Dilovası her daim siyasetin ilgi odağı olmuştur. Feodal yapısı, ata erk yönetim anlayışı ve etnik halkaların bireysel ilişkileri Dilovası’nda siyaseti çekim merkezi haline getirmiştir.
Bu, 1987 yılından beri böyledir.
Dolaysıyla Dilovası’nda siyaset üretirken, siyaset ederken siyasilerin daha bir başka hassas ve dikkatli olmaları gerekir.
Verilen her mesaj, kullanılan her söz farklı anlamlara yüklenebilir. Dengeler değişiktir Dilovası’nda. Orada özellikle her seçim dönemi patlamaya hazır bir bomba gibi olur insanlar .
Fitili çekilmiş birer bombadırlar.
Çünkü siyaset algısı değişik, beklentiler farklıdır.
Genelde kişiler üzerine yürür politika. Propagandalarda öyledir.
Her fırsatta söylediğim gibi; Dilovası’nda siyasi partiden ziyade , partinin mensubu öndedir. Böyle olunca da propaganda da kullanılan tek bir sözcük hedefteki partiye değil, partinin adayına mal olur.
O yüzden Dilovası’nda siyaset ederken, hele de saha çalışması yaparken tüm adayların daha seçici, ifadelerinin daha yapıcı, söylemlerinin daha toparlayıcı olması gerekir.
Aksi halde yanlış anlamaya varacak tek bir kelime bile, nahoş olayları tetiklemeye vesile olabilir. Bundandır ki; Dilovası’nda başta iktidar partisi AKP’nin adayı Ali Toltar olmak üzere, CHP’nin adayı Ercan Dalkılıç’a ve diğerlerine önemli sorumluluklar düşmektedir.
Zira, Dilovası siyaseti Bağdat Caddesi’ne , seçmeni de İstanbul sosyetesine benzemez .
Dikkat gerektirir, hassasiyet ister.
Bunları niçin yazıyorum?
AKP adayı Ali Toltar’ın Cumhuriyet Mahallesi’nde gerçekleşen toplantıda kullandığı ifadelerden yola çıkarak yazma gereği hissettiğimden.
Gazete sütunlarında yer bulan açıklamalarında demiş ki Ali Toltar,’’CHP’ye oy verirseniz Dilovası 20 yıl geriye gider. Bunların geçmişleri belli.’’
‘’Bunlar’’ dediklerindeki kasıt CHP’nin adayı Ercan Dalkılıç ise, Toltar’ın teşbihi son derece yanlış.
Hedefi de yanlış, söylemi de..
Üstelik son derece de tehlikeli.
Dikkat ederseniz Kocaeli’nde siyasi propagandanın tavan yaptığı tek yer , şu aşamada Dilovası’dır. Bir Gebze’de, Darıca’da, Çayırova’da o Dilovası’nda ki ritmi bulamazsınız. Gerekçelerini yukarıda özetlemeye çalışmıştım.
O nedenle; Dilovası’nda ki adayların çok daha dikkatli propaganda yapmaları gerekiyor.
Söylemleri kişiselleştirmeden, propagandalarını tümüyle siyaset ve proje üzerine kurmaları daha sağlıklı ve huzurlu bir seçim süreci yaşatacaktır. Öyle de olması gerekir.
AKP’nin adayı Ali Toltar çok iyi tanıdığım sevdiğim bir arkadaştır. Gençliğin verdiği hırsla sözcük hatalarına kapılmayacağını umuyorum.
Siyaset, ince uzun bir yol olduğu kadar, bin düşünüp bir konuşmak gerektiren sanattır. Şüphe olmasın ki, Dilovası’nda bu sanatı en iyi şekilde icraa eden seçimin galibi olacaktır.
CHP adayı Ercan Dalkılıç’ın duruşu ve seçkin söylemleri de bundan olsa gerek.