Geçtiğimiz ay , Ahmet Oğuz'un başında olduğu Gebze Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği bir toplantıda, bizim mesleğin en tepesindeki adam, Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Yılmaz Karaca, yerel basının geldiği noktayı şöyle özetlemişti ; ''Anadolu basınında 1900 gazetenin 900'ü maalesef kapandı. Maaş ödeyemeyen gazete patronları var, asgari ücretin altında çalışan , bin-1500 liraya dirsek çürüten gazeteciler var. ''
Karaca'nın dikkat çektiği bu konu medya dünyasının , özellikle de yerel basının vitrinde olmayan yüzünü gösteriyordu. Dışarıdan bakınca herşey güllük güneşlik, sanki gazetecilerin bir eli yağda, diğer eli balda şeklinde algılanabiliyordu. Ancak gerçek öyle değil. Ama Karaca gerçeği haykırdı.
Hayat zorlaştı, ekonomi uçurumun dibinde kalp krizi geçiriyor, maliyetler arttı, gelirler yok denecek noktada, ilanlar azaldı, reklamverenler de ayakta kalabilmek için mücadele ediyor. Basın dünyası ise can çekişiyor. Medya patronları sektörün dışında ticaret yapmak için arayış içindeler, gazetelerine kaynak yaratmak, çalışanlarının emeğinin karşılığını verebilmek için çırpınıyorlar.
O toplantıda TGF Genel Başkan Yardımcısı Levent Altun ise, ''Gebze çok şanslı, yerel yönetimler destek çıkıyor, STK'lar omuz veriyor.'' gibi şeyler anlatmıştı. Altun'da Gebze'ye yönelik doğruları söyledi , fakat tek bir eksikle. Beklerdik ki; ''Gebze Belediyesi adaletsiz davranıyor, gazeteler arası ayrımcılık yapıyor, Başkan Büyükgöz kindar birisidir.'' desin. Demedi...
Günümüz ekonomik ve piyasa şartlarında bir mevkute veya mecmua yayınlamanın ne kadar zor olduğunu artık tahmin edebilirsiniz. Özellikle dergicilik çok fedakarlık isteyen, fazla emek gerektiren, cidden masraflı bir iş. Yedi yıldır her ay piyasada olan Gölge Dergi'mizi yayına hazırlarken zorluğu son günlerde daha fazla hissediyorum.
Bu nedenle; ister günlük yerel gazete yayınlayan, ister aylık dergi çıkaran her yayıncının kesinlikle takdir edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gazetecilik kurumu evlilik gibidir. Mesleğe sadakat ve fedakarlık gerektirir. Özveri ister, yürek ister, cesaret ister, dayanıklılık ister. Çünkü zor, meşaketli, riskli bir meslektir. Günümüzün Koronavirüsünden daha tehlikelidir. Bedene bulaştımı bir kere hiç bir aşı fayda etmez. Kurtluşu yoktur kolay kolay. Tıpkı bizim 41 yıldır kurtulamadığımız gibi.
Ve böylesi bir hayatı yaşayan, onca sıkıntılara rağmen başarı gösterip ayakta durabilen gazeteciler ise sadece takdir edilmekle kalmamalı, ayakta alkışlanmalılar.
Üç örnek vereyim ;
Mesela Bülent Kömürcü...Batıyakası Medya'nın patronu . Serhat İlleri Dergisi'nin sahibi. Geçtiğimiz gün muhteşem bir organizasyon yaptı. Son sekiz yıldır her yıl gerçekleştrdiği bir etkinlik. 600'e yakın Ardahanlıyı kaz gecesinde bir araya getirip, 2021 yılında mesleğinde başarılı olan insanları ödüllendirdi. Bu sıkıntılı süreçte devasa bir masrafla öylesi bir organizasyonu organize edebilmek her yiğidin becerisi değildir. O nedenle Bülent'i alkışlamak gerek.
Mesela Levent Altun...TGF Genel Başkan Yardımcısı olmadan önce de yerinde duramıyordu. KGC'nde (Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti) görevdeyken kazandırdıkları, başarıları, çalışmaları ortada. Gazeteciler ilk kez onun dönemimde /yönetiminde ev sahibi oldular, pek çok hizmetten o dönem ücretsiz yararlanma hakkı kazandılar. KGC şimdi neler yapıyor, sadece yönetimde olanları kültür gezisine götürmekten başka bilemiyorum. Altun'un ayak basmadığı , meslektaşlarına kazanım sağlamak için gitmediği vilayet kaldı mı acaba.? O nedenle Levent'i 'yü alkışlamak gerek.
Mesela Ahmet Oğuz... Gebze Gazeteciler Cemiyeti'nin başına geçtiği günden beri takip ediyorum. Kısıtlı bütçeyle, yoktan yaratmanın, meslektaşlarının saygınlığını korumak, ekmeklerine bal olmak için nasıl özveride bulunduğunu görüyorum. O nedenle Ahmet'i alkışlamak gerek.
Mesela Yüksel Ercan... Bünyesinde beş yayın organını barındıran, arkadaşlarına çatı olan , derleyip toplayan bir medya piri. Kıskançlık, fesatlık, hesatlık, arkadan sarmaların bol olduğu bizim sektörde , değil bir gazeteci bir diğerinin hakkını teslim etmeyi, bırakın övmeyi şu bizim yukarıda yazdıklarımızı bile yazmaz. Buna rağmen Yüksel Ercan abilik yapmaya devam ediyor yarenlerine. O nedenle Yüksel'i alkışlamak gerek.
Bize gelince... Yedi yıldır Gölge Dergi'yi her ay kesintisiz yayınlıyoruz. Sadece Gebze'nin değil Kocaeli'nin en kaliteli , lider dergisini okurlarıyla buluşturuyoruz. 9 yıldır www.golgegazetesi.com ile millete ses oluyoruz. 41 yıldır meslekte sadece işimizi yapıyoruz. Allah, canımıza can kattıkça da, işimiz en iyi şekilde yapmaya devam edeceğiz. Ve alkış beklemiyoruz.