Seçim hükümeti ve seçimler

 Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir  Cumhurbaşkanı tarafından erken seçime götürülen Türkiye’de, başka bir ilk  yine seçim hükümetiyle yaşandı. İlk başörtülü bakan kabineye girdi.

Seçim hükümetinin mozaikliğini bir tarafa bırakarak 1 Kasım’da gerçekleşecek olan genel seçimlere bakalım.

Bugün ortaya çıkan  seçim hükümeti bir çok  nedenden dolayı çok önemlidir.  Özellikle AK Parti cephesinden baktığımızda pek çok getirisi olduğunu görmek mümkün.

Oluşturulan kabinenin başka bir anlamı da , AK Parti lideri Ahmet Davutoğlu’nun inisiyatifini kullanması ve Beştepe’ye  rağmen  tercihini kendisi yapmış olmasıdır.  Bu , Davutoğlu açısından önemli bir liderlik sınavıdır. Ayrıca Davutoğlu’nun zekice bir liste yapmış olması seçim öncesi toplumun bir çok kesimini rahatlatmış olacak ki, bu da seçimlerin daha sağlıklı ortamda gerçekleşmesine yol açacaktır.

Kabinenin bir de siyasi boyutu var. İşte bu kısım can alıcı olandır. Muhteviyatı iyi okunmalıdır.

Örneğin başörtülü bakan olması.

Topluma verilmek istenen mesaj açıktır.  ‘’Daha düne kadar  üniversitelere başörtüyle girilemezken, biz sorunu kökten çözdük ve bugün başörtülü bir kadın bakanımız bile var.’’  mesajı, 1 Kasım seçimlerinde mutlak karşılık bulacaktır.

Kabinede  anayasa gereği  HDP’li bir bakanın olması normaldir ama, ince ayrıntıya dikkat çekmek gerek.  

Kocaeli Milletvekili Ali Haydar Konca dışında  elbette başka bir HDP’li de olabilirdi . Fakat Konca’nın ‘’Alevi-Kürt’’ kökenli oluşu  yine başka bir hesap olarak değerlendirilmelidir. Bu karar  yine Davutoğlu’nun cin gibi politik eseridir. Çünkü Türkiye’ye verilmek istenen bu mesajla AK Parti  seçim öncesi Alevi-Kürt seçmene kucak açmayı sürdürdüğünü göstererek,  7 Haziran’da küsüp kaçanları geri almanın hesabındadır.

MHP’li Tuğrul Türkeş ise milliyetçi oylara kesinlikle darbe vuracaktır. ‘’Babasının kurduğu, liderliğini yaptığı MHP’yi oğlu bile bırakıp gidebiliyorsa ‘’ sorularıyla seçmenin dikkati AK Parti cephesine çevrilmiş olacak. Böylece MHP’lilerin  bir kısmı, ya da Türkeş soyadının bağımlıları yine AK Parti yönünde oy kullanmış olacak.

Tüm bu olup bitenlerin üzerine bir de  çözüm süreci algısı derinleştirildiği zaman , 1 Kasım seçimlerine çok güçlü bir şekilde girecek partinin AK Parti olduğunu görmemiz gerekir.

Kabul edin veya etmeyin: Sanki seçim hükümeti  MHP’nin baraj altı kalması için kurgulanmış bir yapıdır.

MHP liderinin  7 Haziran  akşamı , henüz işin başında bile değilken her şeye rest çekmesi, sonrasında  ise gelen tüm teklifleri geri çevirmesi kamuoyunda ‘’güreşten kaçan pehlivan’ olarak algılandı. CHP ile HDP’nin ekmeğine yağ sürdü.

Koalisyon görüşmelerinde kim haklı kim haksız, yanlış yapan taraflar kimdi.? Artık bunları düşünmekte yersiz.

Düşünülmesi gereken 1 Kasım’da sonuçların nasıl çıkacağıdır.

Açık konuşmak gerekirse bugünkü siyasi havayı kokladığımızda AK Parti’nin  %4-5 puan oyunu artırarak yine birinci parti çıkacağı, HDP’nin barajı çok rahat aşacağı yönündedir.

Bunu sebebi de, Davutoğlu’nun seçim hükümeti kozunu iyi oynamasıdır.