Sosyal medyada uzunca bir süredir dönüp duran bir fotoğraf var. Bir kamyonet ve üzerinde kimler yok ki kimler. Türk siyasetine damga vuran, yön veren, tarih yazan son 40 yılın en baba siyasi isimleri işte o kamyonetin üzerinde.
Şoför mahallinde , direksiyon başında ise 20 yaşında bir genç var.
Fotoğraf iki sebepten dolayı önemliydi.
Birincisi; Kamyonetin üzerindekiler....
İkincisi: Direksiyon başında olan genç.
Şimdi üçüncü bir sebep daha çıktı ortaya ve tartışılan konu; O meşhur fotoğrafı kim çekti?
Bizde bu üç konuya ışık tutalım, tarihe not düşelim.
Sene 1992... Türkiye ara seçimlere gitmiş. Bir çok belde belediye olmuş, pek çok nahiye belde olmuş, bazı belediyeler de ikiye ayrılmış, içinden yeni belediyeler çıkmış. Biz de o tarihlerde Dilovası Belediyesi'nde Ercan Dalkılıç'ın basın danışmanlığını yapıyor, bir yandan da Olay isimli Gebze'nin ilk ofset baskılı renkli gazetesini yayınlıyoruz. Rahmetli Münip Özköse, Murat Çaltepe, İrfan Yormaz, Ayten Seferoğlu, Hazım Özdemir gibi isimler benim gazetenin mihenk taşları. Çaltepe istihbaratla ilgileniyor, Yormaz reklama koşuyor, Özdemir sporda, Seferoğlu'da muhabirlik yapıyor. Ekip zıpkın gibi.
Tam da o yıl, erken seçimin Refah Partisi'ne kazandırdığı ve yeni oluşan belediye, Tuzla Belediyesi. Pendik Belediyesi'nin içinden çıkmış.
Milli Görüş zihniyeti dalga dalga yayılırken ülkede , ilk ve en önemli kale İdris Güllüce'nin zaferiyle Tuzla'da ele geçirilmiş.
İşte o gün, RP için çok önemli bir gün.
Güllüce mazbatasını aldıktan sonra , görevi üstlenceği içinde büyük bir miting yapılıyor Tuzla'da. Konvoyun bir ucu Pendik'te diğer ucu Tuzla sahilinde akıyor. Yer gök RP. Ve o günü daha da ölümsüzleştiren asıl neden Milli Görüş'ün lideri merhum Necmettin Erbakan, RP'nin İstanbul İl Başkanı Recep Tayip Erdoğan'la birlikte mitingteler.
Uzatmayayım.... Yukarıda saydığım üç sebebin yanıtınıda vereceğim .
Miting alanından belediyenin olduğu binaya hareket edilirken saatler tam da 14.00'ı gösteriyordu. O ara teşkilat başkanının dikkatini konvoydaki kamyonet (pikap) çekti. Başkan kamyonete gitti. Direksiyonda Erbakan hayranı genç bir lokantacı vardır. Esmer, dolgun bıyıklı bu genç Gebzeli Cevat Sayan'dı. Yine kendisi gibi Erbakan hocanın hayranı, sonradan bölgemizde etkin siyasete sahip olan Yusuf Demir 'le birlikte Gebze'den gitmişlerdi mitinge.
Teşkilat başkanı Cevat Sayan'a şöyle diyordu ; Konvoyda üstü açık araba yok. Sen liderimizi belediyeye kadar taşır mısın. ?
Cevat Sayan'ın dili damağı kurudu, gözleri açıldı, kalbi duracak gibi oldu, heyecanın en büyüğünü yaşadı üç-beş saniye. Bir gün dünyaya hükmedecek, Türkiye 'yi yıllarca yönetecek dev bir kadroyu taşıyacağı aklına bile gelmezdi.
''Tamam, olur'' diyebildi sadece.
Korumalar pikabın etrafını etten duvar ördüklerinde önce Erbakan, sonra Mehmet Sekban, , ardından Recep Tayyip Erdoğan ve İdris Güllüce ile Önder Karan çıktılar pikabın kasasına. Bir koruma, Yusuf Demir ve Cevat Sayan'da şöfor mahalindeydi.
Cevat Sayan direksiyonu Tuzla yönüne kırdığında ,'Dur, tur atalım '' dediler . Saat 14'de çıkılan şehir turu Tuzla'nın tüm mahalleleri ve Aydınlı dahil saat 18.00'e kadar sürdü.
Saat tam 18.00'de İdris Güllüce mühürü eline almış oldu.
O yolda Gebzeli bir gazeteci de vardı. Mitingi takip etmesi , bol fotoğraflaması, fırsat yakalarsa Erbakan'la konuşmasını da istediğim gazeteci , gazetemiz Olay'ın istihbarat şefi , kurucularından Murat Çaltepe'idi.
Cevat Sayan'la Gebze'den tanışıklığı olan Çaltepe , aslında miting alanına Sayan'la gitmişti. Liderler Sayan'ın pikabına çıkarken de deklanşöre ilk basan Çaltepe olmuştu. İşte bugün tarihe mal olan o meşhur fotoğrafın öyküsü bu, fotoğrafı çeken de Murat Çaltepe'dir...