Aslında içimden geçenler farklı. Us’um da ki kurgular yazacaklarımla iniltili değil. Sade bir vatandaş olarak yazmak istediklerimi yazmıyorum. Zira ben her şeyden önce gazeteciyim. Gazeteciliğin verdiği sorumluluk hissi, özel düşüncelerimi yazmama engel oluyor.
O nedenle ‘sağduyu’ diyorum.
Ülkemizde son günlerde hızlanan terör olayları herkesi derinden yaralıyor. Neredeyse her gün bir bölgeden (Güneydoğu) şehit haberleri geliyor. Elbette içimiz yanıyor, kan ağlıyoruz.
‘’12 Eylül öncesi Türkiye’ye geri mi gidiyoruz’’ diye sormuyorum bile..Bu kez durum daha farklı, daha vahim.
Her gün dökülen göz yaşı, asker ve polisimize sıkılan kurşun elbette havada kalmamalı. Hainler cezasını bulmalı ve hesabını mutlak vermeliler.
Beyinleri yıkanmış gençler mutlaka ultrasyondan geçirilmeliler (!)
Ve daha da önemlisi ; Türk-Kürt kardeşliğine nifak tohumlarının ekildiği bu süreçte kesinlikle soğukkanlı davranmalı, sağ duyulu olmalıyız. Öfke bir yere kadar. Ki bölücülerin istediği de bu. Öfkelenen Türk halkı şehadet getirsin ve silaha sarılsın. Yapılması istenen kirli oyun hu.
Türk milleti cesurdur, büyüktür, güçlüdür.
Türkiye’de bin yıllık bir geçmişin getirdiği Türk-Kürt kazanımları var.. Bölmek, ayrıştırmaya çalışmak, üzmek, kan akıtmak isteyenlerin varlığı da bir gerçek.. Buna rağmen Türk milleti şanına yakışır eda içinde olmalı. Kardeşi kardeşe düşürmek isteyen, Türk-Kürk diye ayrım yapmanın hesabında olanlar inanıyorum ki , asli Kürt yurttaşı değildir. Bir Türk’ün canı yandığında bilirim ki Kürt vatandaşımızın da canı yanar, ağlar, üzülür.
Bu oyun başka oyudur.
Bu oyun Türk-Kürt meselesi değildir.
Bu ülkede Kürt kökenli Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı görmüşüz. Devletin en üst makamında yer vermişiz. Kürt dememiş evlenmişiz, iş ortağı olmuşuz, yaren bellemişiz, dost olmuş nikah kesmişiz. Et ile tırnak ayrılır mı, ayrı düşünülür mü.?
Bu oyun büyük oyundur.. Bu oyun Türk-Kürt sorunu değildir.
Bu oyun kirli hesaplar içinde olan puştların kahpelikleridir.
Sokaktaki sıradan hiçbir vatandaşın tasvip etmediği bir cenderenin içinden geçiyoruz.. Tüm bunlara rağmen sağduyu, sükunet, kardeşlik duygusunun üste çıkması lazım.
Bırakalım asayişi güvenlik güçlerimiz sağlasın. Bırakalım baş kaldıranın başını yargı ezsin. Bırakalım bölücüye cezasını asker versin, polis versin, adalet versin.. Sokaklara taşmasın kutuplaşmalar.Gaza gelmemek gerekiyor.
Belli ki zor günlerin başlangıcındayız. Unutulmamalı ki, böyle günlerde birlik, dirlik, metanet ve cesaret duyularında tek çatı olmalıyız . Unutulmamalı ki; Türk-İslam Milleti, Uhud'tan Hendek'e, Malazgirt'ten İnönü'ye, Çanakkale'den Balkanlara tek vücut olmuş ve muzaffer kalmıştır .
Aslında konu basit.Tüm siyasi partilere özetle düşen ana başlıklar şu: Türkiye'de yeni ve beyaz bir sayfa aç, dış politikada kararlı ol, içeride huzur ve kardeşliği sağla, etnik kimlik ayrışımına yol verme, Misak-i Milli sınırlarını muhafaza et, şanlı bayrağa zeval getirme, kargaşadan nemalanma.
Ve, sağduyu… Herkes için sağduyu.