Her Ramazan ayında bölgemizdeki belediyelerin sokak iftarları düzenlediklerini bilirsiniz. Artık geleneksel hale gelen sokak iftarları ile ilgili düşüncelerimi geçenlerde kaleme almış ve desteklediğimi yazmıştım.
Özellikle sadece siyasi gözlükle bakan, AK Parti karşıtlarının bu uygulamalara niçin karşı olduğunu, benim ise neden destek verdiğimi o yazımda dile getirmiştim.
Dün , Dilovası Belediyesi’nin düzenlediği sokak iftarında bir kez daha anladım ki, düşüncemde ve ileri sürdüğüm gerekçelerde sonuna kadar haklıymışım.
Önce bir önceki yazımdan hatırlatma yapayım. Dedim ki; Sokak itfaları artık geleneksel hale dönüşmüş bir kültürdür. Kente katkı sunan, renk getiren, Ramazan’ın hayasını diri tutan ruhtur. Devam etmeli, ettirilmelidir. Bugün ‘’sokak iftarları kalksın’’ diyenler , yarın ‘Ramazan topuna ne gerek var’’ diyecekler, sonrasında da Ramazan’ı külliyen istemeyeceklerdir. O nedenle, sokağın sesine kulak vermek kazandırır. Ne varsa sokakta var.
Evet, bu konuda savunduğum düşünce kısaca böyle.
Ramazan ayına girmemizle birlikte sokak iftarına katılmam yönündeki ilk daveti Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker’den almıştım. Ancak gazetedeki programların yoğunluğu nedeniyle Köşker’le iftar kısmet olmadı, kendisi de umreye gidince bu kez Ali Toltar’dan gelen daveti değerlendirmek vacip oldu.
Dilovası Belediye Başkanı Toltar, ‘’Demirciler Köyü’nde iftar vereceğiz, katılmanı bekliyorum.’’ deyince , bizim Ezgi Uçar’la birlikte kendimizi Demirciler köy meydanında bulduk.
Orada edindiğim gözlemlerimi ve intibalarımı yansıtmakta yarar var.
Peşinen belirteyim, Ali Toltar epeyce pişmiş siyasette, hatta bir yıllık başkanlık sürecinde kimliğinin hakkını verebilen ‘’reis’’ niteliğini yakalamış.
Nasıl bu kanıya vardığımı aşağıda ifade edeceğim , ama önce Demirciler’den yansımalar yapayım.
Gerçi şimdi her biri Büyükşehir’den sonra mahalle oldu, lakin biz köy bellediğimizden yine köy diyelim.
Toltar güzel bir iş başarmış, Köseler, Tepecik, Çerkeşli ve Demirciler sakinlerini Demirciler Köyü’nde bir araya toplamış ve mükemmel bir iftar düzenlemişti. İftar saatinden kırk dakika kadar önce Demirciler’e gittik. Basın Bürosundan Sabahattin Gültekin’de bize refakat etti, Basın Müdürü Nihat Kocabay ise köyde karşıladı.
İftar saatini beklerken meydanda tur atıyorum. Köylülerle konuşuyorum. Henüz Başkan Toltar yok. Meydana devasa iftar sofrası kurulmuş Harıl harıl bir hazırlık var. Onlarca görevli el birliğiyle misafirlere güzel bir sofra hazırlamanın telaşında. Ezgi’de fotoğraflamaya çalışıyor hareketi.
Görevlilerden birine sordum; Kaç sandalye var?
1550 cevabını verdi.
Yani tam bu sayı kadar vatandaş katılacak.
Sofra düzeninin diğer ucunu göremiyoruz. Bembeyaz masa sandalyeler meydanı gelin gibi kaplamış. Diğer yandan kimi çorba, kimi salata, hazırlığında. Tas kebap, pilav, meşrubat diğer mönüler.
Yine bir köylü vatandaşa sordum: Nasıl buluyorsunuz bu iftar uygulamasını?
Cevabı şöyle oldu; Allah, Ali Toltar’dan razı olsun. Uzun zamandır görmediğim dostlarımı bu vesileyle burada gördüm. Hem hasret giderdik, hem de birlikte iftar açtık.
Aynı soruyu başka birine sordum. Verdiği cevap şu: Evde aşımız da, suyumuzda var hamd olsun. Fakat bu iftarın tadı başka. Ramazan nostaljisi yapıyoruz. Kaynaşıyor, kucaklaşıyoruz, geçmişi yad ediyoruz. Belediye Başkanımız Ali Toltar uzak köyleri yakınlaştırıyor.
Bu arada Toltar’ın iftar meydanına girdiğini görüyorum. Alanda bir hareketlilik başlıyor. Toltar masaları tek tek dolaşıyor, kadın-erkek-çocuk demeden herkesle tokalaşıp ‘hoş geldiniz’ diyor.
O arada bir şey dikkatimi çekiyor. Görevliler Toltar’ı hazırladıkları protokol masasına yönlendiriyorlar. Toltar aksina protokol masası yerine normal masalardan birine geçiyor. Yanında İlçe Başkanı Osman Akbulut var, biz de aynı masayı paylaşıyoruz.
Dikkatimi çeken ikinci ayrıntı ezanın okunmasıyla gerçekleşiyor. Toltar su içip orucunu açtıktan sonra yemeğe başlamıyor. Ayağa kalkıp masaları geziyor. Bizler yemekle haşır neşir olurken, Ali Toltar görevlilere talimatlar yağdırıp duruyor; İyice kontrol edin kimse yemeksiz kalmasın, herkese yetiştirin.
İlçe Başkanı Osman Akbulut’un ‘’Başkanım gel, yemeğin soğuyacak’’ çağrısına Toltar’ın yanıtı net: Siz yiyin, ben yemesem de olur, vatandaşlardan kimse unutulmasın.
İşin doğrusu bende kalan intiba, Toltar’ın sadece Dilovası merkez halkıyla değil köylülerle de sıkı bağlar kurduğu yönünde. O gün orada 1500’ün üzerinde katılımcı vardı. Dört köy Demirciler’de buluşturulmuştu.
Ve daha da önemlisi; Toltar, koltuktaki rüştünü ispatladığını konuşmasının satır aralarında yansıtırken, yüzlerce insanın hayır dualarını alıyordu.