Siyasi maratonda artık finale yaklaşıyoruz. 30 Mart’a bir şey kalmadı. Siyasi yasakların başlamasıyla çekişme iyice kızışacak ama, fazlaca bir değişiklik olacağını düşünmüyorum.
En azından ben böyle düşünüyorum.
Bölgemizdeki sonuçlara yönelik tahmin ve gözlemimi birkaç kez yazdım. Tabir-i caiz ise rengimizi de belli ederek realite olduk. Sadece kendi rengimizi dürüstçe ortaya koymadık, sokağın nabzını da anlatmaya çalıştık.
Bugün, seçimlere 10 gün kala genel havayı yansıtmaya çalışayım.
Siyasette kararlılık diye bir tanımlama vardır. Bir de ‘’kararsızlar’ dediklerimiz. Aslında bu kararsızlar denilen kesime fazlaca inanmıyorum. Çünkü siyasete ilgi duyan her bir birey, bir şekilde kararlıdır. En azından sandığa gitmeye kararlıdır. Oy kullanmayı isteyen ve sandıkla yüz yüze kalmayı bekleyen seçmen, dolaysıyla kararını vermiştir.
Kararsızlar demek eksik kalır.
Kimi insan aylar önceden karar vermiştir..
Kimi yıllar önceden.
Beklenen olgu siyasi taraflılık anlamında karardır. Biraz karışık olabilir anlatmak istediğim, zira kafaların karıştığı bir süreçteyiz çünkü..
Hayır!
‘’Oyu kime vereceğiz’’ anlamında değil karışıklık. Herkes oyu vereceği adresi belirlemiştir de, ülkenin nasıl bir seçim sonucuyla karşılaşacağı kargaşası öne çıkıyor..Hepsi o.
Çok riskli, çok enteresan bir seçim olacak. Seçimler yerel seçim modundan çıktı, ‘’AKP ile AKP karşıtları seçimi ‘’ olacak havası yaygın.
Seçimlere bu çerçeveden bakıldığında zaten kararın verildiği anlaşılacaktır. Ayrıca küçük bir detay daha var. Her ne kadar sokağa AKP ile karşıtları seçimi gibi yansıtılmaya çalışılsa da, seçmen, seçimlerin yerel seçim olduğunun bilincinde.
Bölgemize bakalım…
Seçimlere son 10 gün kala..
Hava nasıl?
En baştan beri iddia ediyorum… Kamuoyu rüzgarını koklayıp, gözlemlerimle görüşümü harmanlayınca ortaya çıkan gerçek şu yönde; Gebze’de Adnan Köşker’den yana sıkıntı yok. AKP bu yönde çok rahat. AKP’ye genel siyaseten yüklenen muhalefet, Gebze’de Köşker için diyebilecek laf bulamamanın yetersizliğiyle seçimlere girecek.
Köşker’in önceki gün açıkladığı muhteşem projelerini bir tarafa bırakın..
Köşker’in halkla olan kemikleşmiş siyasi diyalogu ve aldığı desteği de görmezden gelin..
Köşker’in Gebze’ye son beş yıldır kattıklarını da bir kenara koyun..
Ama görülmesi gereken çok önemli bir şey var; Köşker saha desteği ile yürüyor.
Ne demek saha desteği?
30 Mart’ta sandığa gidecek olanlar demek…
CHP’li zaten CHP’ye oy verecektir. CHP’nin eksikliği kendi tabanı dışından oy çekememesi. MHP’de aynı durumda. Fakat Gebze’de AKP’nin durumu farklı. Bir tarafta AKP’ye gönül verenler var. Diğer tarafta Başbakan için yol kat edenler. Beri tarafta Adnan Köşker’in bireysel duruşu var. Bir de AKP’ye siyasi linç kampanyası olduğunu düşünerek ‘inadına’’ Köşker’e oy verecek olanlar..
Farkındaysanız AKP bölümü daha ağır basıyor.
Köşker terazisi üstte duruyor.
Bir örnek; Dün , yardımcısı Nilay Ayran’ ı yanına alan Köşker, Arapçeşme’de kadınlarla bir araya geldi. Namık Kemal’de A101 ‘in altında büyük bir alan var, düğün salonu gibi kullanılıyor. O salon Arapçeşmeli kadınlarca hınca hınç doldurulmuş, Köşker’i dinliyorlar. Mayıs ayında belediye Çanakkale’ye bir gezi düzenleyecekmiş. Bana gelen bilgilere göre 340 kadın ismini yazdırmış geziye katılmak için.
Diyeceksiniz ki, ‘’Burada önemli durum nedir?’’
Önemlisi şu; Köşker’in yeniden kazanacağına ve Çanakkale gezisinin gerçekleşeceğine inanan 340 kadının ismini yazdırması önemlidir. O kadınlar sokak sokak Köşker için çalışıyorlardır, şüphe olmasın.
‘’Nereden biliyorsun?’’ diye sorarsanız cevap vereyim.. Biliyorum, çünkü o kadınlardan birisi benim annemdir.
Saha desteği bu işte.. Partisinin adı ne olursa olsun sahadan, yani seçmenden, yani halktan destek bulabilmek.
Köşker Gebze’de tüm bunları kendinde bulabiliyor. Muhalefetin göremediği bu işte. O yüzden bu satırların yazarı bir yıl öncesinden beri, ‘Gebze’de Köşker ikinci dönemini yaşar.’’ diye avazı çıktığı kadar bağırıyor.
Yarın bu köşede CHP’nin niçin kaybedebileceğini işleyeceğim. Birazda diğer ilçelere bakıp genel bir panorama yapacağım.