Hiç uzatmadan, eveleyip gevelemeden yazacağım..
Bunca yıldır siyasetin içindeyiz, seçimleri takip eder yorumlarız, ancak bu denli kararsızların çoğunlukta olduğu bir süreç daha görmedik.
7 Haziran’a ramak kala gözlemlerimizden çıkan sonuç bu…Ülke genelinde de durum bu, Kocaeli’nde de.
Seçime giderken siyasi partilerin çalışmalarına bakacak olursak iktidar partisinde bir rehavet görüyoruz. Belki de yılların verdiği yorgunluğun sonucu. Ama yinede diğer partilere göre en çok hareketin olduğu parti, AK Parti’dir diyebiliriz. Elbette bunun da bir çok sebebi var. Oy yüzdesini düşürmemek, yeniden tek başına iktidar olmak ve başkanlık sisteminin önünü açmak gibi hesaplar iktidar partisinde enerjiyi ayakta tutabiliyor.
CHP cephesi hareketli, lakin bu hareket sadece parti içinde.
Tabana, seçmene yansıyan heyecan uyandıran bir aktivite olmadığı aşikar. Üçünü sıradaki Tahsin Tarhan’ın çalışmaları da olmazsa Kocaeli’nde CHP var mı yok mu belli değil. Tarhan vekil olabilmek için tek başına partiyi omuzlamış götürüyor. Sonuç ne çıkar, onu da seçim akşamı göreceğiz.
MHP’de durum farklı.
Ülkücüler çıtayı iktidar diye tutuyor, ancak sandık başına gidecek olan seçmenin kararsızlığı , MHP’de yine de Saffet Sancaklı’nın mebusluğunu garanti altına almış durumda.
Lütfü Türkkan’a yönelik her geçen gün artan antipati, Türkkan’ın işini zorlaştıracak gibi.
HDP ise merak partisi konumunda. Selahattin Demirtaş’ın karşılık gören söylemleri adeta ana muhalefet partisi edasında götürüyor HDP’yi.
Tüm bu anlattıklarımızdan ortaya çıkan sonuç şu: ülke genelinde ciddi bir kararsızlık eğilimi var. Çok sürpriz sonuçlara gebe bir genel seçime gidiyoruz. O sürpriz muhalefet partilerini hayal kırıklığına da uğratabilir.
Bilirsiniz , bizim seçmen ya bir hafta kala, ya da sandık başında kararını verir.
Her seçim dönemi böyle olmamış mıdır?
Gündelik hayatta AK Parti’ye kızıp bağırsalar da, eleştirip ağlasalar da, ne hikmetse sandığa giden yine iktidar partisine oy vermiştir.
Bilmem anlatabildim mi?