceğiz..
‘’Johnnie Walker’’ yudumlayacağız.
Almanya’dan inek , Avustralya’dan öküz, Fransa’dan havuç, Çin’den pirinç, Nijerya’dan muz, Macaristan’dan bulgur, İspanya’dan armut, Kuba’dan puro, Bulgaristan’dan un, Amerika’dan teknoloji, Ortadoğu’dan terör getireceğiz.
Medeni ve Borçlar Kanunumuz İsviçre’ten, Ceza Kanunumuz İtalya’dan, Ticaret Kanunumuz Almanya’dan, Anayasamızı da Fransa’dan kopyalayacağız..
Resmi dilimiz Türkçe ama, günlük hayatımızda özenti dillerle konuşacağız. ‘’Osmanlı torunlarıyız’’ diye gurur duyacağız, Latin harfleriyle bunu anlatacağız.
Biber gazını bile ithal edeceğiz.
Çocuğumuz kız olursa adını ‘Paris’, erkek olursa ‘Toma’ koyacağız.
Hadi bakalım, Yerli Malı Haftamız kutlu olsun.