‘’Milletvekili olup da duruşu değişmeyen kaç siyasetçi tanırsın?’’ diye sorsanız, örnek verebileceğim kişilerin başında belki de, Cemil Yaman gelir.
Dün Gölge Medya’ya ziyaretimize gelince onu hem can kulağıyla dinliyor, hem de ‘Ne zamandır tanıyorum’’ diye içten içe düşünüyordum. Soruma cevap bulamadım. Belli ki epey yıl olmuş. Ya us’um da problem var, ya da yaşlılık belirtileri. Nitekim sadece onu çocukluk evresinden tanıdığım sonucuna vardım. Siz deyin 30, ben diyeyim 40 yıl.
Yani her evresini çok iyi bildiğim birisi. Siyasette önlenemez yükselişine de şahit olmuşum, herkes gibi.
Dün bir ayrıntıyı daha düşündüm…
Yaman, Gölge’ye Belediye Başkanı kimliğiyle geldi. Siyasetçi kimliğiyle geldi. Milletvekili aday adayı ve Milletvekili adayı kimliğiyle geldi. Velhasıl dün Milletvekili olarak çayımızı içti.
Tüm bunlardan daha da önemlisi; sade vatandaş Cemil olarak da biliriz, ayakkabı boyacılığı yapıp okul harçlığını çıkardığı günleri de hayal meyal hatırlarız.
Dün bir kez daha gördüm ki, böylesi bir yükseliş içinde değişmeyen tek şey, onda var olan kişilik ve mütevazilik olguları. Belki de Cemil Yaman’ı ‘Cemil’’ yapan da bunlar.
Bırakın bölge siyasetini, Türk siyasetinde Yaman gibi insanların çoğalmasına cidden ihtiyacımız var. Geldiğimiz süreç belli, mecliste birbirini yiyen, ne oldum delisi olan vekil sayısı azımsanmayacak kadar çok. Öylesi bir ortamda tertemiz siyasetçilere ihtiyacımız olduğu da bir gerçek. İşte Cemil Yaman o ihtiyaç duyduğumuz siyasetçilerden biri.
Demek istediğim şu: Var olan değerlerin kıymetini bilmemiz gerekiyor.