Muzaffer Bıyık'ın sırrı ne?

Başlık biraz ilginizi çekti değil mi, belki de pek çoğunuz sadece başlıktan dolayı bu yazıyı okuma gereği duydunuz... O halde merakınızı gidermeye çalışacağım. Ve sizlere Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık'ın sırrını açıklayacağım. Okumaya devam edin.
İnsanoğlunun doğasında merak var ya... Bu da böyle bir şey... Merak.
Peşinen şunu belirteyim; başlıktaki anlatım ifadesinin iki anlamı var. Edebiyata biraz ilgili olanlar, o başlıktaki gizi çözmüş olabilir. Yani ''Bıyık'ın bir sırrı var, veya Bıyık'ta ki sır''... Bıyık'ın kendine has bir sırrı var mı yok mu bilemem. Her insanın hayatında bir sırrı vardır gerçi, o kısmı beni ilgilendirmiyor. Hayatım boyunca da kimsenin sırlarını merak etmedim. Etsem de, bilsem de felseme aykırı . Zira bizde ser gider sır kalır.
Neyse ....
Gelelim ''Muzaffer Bıyık'ın sırrı ne?'' sorusunun cevabına...
Evet, sizce de Bıyık'ın sırrı ne ki lehinde pankartlar , dövizler açılıyor, asılıyor ve kitleler peşinden koşuyor.? Bu belediye başkanı neden bu kadar seviliyor, sokakta karşılık buluyor?
İşte 'Bıyık'ın sırrı ne'' dediğim bu...
Siyasete ilgi duyanlar demek istediğimi çok net anlayacaklardır.
Ama önce bir ay öncesine gidelim sonra konunun detayını , gözlemlerimi, intibamı yansıtacağım.
Hatırlarsınız ; bir ay önce Başkan Bıyık, malum salgından etkilenmiş ve evinde karantinada tutulmuştu. Başarılı bir karantina süreci sonrası ve çok sağlıklı şekilde makama döndü. İşte 'sır' dediğim o günlerde ortaya çıktı.
Siyaset eden, siyaset yapan, siyasetle nefes alıp veren, siyaseti yaşam tarzı haline getirmiş kaç belediye başkanı, milletvekili, genel başkana nasip oldu bilmem, çünkü bugüne kadar görmediğimiz bir şey gördük o günler. Bir fotoğraf gördük.
Hatırlayın....
Başkan Muzaffer Bıyık'ın karantinada olduğu üçüncü gün evinin sokağını doldurmuş onlarca genç, yüzlerce Darıcalı muhteşem bir pankart açtılar. Bıyık'ın sırrını anlatan, Bıyık'ı anlatan, Bıyık'ın neden siyasi hayatında zirveye çıktığını yansıtan bir fotoğraftı...Ve o fotoğrafta şu yazıyordu ; ''Bugüne kadar hep sen bize sordun bir isteğiniz var mı diye. Şimdi biz soruyoruz , Muzaffer abi var mı bir isteğin.''
Böyle bir şey yok... İnanın Türk siyasi tarihinde bir belediye başkanı için böylesi bir vefa, sadakat, samimiyet, bağlılık afişi açılmadı. En azından bu satırların yazarı 41 yıllık meslek hayatında görmedi, duymadı, şahit olmadı.
Muzaffer Bıyık için açılan o pankart aslında çok şey anlatıyordu... Bıyık'ın Darıca'daki gücünü, insani olarak gördüğü desteği, sevilip destek bulduğunu, sevenlerinin çığ gibi büyüdüğünü, Pandemi süresini çok iyi yönettiğini, darda olana el uzattığını, ihtiyaç sahiplerine omuz verdiğini, ekmeğini bölüştüğünü, kapısını çalanı geri çevirmediğini, siyasette kalıcı olduğunu, ilçesine hizmet ettiğini ve daha da önemlisi gönüllere demir attığını anlatıyordu.
Bugün, o pankartı Bıyık'a sordum..
''Siz balkondayken açılan o pankartı gördüğünüzde nasıl bir duyguya kapıldınız?''' dedim.
Durdu, yutkundu, bir an gözleri boşluğa daldı, hafif tebessüm etti ve dedi ki; '' Çok ama çok moral buldum, güç kazandım, mutlu oldum, duygulandım. O akşam sokağa gelen gençlerin, hemşerilerimizin bir çoğunun ailesi, tanıdıkları karantinada olanlardı. Ben o vatandaşlarımızı , karantinada olan Darıcalılarımızı her akşam telefonla arayıp durumlarını takip ederek bir istekleri , ihtiyaçları var mı diye soruyordum. E bende karantinaya girince onlarda bana aynı şeyi yapmışlar, düşünmüşer, 'Bir ihtiyacın var mı' diye sordular. Çok ama çok duygulandım. Biz hep birlikte Darıca'yız.''
İşte mesele bu.. Yazımızın başlığındaki sorunun cevabı da bu.
Siyaset her ne kadar insanları ikna etme sanatıysa da, bir o kadar da gönüllere seslenme becerisidir. Muzaffer Bıyık, bunu başarmış bir siyasetçidir.
Diyeceğim de budur.